27/05/2011

Bir Mucize Adam: Dr Alper Kaya ve ALS

Yaşam yolunda ilerlerken nelerle karşılaşacağımızı ve bu yolun ne kadar süreceğini hangimiz biliyoruz? İki saniye sonrası için bile tüm dengelerimizin herhangi bir nedenle ters yüz olmayacağı garantisini kim verebilir? Yolculuk bu. Pürüzsüzce devam etmek ya da yolda kalmak, kapkaranlık bir uçuruma düşüp yok olmak, her şeyi bir süreliğine ya da tamamen kaybetmek gibi bir yığın olasılık var.

O nedenle; yaşam bu olasılıklardan herhangi biriyle bambaşka bir boyuta girse bile ideallerinizi, umudunuzu, moralinizi yitirmeden, elde kalabilmiş ne varsa seferber edip tüm benliğinizle yola devam edebilmek, bunu yaparken örneğin; amansız bir hastalığın pençesinde yaşamak, ''Neden ben?'' sorusunu bile vakit kaybı olarak görmek de var.

Amacım bu yazıyla sizi sarsmak değil. Hayatı sil baştan, tüm olasılıkları, detayları ve dengeleriyle yeniden sorgulamanızı sağlamak. Bunu yaparken kelimelerim asla yetemeyecek, biliyorum...

İşte bu yüzden bunları okurken kimi zaman gelip boğazınıza kocaman bir yumruk olup oturan, kimi zaman başınıza bir balyoz yemiş hissi veren görünmeyen birçok kelime çığlıklar atacak burada belki. Yaşadığınız tarifsiz duygular zaman zaman dudaklarınızda bir gülümsemeye, belki de göz pınarlarınızda bir damla yaşa dönüşecek...

Fotoğraftaki o sımsıcak gülümsemenin ve ışıldayan gözlerin sahibi Dr. Alper Kaya.
O bir ALS hastası. Tam 22 yıldır bu hastalıkla mücadele eden, içinde bulunduğu şartlara rağmen mucizeler yaratarak, topluma yararlı olmak için gerçek anlamda ''çırpınan'', mesleki ve insani sorumluluklarının ve duyarlılığın doruklarında gezen inanılmaz biri...
Bir mucize adam!

Dr. Alper Kaya, dünyada ünlü fizikçi Stephen Hawking, ülkemizde eski futbolcu Sedat Balkanlı'nın hastalığı olarak bilinen dejeneratif nörolojik bir yapıya sahip, yani hareket sistemini çalıştıran sinirleri durduran ve ölümcül bir seyirle ilerleyen ALS'ye henüz 28 yaşında genç bir göz doktoruyken yakalandı. Önce yürüme yetisini kaybetti, yılmadı. Ameliyatlara tekerlekli sandalyeyle girip 10 yıl süreyle binlerce hastaya şifa dağıttı. Ellerinde de his kaybı oluşunca ''Ben bitmedim,'' diyerek mesleğine bu kez çalıştığı hastanenin polikliniğinde ve ellerini kullanmadan devam etti.
Hastalığın tüm vücuduna yayılması sonucunda şu an %95 engelli durumda ve boğazından açılan bir deliğe bağlanan solunum cihazıyla nefes alabiliyor, sadece ve sadece sol elinin işaret parmağını kullanabiliyor.
Hastalığının başında 5 yıl ömür biçilen Alper Kaya, ''Türkiye'de ALS ile en uzun yaşayabilmiş hasta'' unvanına sahip. Kendi geliştirdiği OnScreenKeys sanal klavye programı ile internet ortamında harfleri tek tek tıklayarak, ALS adına yaşarken öğrendiği ne varsa, sesine ses bulamamış benzerleriyle paylaşıp ses olan Dr Kaya, binlerce hastayla irtibat kurup bu hastalık hakkında dünya çapındaki bütün gelişmeleri aktarıyor, telefon görüşmeleriyle tecrübelerini paylaşıp onlara moral, motivasyon ve cesaret veriyor. Ayrıca akülü sandalyesi, hasta yatağı olmayan hastalar için kampanyalar düzenliyor. Yurtiçi ve yurtdışı anlamında bir bilgi hazinesi olarak kurduğu ağ ile sivil bir toplum çalışması yürütüyor.

Dr Alper Kaya'nın, hareket ettirebildiği tek parmağıyla sanal klavyesini kullanarak yazdığı ve ödül alan İşaret Parmağım adlı kitabı yok satıyor. Ayrıca; geçirdiği 24 saati, hastalıkla nasıl baş ettiğini anlatan ve ailesiyle birlikte rol almış olduğu, Bahçeşehir Üniversitesi öğrencisi Hazal Bayar tarafından çekilen "Dört Duvar Bir Pencere" isimli film 2010 yılında 17.si düzenlenen Adana Altın Koza Film Festivali'nde ''En İyi Belgesel'' ödülü aldı.

Mücadelenin, moral, motivasyon ve umudun adı...
Hepimiz adına parlayan, yürekleri ısıtan, acılara derman olan bir güneşsin...
Bu kutsal yolda başarılar ve tüm şifalar senden yana olsun.
Sana ve güzel ailene sevgiler gönderiyorum...

                                                        - - - - -
Dr Alper Kaya ve ALS ile ilgili linkler (Tıklayın lütfen) :
-ALS ile YAŞAMAK
-ALS MNH Derneği (Forum)
-FARK YARATANLAR


********************************************************************************************************************************************


YAŞAM SENFONİSİ
“Müziği, notaların arasındaki sessizlik oluşturur.”
Bu cümleyi ilk kez okuduğumda vurulmuştum. Hâttâ uzun süre iletilerimde imza olarak kullandım. Sanırım bu cümle, o zamanlar beni çok iyi tanımlıyordu. Yaşadığım incinmelerden sonra, ben de notaların arasındaki sessizlik, sus olmayı seçmiştim. Çünkü ALS(*) denilen yavuz hırsız, gözlerimin, hâttâ herkesin gözleri önünde hayatımı elimden alıyordu ve yakınmanın, bağırıp çağırmanın hiçbir faydası olmadığını anlamış bulunuyordum.

Giderek çığlıklarım sessizliğe dönüşüyor, kaderimi kabûllendikçe içime kapanıyor, susuyordum.
Oysa yaşamın metronomu, ilâhi maestronun çubuğunda, Büyük Patlama’dan beri salınıyordu. Evrensel müzik durmaksızın yankılanıyordu evrenin her yerinde. Milyarlarca galaksi, kâlb atımlarıyla bu senfoniye katılıyor, güneş sistemimiz, dokuz çalgısıyla dönerek yoluna devam ediyordu. Güneşimiz yanarak devinirken mavi gezegendeki yaşam, kendi ezgisiyle dönmeye devam ediyordu. Bu küçük mavi gezegende her gün milyarlarca yeni kâlb atışı senfoniye katılıyordu. Bâzen bir yanardağ yeri göğü titreten kükremesiyle sesini duyuruyor, gezegenin mavi okyanuslarında bir balina, aşk şarkıları söylüyordu. Bu küçük gezegendeki büyük senfoni orkestrası, ilâhi maestronun çubuğunda verilen vuruşlara kulak kesilmişti.

Bu büyük orkestrada küçücük bir çalgı olduğumu fark ettiğimde, ilâhî senfoniye katılmaya karar vermiştim.
Evrenin bir nokta kadar yer kaplayan yeryüzünde yaşayan insanoğlunun, ilahi senfonide kendi ait olduğu yeri keşfetme tutkusu, onu evrimsel açıdan da geliştirmiştir. Homo sapiens sapiens, yâni düşündüğünü düşünen insan, işittiğini düşünen insan olarak da yücelmiştir. Müzik tarihine baktığımızda, bugün deha olarak kabûl ettiğimiz klâsik besteciler bu gelişimin en iyi örneğidir. Özellikle Barok Dönem bestecilerinden J. S. Bach, ömrünü tanrının müziğindeki sırrı çözmeye adamıştır. Yaşamın matematiğini çözmek için müziği kullanmış, ortaya çıkardığı eserlerde akıl almaz mesajlar vermiştir. Beethoven, “Pastoral Senfoni’sini” “fa” sesi üzerine kurmuş, küçük mavi gezenin ezgisindeki armonikleri çözmüş, kulakları sağır olmasına karşın Tanrı’nın senfonisindeki ipuçlarını bu eserinde vermiştir. Ludwig Van Beethoven, şöyle diyor: “Daha üstünü olamaz. Müzik yoluyla Tanrı’ya yaklaşmak ve oradan insanlığa seslenmek”.

Mevlânâ’nın müziği ise bir kamış parçasının çağrısından yola çıkıyor.
“Dinle, bu ney nasıl şikâyet ediyor, ayrılıkları nasıl anlatıyor: Beni kamışlıktan kestiklerinden beri feryadımdan erkek, kadın herkes ağlayıp inledi. Ayrılıktan parça parça olmuş, kâlb isterim ki, iştiyak derdini açayım. Aslından uzak düşen kişi, yine vuslat zamanını arar” (Mesnevî, 1.Cilt, Mevlâna).

Bizler, bu küçük mavi gezegende yaşayan canlılar, varlıklar; bir yandan büyük patlamanın ritmiyle sonsuza yol alırken, fısıltılarımızla, coşkulu ezgilerimizle bu büyük senfoniye eşlik etmekteyiz. Çünkü bu müzikte her yaratılana yer var. Bâzen bir susku, bazen coşkulu bir tam nota olarak kendi çalgımızda tınlamaktayız.
Bu kozmik senfonide hangi değerde bir notayız ve ne zaman tınlamalıyız?
Belki de o bildik sorunun cevabı buradadır.
“Ben kimim?”

Dr. Alper Kaya, Ocak 2010, Narlıdere

*ALS (Amiyotrofik Lateral Skleroz – Motor Nöron Hastalığı)

23 yorum:

  1. Tüm hastalara şifa diliyorum Zeugmam..
    Bu hastalığın sebeplerine dair kesin bulgu yokmuş. Sinir hücrelerinin defarmasyonu bir çok sebeple gerçekleşebiliyormuş. Genetik yapıyla da ilgisi varmış.

    Dr. Alper Kaya'nın bu hastalığın pençesindeyken bile, doktorluk görevini yerine getirmek isteyişi, ettiği Hipokrat Yeminine ne kadar sadık kaldığının göstergesi.
    İnsanlık adına taşıdığı erdem ise diğer mükemmel vasfı..

    Sağlık değeri bilerek geçirilecek,
    Aşk dolu yarınlara canım.
    Sevgiler..

    YanıtlaSil
  2. Böyle güzel yüreklerin önünde eğilmek gerekir,ellerinden öpmek gerekir.
    Biz her yerimiz sağlamken parmağımızı kıprdatmaya üşeniyoruz.

    ALS ve MS gibi hastalar yaşamdan kopmadığı sürece daha mutlu oluyorlar.Daha direçli ve daha uzun yaşayabiliyorlar.

    Tek dileğim bu hastalıkların tedavisinin bulunması.

    YanıtlaSil
  3. Adsız27/5/11

    Gıpta edilesi...

    YanıtlaSil
  4. ne hayatlar var... Allah herkese sağlık versin...

    YanıtlaSil
  5. Arkadaşlar Dr Alper Kaya yaklaşık 2 haftadır aramızda, Zeugma izleyenleri arasında...
    Nickini tıklayıp blogunu ararken kendisiyle ilgili birçok linke ulaştım ve öğrendiklerimi burada paylaşmaya karar verdim.

    Ona buradan ''HOŞGELDİN'' diyor, çıktığı bu kutsal yolda o sihirli işaret parmağıyla daha nice başarılara imza atmasını diliyorum, sevgiyle...

    YanıtlaSil
  6. Adsız27/5/11

    Dr.Alper Kaya'yı tebrik ediyorum.iyi ki var.Allah acil şifalar versin kendisine ve tüm hastalara.Daha uzun yıllar sağlık içinde ailesiyle birlikte harika yıllar geçirmesini ve çok çok önemli meslek olan doktorluk mesleğini başarıyla sürdürmesini diliyorum.Bize tanıttığın,herkese örnek olması gereken gıpta edilesi mücadelesini paylaştığın için teşekkürler Zeugmacım.sevgilerimle.

    YanıtlaSil
  7. Alper Kaya gibi çok önemli güçlü bir doktorumuzu post konusu yaparak, tanıttığın için teşekkür ederim. Beynin işlevsel görevini böylesine
    kullanılabildiği ve başkalarına örnek olduğu için de kendisini içtenlikle kutluyorum.
    İyi hafta sonu dileklerimle sevgiler..

    YanıtlaSil
  8. Napolyon'un bir sözü vardır: ''İmkansızlık, yalnız sersemlerin sözlüğünde bulunan bir kelimedir.''
    Sayın Alper Kaya'yı yalnızca işaret parmağıyla saçtığı ışık ve yarattığı mucizeler için yürekten kutluyor ve hepimiz adına, insanlık adına teşekkür ediyorum.

    Sevgilerle...

    YanıtlaSil
  9. Muhtesem! Guc, irade ve inanc ornegi. Dr Alper Kaya'yi tebrik ediyorum. Boyle devam ederse hastaligini da yener. Keske hepimiz onun gibi guclu olabilsek. Heryerimiz saglamken hosnutsuzluk yapiyor, hayattan beziyoruz ya ben ona sastim simdi.
    Sevgiler guzel arkadasim..

    YanıtlaSil
  10. Merhaba!
    Bu günüme anlam katan yazınızı kah yüzümde huzurlu bir tebessümle kah buruk bir hüzünle ama sonsuz umutla okudum. İnsanın, hiç tanımadığı diğer bir insanın yanında olması, insanlık adına umutlarımızı tazeliyor. Teşekkürler Zeugma, teşekkürler burada karşılaştığım güzel insanlar!

    YanıtlaSil
  11. Merhaba Alper Bey!
    Öncelikle bilmenizi isterim ki, sizi burada görmek benim için çok büyük bir onur. Yazdıklarınızı tarifi mümkün olmayan duygular içinde okudum, heyecanlandım.

    ''İnsanın, hiç tanımadığı diğer bir insanın yanında olması,'' tabirinizi;
    ''Bu küçük mavi gezegende yaşayan bir canlı olarak, hepimiz büyük patlamanın ritmiyle o koskoca boşlukta sonsuza yol alırken, ilahi maestronun çubuğunda verilen vuruşlarla bir şekilde size rastladım ve bu kozmik senfonide, hangi değerde bir nota olduğumu bilmedentınlama zamanı olduğu inancıyla 'fısıltılarımla' eşlik ettim, naçizane,'' şeklinde açıklamalıyım sanırım.

    Sizin kadar değerli ve sıra dışı bir insanın yaşam öyküsünü ve insanüstü çabalarını anlatmaya çalıştığım bu yazı gününüze anlam katabildiyse ve çabalarınıza toz zerresi kadar da olsa katkı sağlayabilirse ne mutlu bana...

    Bu yüzden çok büyük bir onur ve gurur duyduğumu belirtiyor, dolayısıyla asıl ben size teşekkür ediyorum...
    Sevgi ve saygılarımla...

    YanıtlaSil
  12. Zeugmam, bu kadar güçlü, cesur ve hala ışık saçan bu muhteşem insanı bizlere tanıttığın için çok teşekkür ederim.

    Sevgilerle!

    YanıtlaSil
  13. Sevgili Zeugmacığım;

    Yazıyı görünce işte Zeugma farkı dedim. Yine çok güzel bir konuyla karşılaştım. İçerik mükemmel, yalnız benim aklımın almadığı bir şey var. Nasıl oluyor da bu insanlar onca yaşadıklarına rağmen hala güçlü kalabiliyorlar? Ben çoğu zaman böyle hikayeler okuduğumda kendimden utanıyorum. Nedense kendimi yaşama karşı dik duruşlu hissetmiyorum. Nasıl derler "Allah insana kaldıramayacağı ağır yükler vermezmiş" belki de ondan benim aklım ermiyor.

    Sevgilerimle....

    YanıtlaSil
  14. Zeugma'cığım,
    bu etkileyici yazın bana yıllar önce izlediğim "Sol Ayağım" filmini hatırlattı.Chisty Brown'nın kendi hayatını anlattığı eserin Oscar lı filmi.O da müthiş bir azim hikayesidir.Dr.Alper Kaya'ı bu azminden dolayı kutluyor acil şifalar diliyorum.Sana da onu bize tanıttığın için çok teşekkür ediyorum.
    Sevgilerimle

    YanıtlaSil
  15. Hayat!!! hepimizin ortak olduğu şu gezegende, dünyaya geldiğimiz andan itibaren; "ne?" ve "nedendir!" olduğunu hiç tasavvur edemeyeceğimiz pek çok bilinmezliklerle dolu!.

    Dr. Alper Kaya'nın (ALS) hikayesi ve verdiği mücadele, sadece kendisi için değil başkaları için de daha iyi yarınlar adına büyük bir hizmettir aynı zamanda...Kendisini bu azmi ve örnek davranışı için tebrik ediyorum..

    Ve sevgili Zeugmacığım, sana da böylesine değerli bir insanı bizlere tanıttığın ve sayfanda yer verdiğin için ayrıca çok teşekkür ederim..

    Sevgilerimle...

    YanıtlaSil
  16. Sevgili nanim,
    Sevgili domatessuyu,
    Sevgili K.zC.S,
    Sevgili Sibelim,
    Sevgili kamikazem;
    Sevgili JİVAGO,
    Sevgili Justice,
    sevgili didemcim,
    Sevgili Zühreciğim,
    Sevgili Aslıcığım,
    Sevgili Dalgaları Aşmak,
    Sevgili Esinciğim;

    Alper Bey'le ilgili görüş, düşünce ve dilekleriniz için çok teşekkür ediyor, hepinize en içten sevgilerimi gönderiyorum..

    YanıtlaSil
  17. Mucize kelimesini gerçek anlamda hak ediyor bencede. Ayrıca o tek parmağı ile hayata böylesi kuvvetli tutunmayı başarabiliyor olması ise takdire şayan doğrusu! Sayende tanımış olduğum bu kimliği örnek kişilikler arasına altın harfler ile ekledim ve kendisine acil şifalar diliyorum dostum. Böylesi özel paylaşımmından dolayı da sana sonsuz teşekkürler.
    En içten sevgilerimle....

    YanıtlaSil
  18. Canım mimin var bende :)

    YanıtlaSil
  19. BENHURUM;
    Alper Bey'le ilgili ne söylense yetersiz kalıyor dostum...
    Kelimeler tükeniyor...
    Elleri öpülesi bir tıp adamı her şeyden önce. Adı her yere altın harflerle yazılası...

    Umarım ve dilerim ki onun özellikle de ALS ile ilgili çabaları mucizelere gebedir ve başta kendisi, tüm hastalara şifa olarak dönüşüm alır...
    İçten sevgilerimle...

    NANİ;
    Görevimi yapmaya çalıştım nanicim.
    Teşekkürler...

    YanıtlaSil
  20. Alper bey, ne güzel bir insansiniz. En iyi dileklerimle...
    Artik yüregimizde tasidigimiz bir ALS hastasinin oglu.

    YanıtlaSil
  21. Ne güzel bir insansiniz siz Alper bey. Size mutluluklar ve güc diliyorum. En iyi dileklerimle.
    Artik yüregimizde olan bir ALS hastasinin oglu.

    YanıtlaSil
  22. Adsız31/10/13

    Alper bey e hayranim, bir haftadir surekli onu dusunuyorum, uyuyamiyorum,piril piril gulusu var insallah hastaligin caresini bulacaksin Alper

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İngiltere'de yaşıyorsunuz ve az önce girdiniz. Tesadüfen buradaydım.
      Böyle bir şeyin gerçekleşeceğini ben de hissediyorum, inanın..

      Sil