2011/04/01

Sabretmek

Haksız olduğu ispatlandığında özür dilemesini bilmeli insan. Yok eğer bu zor geliyorsa iki kelimeyle gönül almayı denemeli.
Boşu boşuna yıprattığı insana hatasını kabul ettiğini sözleriyle, bunu da yapamıyorsa ufacık bir tebessümle olsun hissettirmeli...

Sabır için ''simsiyah dikenli bir teli yutmak ve dikenler içini parçalayıp geçerken tek kelime çıkarmamaktır'' benzeri bir söz okumuştum...
Sabretmek nasıl bir şeymiş kanımın son damlasına kadar test ettim bugün. İçimdeki o simsiyah dikenli tel epey bir acıttı canımı. Ama olamadı. Sonuçta en sabırlı insanın bile bir kırılma noktası, bardak hangi türden olursa olsun onu taşıran ''son bir damla'' mutlaka varmış.
Yaşam tüm renkleri aynı anda sunmuyor size avuçlarında.
İstediğiniz kadar insan sevgisi, nezaket ve iyi niyet içinde olun, biri çıkıp söndürüveriyor tüm renkleri.

Benimle iddialaştın da ne oldu? O kadar ısrarcı olduğun, beni saatlerce yerden yere vurduğun meselede asıl suçlunun, asıl dikkatsizin, onca emeği mahvedenin sen olduğunu belgelerle gözünün önüne serdiğimde, bu sana en büyük cezaydı aslında. Ama sen, hani şu özür dilemek yerine ölmeyi yeğleyenlerdendin işte...