2016/05/25

Kedi Severler ve Show Yapanlar

Yaşadığımız dünyada ''insan'' tanımlamasıyla yer almış canlı türüyüz.
Tüm canlı türleri, hepimiz, varoluş nedenlerimizle ve işlevlerimizle birbirimizi bütünler, karşılıklı etkileşim içinde ve bir döngü halinde hem ekolojik hem biyolojik yönden, kimi zaman ruhsal doyuma da ulaşarak yaşadığımız hayatı anlamlandırırız.

Zaten doğanın da gereği budur.
Başka bir deyişle ''Doğanın Dengesi''dir. Herhangi bir eksiklik bahsettiğim bu döngüyü olumsuz biçimde etkiler ve diğerlerinin varoluş ya da işlevlerinin aksamasına neden olur.
Çevrecilerin sürekli vurguladıkları da özet olarak budur.

Dolayısıyla biz insanların gelişimine bitkilerin ve özellikle de evcil hayvanların getirisi tahmin edebileceğimizden daha büyüktür. Örneğin küçük bir çocuk yaşadığı dünyayı doğası, bitkisi, hayvanları ile tamamen bir bütün olarak algılar ve kabullenirse bu onu hem birey olarak mutlu eder, hem de sosyal bir varlık olarak daha saygılı, daha verici, daha ılımlı olabilmesine yardımcı olur.

Bu bakımdan evcil bir hayvanla iç içe büyüyen çocuk kesinlikle çok daha sevgi dolu, duygusal ve ruhsal bakımdan sağlıklı bir yetişkin olur. Bu psikolojide de kabul görmüş bir gerçektir. Ve hayvanlar da en az bizler kadar yaşamda yer alıp sevilmeleri ve haklarının korunması gerekli canlı türleridir.

Bu görevi bizler elimizden geldiğince ve birtakım yollarla yerine getirmeye çalışıyoruz. Hayvanlara zulmedenleri uyarıyor, gerekli mercilere haber veriyoruz. Hangimiz sokakta kalmış minicik bir kedi ya da köpek yavrusuna duyarsız kalabiliyor? Onları görür görmez ilk etapta karnını doyurma, sahiplenme duygularımız harekete geçmiyor mu?

Hayvanları koruyan birtakım dernekler var, barınaklar var. Bu görevi üstlenmiş insanlar ve üyeler canla başla mücadele veriyorlar. Bu uğurda kendi özel yaşamlarını hiçe sayacak kadar çaba gösterenler var. Hepsi elleri öpülesi kişiler ve üstlendikleri gerçekten kutsal bir görev. Bir de göstermelik bir hayvanseverlikle sırf show yapmak için bu işe soyunanlar var. Örneğin minicik bir kedi yavrusunu bu işe alet eden hastalıklı zihniyetler...

Şimdi, blog yazmaya başladığım ilk yıllarda başıma gelen bir olayı anlatmak istiyorum:
Olayın baş kahramanı kadın, Avustralya'da yaşayan sözüm ona bir kedi sever ve blog yazıyor. Blogunda İstanbul'da sahipsiz kalmış minik bir kedi yavrusuna bakacak insan arıyor ve Türkiye'de yaşayan bir blogger arkadaşından da aracı olmasını istiyor. Aynı haber ve kedi arkadaşının blogunda da post olarak girilip yardım isteniyor.

Buraya kadar ne güzel değil mi?
İşte efendim ben de bu kediye acıyıp en insani duygularımla yazının altına ''İstanbul'da yaşasaydım gelir bu kediyi alırdım,'' şeklinde bir yorum yazma gafletinde (!) bulundum. Cevap geldi hemen altına: ''Türkiye'nin hangi noktasında olursanız olun ayağınıza kadar özel araçla getirilmesini temin edeceğiz.''

Şaşırdım tabii. Minicik bir kedi yavrusunun kilometrelerce yol katedilip ayağıma kadar getirilmesini mantıklı bulmadım öncelikle. İstanbul'a oldukça uzak bir noktada olduğumu, hem kediciğin hem de getirecek insanların bu sıcakta yorulacağını, sıkıntı olacağını belirten bir yorum ekledim akabinde. Aldığım cevap: ''Hümanist duygularla insan kandırarak kıvırma'' şeklinde terbiyesizce bir cevaptı. Yetmezmiş gibi diğer blogun sahibesi de ona eşlik etmiş, kaytardığım ve yaptıkları ''madalya takılası iyilik'' ile alay ettiğim şeklindeki görüşleri doğrultusunda blogda yargılamaya başlamışlardı. Tabii blog onlarındı. Yazının altına diledikleri yorumu yayınlayıp dilediklerini siliyorlardı bir taraftan.

Derken, eleştirel yorumlar gelmeye başladı. Maddi durumları özel araçlarla kedi teslim edebilecek kadar iyi konumdaysa neden bir barınağa bağış yapıp da kediyi oraya teslim etmediklerini soran, yargılayan, kızan, hatta hakaret eden doğrultuda.. Benimse konu ile ilgili kendi blogumda bir yazı yazacağımı, gelen cevapları asıl orada göreceklerini yazıp ayrılmaktan başka çarem kalmamıştı.

Sonuç: Blogdaki yazı ve tüm yorumları anında silip yok ettiler. İzi tozu kalmadı. Ancak, ne yazık ki sergiledikleri bu terbiyesizliğin bir şekilde izi kaldı bende.

Peki beni kedilerden nefret ettirebildiler mi? Asla!
Olan onlara oldu, çünkü showları yarım kalmış, acayip planları ortaya çıkmıştı...

Hayvanları gerçek bir sevgiyle bağrına basıp evladı gibi seven ''insanlar'' nasıl da belli oluyor, öyle değil mi arkadaşlar?
Kedileri alet ederek hayvanseverliğe soyunmuş ''insan düşmanları'' da...