2013/09/12

Plastik Ağaçlar

Geliştirdiği teknolojilerle dünyayı hızla değiştirmekte olan insanoğlu yarattığı yapaylıklarda sınır tanımamaya başladı. Bu anlamda üretilen her şeye sorgusuz sualsiz kapılmakta olan bizler bir nevi itaat kültürü içindeyiz.

Şaşkınlığı bir tarafa bırakıp bize sunulan ne varsa kısa bir süre içinde benimsiyor, hatta bir süre sonra sıradan bulmaya başlıyor, yeni beklentiler içine giriyoruz.

Çocukluğumuzdaki kristal vazoların değişmez süsü, yıllar yılı renk renk, çeşit çeşit üretilmiş yapay çiçekleri düşünün. İçlerinde gerçek çiçekten ayırt edilemeyecek kadar güzel ve göz alıcı olanları vardı. Sonrasında, saksısıyla birlikte akla gelebilecek her türlü çiçeğin üretimine geçildi.

Geçenlerde girdiğimiz bir kafede cam boyunca sıralanmış yirmiye yakın küçük boy saksı vardı örneğin. İçlerinde, yeni ekilmiş ve taze yeşil yapraklar arasında henüz açmaya başlamış, minik eflatun çiçekler...
O kadar başarılıydılar ki bildiğimiz canlı çiçekti hepsi. Onca süre gerçek sandım ve ancak çıkarken dokunduğumda anlayabildim yapay olduklarını.

Kim bilir onlara bakmak belki de beynimiz gerçek çiçek olarak algıladığı için bu kadar güzeldi. Çünkü alınan hazzın evlerimizde ve balkonlarımızda özenle bakıp büyüttüğümüz çiçekleri izlemenin verdiği hazdan pek farkı yoktu. Elbette yapay ağaç yapımına da geldi sıra.
Yapay kauçuklar, deve tabanları, çam ağaçları, hatta bonsailer. Restoranlardan tutun da okullara, şirketlere, otel lobilerine kadar akla gelebilecek her yerde görmeye başladık onları. İrili ufaklı saksıların içinde gerçek mi yapay mı olduklarını yanına gidip incelemeden anlayamayacağımız kadar sahiciydiler doğrusu. Olay öyle bir boyuta geldi ki, artık plastikten yapılma devasa palmiye ağaçları alışveriş merkezlerinin olmazsa olmazıydı. İyi ama, kimi zaman şehrin belirli kısımlarına ışıklandırma amacıyla kondurulan yapay palmiyeler dışında bu saydıklarımın hepsi ''kapalı alanları'' güzelleştirmek, zahmetsizce şenlendirmek adına kullanılıyordu.

Şimdi, kullandığım ilk görsele dikkatle bakar mısınız lütfen?
Bakanlıklardan birinin önünden geçerken gördüm bu ağaçları.
Boyları o kadar yüksek olmasa farketmeyecektim belki de. Gerçek ağaçlar arasında ortama nasıl da uyum sağlamış, gökyüzüne doğru uzanıp doğanın bir parçası oluvermişlerdi. Dikkatimi yoğunlaştırdığımda anlayabildim plastik olduklarını...

Bu ağaçların insan üzerindeki etkisi o kadar kötüydü ki!
Onları farkettiğim an ölesim geldi resmen, bir müddet nefes alamadım.
Gözümün önünden kâbus gibi görüntüler geçmeye başladı...
Gezi Parkı, Atatürk Orman Çiftliği, ODTÜ Kampüsü...
Gördüğü bütün ağaçlık ve ormanlık alanları hunharca katleden insanlar!
Binlerce AVM ile iç içe geçmiş, etrafında tek bir ağaç ve yeşil alan bırakılmamış, insanın üzerine üzerine gelen beton yığınları!
Ve ellerindeki plastik ağaçlarla ''Alın size çözüm!'' diye iğrenç bir şekilde sırıtan adamlar!

Bu ağaçlarla ilgili kesin olan bir şey varsa; '' yakın geleceğe ait kâbus'' gördürme konusunda etkileri çok fazlaydı...
Üstelik gerçekleşme yüzdesi oldukça büyük bir kâbus!