2015/10/08

İntikam Soğuk Yenen Bir Yemektir

Hem görsel hem söz ne kadar ürkütücü aslında. Oysa düşünecek olursak tüm dünya kin, nefret, intikam körükleyen halleriyle bu görüntüyle ne kadar da iç içe.

Kitap okurken, dizi ya da film izlerken bu cümleyle karşılaşmamış olan var mıdır? Genellikle polisiye türü ya da mafya içerikli yapıtların olmazsa olmazıdır. Öyle ki; sık kullanılmaktan değişik versiyonları oluşmuş:
''İntikam soğuk yenen bir yemektir.'', ''İntikam sıcak yenen bir yemektir.''
Hatta ''Soğuk ya da sıcak farketmez, intikam lezzetli bir yemektir.''
Hiç merak ettiniz mi, atasözü müdür, deyim midir, kime aittir bu söz?
Ya da bir replik midir? İntikamın yemekle ilişkisi, söz konusu yemeğin aslı nedir? Sıcak mı soğuk mu yenir?
Ben merak ettim, evet. Deyişin tarihi çok eskilere dayanıyor. Bir Klingon atasözü olduğu ya da Stalin'e ait bir söz olduğu söyleniyor; ama kesin kaynak belli değil.
70 yıl kadar önce çekilmiş ünlü bir seri cinayet filmi olan Kind Hearts and Coronets'de geçiyor örneğin:
"Revenge is a dish which people of taste prefer to eat cold."
1973'te gösterime giren The Godfather'ın da en ünlü repliklerinden biri:
"Revenge is a dish that tastes best when it is cold.''
O halde neymiş? İntikam genellikle 'soğuk' yenen bir yemekmiş...
The Godfather filminin, New York'un yeraltı dünyasını yöneten güçlü bir İtalyan aile ile onlara eşlik eden dört ailenin (mafya) hikâyesini anlattığını ve Amerika'da suç işlemiş nüfuzlu aileleri aklamak üzere özel olarak çektirildiğini biliyoruz. İntikam söylemi, bu filmde ailenin politikacılar ve yargıçlarla yakın ilişkiler içinde olan ve bu özelliği ile açamayacağı kapı bulunmayan üyesi Don Corleone tarafından sarfediliyor. Ne kadar da tanıdık ve manidar, öyle değil mi?

Güncel konuşma diline de girmiş olan bu deyiş, intikam-tepki ilişkisini, intikamın bir hak olduğunu, mutlaka alınması gerektiğini vurguluyor. Soğuk yenen bir yemek olduğu belirtiliyorsa soğukkanlı ve sabırlı olmak, intikam için beklemek gerektiğini, sıcak yenen yemekle eşleştiriliyorsa sıcağı sıcağına intikam almanın elzem olduğunu...

Bizim dilimizdeki ''Öfke baldan tatlıdır,'' atasözü devede kulak kalıyor doğrusu...

Bu konuya neden mi değindim?
Öfkeli bir toplum olup çıktık malum. Öfkelerin kin ve nefrete dönüştüğü, insanların intikam hırsıyla yanıp tutuştuğu, sıcağı sıcağına ya da uzun vadeye yayılmış her türlü intikamın art arda alındığı kötü ve karanlık günlerden geçiyoruz.
Sevinç, mutluluk gibi duygular kendi kendine ortaya çıkar hani. Öfkede ise kişi 'bir başkası tarafından haksızlığa ya da zarara uğratıldığı' algısıyla; hayal kırıklığı, aşağılanma, içsel yetersizlik ve değersizlik gibi duygular yaşıyor ve eyleme geçmeye karar veriyor. Bir an önce olması ya da uzun vadeye yayma tercihi ise yaşanan duygunun yoğunluğuna göre şekil alıyor.

Öfke, zamanla kine dönüşen tahripkâr bir duygu. Duygularımız içinde en tehlikeli olanı. Kalbin huzurunu bozan manevi bir hastalık. Ayrıca vücut için zehirleyici özelliği çok yüksek bir toksin niteliğinde olduğu kanıtlanmış.
Kişi kendine zarar verdiğinin farkında mı oysa? Öfkeyle kalkıp zararla oturduğunun?

Bu yıkıcı duyguyu dinler de reddediyor.
Pavlus bile demiş ki: ''Kötülükten tiksinin, iyi olana sarılın.''
Bizim dinimizde ise ''Mümin kinci değildir,'' buyruluyor ve Cennet yoluna giden bir engel olduğundan söz ediliyor.

Öyleyse; dindar olayım derken kindar olmaktan sakınmak gerek...
Sevgi gibi birleştirici bir güç varken, barış içinde yaşamak varken, üstelik şu dünyada hepimiz için yer varken, kötü olandan tiksinmek, iyi olana sarılmak; kinden, nefretten, intikamdan arınmak gerek...