2011/02/05

Hürrem Sultan Muhteşem

Başladığından beri büyük bir ilgi ve beğeni ile seyrettiğim,
dizi izleme zevkimle birlikte kaybolmaya yüz tutmuş tarih merakımı da geri getiren ''Muhteşem Yüzyıl'' adlı dizi...


Bir diziyi ve tarihi bana yeniden sevdiren şeyin ne olabileceğini düşündüğümde, cevap şüphesiz ki Hürrem Sultan'ı canlandıran ve tam sekiz ay süren seçmeler sonucunda bu rol için uygun bulunan oyuncu Meryem Uzerli idi. Oyunculuk eğitimi almış olması ve yeteneğinin yanı sıra tanınmamış bir yüz olması, Türkçeyi aksanlı konuşması, dolayısıyla dizi ilerlerken tıpkı Hürrem Sultan gibi Türkçeyi öğreniyor olması onu rolü için biçilmiş kaftan yapıyor. Performansı gerçekten muhteşem...


Budur işte. Popüler isim kaygısı gütmeden, mankenleri, şarkıcıları, TV yarışmalarında ünlenmiş isimleri temcit pilavı gibi her dizide önümüze sürmemek, emekleri heba etmeyecek etkide ve ''seyredilesi'' bir yapım çıkarmaktır ortaya. Aynı rol Beren Saat'e verilseydi tek bir bölüm bile izlemeyeceğimden adım gibi emindim.


Hürrem'in bendeki etkileri inanılmaz oldu ve gerçek Hürrem'in nasıl biri olduğu konusunda harekete geçirdi. Şüphe yoktur ki Osmanlı tarihinde yer almış en ünlü kadındır Hürrem Sultan. Ukrayna'da bir köyde, asıl adı Aleksandra olan kızıl saçlı, küçük bir papaz kızı iken, Kırım süvarileri tarafından esir alınıp Topkapı Sarayı'na getirilmiştir.


Mevcut resimlerine bakıldığında çok güzel bir kadın değildir kesinlikle. Kanuni'nin gönlünde taht kurma, onu avucunun içine alıp her istediğini yaptırma nedeni zekası ve güler yüzü olarak gösterilmektedir. Cariyelerin padişahın mülkü olmasından dolayı ayrıca nikaha gerek kalmamasının onu rahatsız ettiği ve azat edilip nikahlanmayı şart koştuğu, Kanuni'nin bunu kabul edip tarihte benzerine rastlanmayan biçimde, Hürrem'i önce azat edip sonra nikahına aldığından bahsediliyor.

Birçok tarihçi Kanuni'nin parlak zaferlerinin arkasında Hürrem'e duyduğu büyük aşkın yattığını söyler. İkisi arasındaki dillere destan aşk, birbirlerine yazdıkları aşk mektupları ile günümüze kadar gelmiştir. Kanuni'nin ''Muhibbi'' mahlasıyla yazdığı şiirlerin esin kaynağı Hürrem'dir.


Dördü erkek, biri kız, beş çocuk dünyaya getiren Hürrem, Haseki (has-eke; yani has gelin) olarak anılıyor. Onun zamanına kadar bulûğ çağına gelen şehzadeler tayin edildikleri sancaklara anneleriyle beraber gitmelerine rağmen Hürrem Sultan oğluyla sancağa gitmeyen ilk şehzade annesidir. Çünkü Kanuni kendisinden ayrılmak istememiştir.


Kanuni'nin zevcesi olma sıfatını hakkıyla taşımış bir imparatoriçedir o.
Son derece kültürlüdür. Padişah seferde iken sarayın düzeni koruyan, periyodik mektuplarıyla İstanbul'dan ve saraydaki durumdan onu haberdar eden, padişahın sağ kolu olarak çalışmış ve ona çok yardımcı olmuş, aynı zamanda son derece hayırsever bir hanımdır.


Kanuni Sultan Süleyman'ın, Hürrem kendisinden sekiz yıl önce, 52 yaşında ölene kadar başka hiçbir kadınla ilgisi olmamış, ondan sonrasında dünyadan zevk alamaz duruma düşmüştür.


İki aşık Süleymaniye Camii avlusundaki türbelerinde, sonsuz uykularında da yan yanadırlar.


Kanuni 45 yaşındayken İtalyan ressam
Titian tarafından yapılan tablosu (1539)
Kaynak:Vikipedi


- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -

TOPKAPI SARAYI'NDA SANAL TUR İÇİN (Tıklayın)