2015/09/27

Yetenek ve Pozitif Enerjinin Adı: Andre Rieu

İnsanların çoğu ne kadar yüksek makamdaysa o kadar yüksek ego barındırır.
Bir o kadar da ciddiyet yerleştirir yüzüne. Asık suratlıdır.
Bunu otorite sağlamak adına ya da dikkate alınmayıp suistimal edilme kaygısıyla yapmakta, güler yüz gösterirse kendisine saygı duyulmayacağı, sözünü dinletemeyeceği endişesini taşımaktadır.

Bu türden kişiler üzerlerine kendi elleriyle ''kızgınlık, öfke ve nefret'' formunda işte böylesi kötü bir aura yerleştirip sürekli negatif enerji yaydıklarından, bulundukları her yer soğuk bir ortama dönüşür. Diğer insanları zihinsel ve duygusal anlamda rahatsız edip ağırlaştırır, kendilerinden uzaklaştırırlar. Çünkü ister pozitif ister negatif enerjiye sahip olsun, frekansı yüksek kişi diğer insanları etkisi altına alır.

Gülümsemek asık suratlı olmaktan daha kolaydır oysa. Asık suratlı olmak için 43 yüz kasının gerilmesi, tebessüm için 17 kasın yeterli olduğu söyleniyor, yani daha az enerji gerektiği. Güler yüz; hoşgörü, sevgi demektir özünde, bir erdemdir. İnsanları mutlu edecek eşsiz bir ilâçtır. Etraftaki asık suratları gevşeten bir iyi niyet sembolü ve habercisidir. Zira gülümsemek bulaşıcıdır. Karşınızdakilerin size gülümsemesi için öncelikle siz gülümseyin bakalım, neler olacak...

Sevgi ve saygı dolu, şefkatli olmalı, egolardan arınıp varlığımızın yaşama uyum göstermesine izin vermeliyiz. Negatif enerji aynı zamanda kıskançlık ve kin duyguları ile beslenmeyi de çok sever. İnsanları asla küçümsemeden sevgi, saygı ve güler yüzlü bir yaklaşımla alınacak geri dönüşüm elbette ki ona göre şekil alacaktır.
Ve birazcık da mizah olmalı tabii...


Valsler Kralı (Waltz King) olarak da bilinen Hollandalı kemancı, besteci ve orkestra şefi Andre Rieu, işte tam olarak böyle biri. Kitlelere pozitif enerjisini olduğu gibi aktaran, tebessüm ve iyi niyetin diğer adı. Sevginin bir insanda vücut bulmuş hali.

Klasik müzik icra eden orkestra üyeleri genellikle donuk suratları ve mekanik hareketleriyle adeta cansız, ruhsuz birer robot gibi çalarlar, öyle değil mi? Ancak Rieu'nun her birine 50-60 bin kişinin katıldığı stad konserleri öylesine büyülü bir atmosferle sarıp sarmalanıyor ki on binlerce insan aynı anda bir bütün haline gelip tek yürek olabiliyor. Bir klasik müzik sever olarak onu hayranlıkla izliyorum...

1987 yılında Johann Strauss Orkestrası'nı kuran, bugün elliyi aşkın müzisyenin üyesi olduğu orkestrası ile, Strauss valslerini 19.yüzyıl ruhu ve atmosferiyle dünyadaki tüm büyük kentlerde sunan pozitif enerji patlaması bu adam Türkiye’ye geliyor. Dünya müzik listelerinde 30 kez birincilik, 355 Platin Albüm Ödülü, 35 milyon DVD satışı, 2012 yılında dünyanın en çok satan erkek sanatçısı olma gibi özelliklere sahip olan Rieu ve orkestrası 5 Kasım'da Ankara'da (ilk kez), 7 Kasım'da ise İstanbul'da sahne alacak. Klasik müzik severler... ''Kaçırmayın,'' derim...