2009/08/10

Zeugma İle BOZCAADA



Bozcaada.. Ege'nin incisi, adalarımızdan Gökçeada'dan sonra büyüklükte ikincisi. 
Antik çağda Leukophrys, Yunan Mitolojisinde ise Tenedos adıyla bilinen Bozcaada'nın ilk sakinleri Akaların bir kolu olan ve M.Ö.2000 yıllarında buraya yerleşmiş olan Pelazziler.. İlk defa 1455 yılında Fatih Sultan Mehmet tarafından Osmanlı İmparatorluğu'na katılmış. 1912 yılında Balkan Savaşı sırasında Yunan donanmasınca işgal edilmiş, Lozan Antlaşması sonucunda 20 Eylül 1923 yılında Türkiye Cumhuriyeti'ne bağlanmış. Zeugma bugün Bozcaada'daydı. Gördüklerini aktarmaya çalışacak :)


Arabalı vapurunuz Bozcaada'ya yaklaştıkça gözünüze ilk çarpan, heybetli görüntüsüyle ''Hoşgeldiniz'' der gibi tam karşıda dikilen kalesi oluyor. Son derece iyi korunmuş bu kalenin ne zaman ve kimler tarafından yapıldığı tam olarak bilinmiyor, fakat Venedik, Ceneviz ve Bizanslılar döneminden beri kullanıldığından söz ediliyor.


Ayazma Koyu ve Plajı adanın en popüler, en kalabalık koyu. Turkuaz rengi denizi ve incecik kumu ilk defa gelenleri gerçekten şaşırtıyor. Deniz pırıl pırıl ve tertemiz. Yukarıda, yolun uç kısmına parketmiş 34 plakalı yüzlerce jeep vardı bugün. Sanki bütün İstanbul oradaydı. Ve ufuk çizgisinde en az 50 şilep görüntüdeydi.. Ayazma Plajı için konaklama imkanı ne yazık ki yok. İzne kapalıymış çünkü.  Ama kaliteli yeme, içme ve duş imkanları mevcut.

Bozcaada'da 12 burun ve 12 koy, kuzey kıyılarında kumullar bulunmakta. Yılın bütün aylarında, özellikle kışın müthiş rüzgarlı. Bu yüzden burada 3 ayda bitirilmiş ve Haziran 2000’de faaliyete alınmış 17 adet türbinden oluşan ve yılda 35 milyon kw/h elektrik üreten ''Rüzgar Enerji Santrali'' kurulu. Bitki örtüsü olarak en önemli örtü üzüm bağları. Halkın geçim kaynağı zeytincilik, bağcılık ve şarap yapımı üzerine. Adada dört şarap fabrikası bulunuyor.
Hayatımızda bu kadar lezzetli üzüm yemedik.  Alanlar fotoğrafta gördüğünüz bu küçük üzüm kasalarından en az 3 tane alıyor. İncecik ve enfes sarmalar yapmak için kavanozlara hazırlanmış asma yapraklarına da talep çok fazla..


Rumların bırakıp gittikleri evler. Hepsi restore edilmiş. Kimi otel, kimi pansiyon olarak kullanılıyor. Adada fiyatlar çok ucuz. Bu otellerde kahvaltı dahil günlük 35 YTL'ye kalınabiliyor. Odalar 3 kişilik. Ayrıca yine çevredeki restoranlarda balık, yemek ve ızgara çeşitleri çok uygun fiyatlarla tarifelendirilmiş. Üstelik Bozcaada'nın temiz, sürekli esintili, kendiliğinden klimalı havası insanı hiç terletmiyor ve bezdirmiyor.



Ve akşam karanlığı inmeye hazırlanırken, o heybetli kale bu kez sizi dönüş yolunda uğurlamak için orada beklemekte olan bir imge gibi adeta..
Not:  Bu posttan üç yıl sonra yazılmış olan BAYRAMDA BOZCAADA (Tıklayın lütfen)