2009/06/05

Ey Yaşam!


Yaşam denen şu koskoca bilmecenin ortasında çabalayıp durmak. Getirdikleriyle götürdükleriyle mücadele etmek, ayakta durmaya çalışmak, bir sürü sorunla uğraşmak.. Tüm bunları yaparken yorgunluk, uykusuzluk, zamansızlıkla boğuşmak.. Üstüne eklenen mevsimsel geçişler..
Adaptasyon sorunu..

Başarmak.. Her şeye rağmen mutlu olabilmek..

Ve bu yolda yürürken karşınıza çıkan insan tiplemeleri.. Ne kadar hassas ve iyi niyetli davranırsanız davranın anlamayan, tersiymişcesine üzerinize çöken kabus benzeri varlıklar. Yok mudur? Vardır.. Sizin de olmuştur.

Bakın iki örnek :

Bir hemcinsiniz.. Karabasanlarla uğraşan, ne kadar uzak durmaya çalışsanız, kaçsanız, çaresini bulan, burnunuzun dibinde bir şekilde biten, paranoyalarına sizi alet edip bunaltan.. Yaşamı bir cehennemmişcesine algılamanıza neden olan, bunu başarmak için ne yapacağını şaşırmış tam bir kabus.
Bir cehennem görevlisi...

Bir kapıcı.. Kompleksler yaşayan. Daha doğrusu her yanından kompleks akan. Bunu hissetmemesi için öz kardeşinizden daha iyi davrandığınız.. Konumundan utanıyor diye her gördüğünüzde ne yapacağınızı şaşırdığınız, sürekli halini hatırı sorup tebessüm ettiğiniz.. Nasıl olsa iyi insansınız diye sizi umursamayan.. Kendisine emirler yağdırıp azarlayanlara, hakaret edenlere kul köle olan, onların karşılarında hazırol'a geçen..

Daha var.. Bitmez.. Bitmeyecek.. Eminim..




Her şeyin tersini mi yapmalı?

Ey yaşam!
Hata sende mi, bende mi?
Bir anlasam... Ah bir anlasam :(