Londra merkezli dolaşım devam ediyor. Thames Nehri'nin kuzey kıyısındaki ünlü tarihî kalenin içindeyiz. Tower Bridge yakınlarındaki Londra Kalesi'nde. İtiraf edeyim, onca binanın içinde hiç dikkatimi çekmemişti burası.
Kule - Saray - Hapishane. 1070'lerde Londra kalesinin merkezine bu muazzam taş kule inşa edildiğinde, mağlup Londralılar hayranlıkla bakmış olmalı. Neredeyse 1000 yıl sonra hâlâ büyüleme ve dehşete düşürme kapasitesi var.
Ülkenin en güvenli kalesi olan kule, savaş ve isyan zamanlarında kraliyet mallarını ve hatta kraliyet ailesini koruyormuş. Merkez konumda olan, kapı ve pencerelerin yapımında kireç taşı kullanılan ve Beyaz Kule adı verilen kısım Londra’yı dış saldırılardan koruma amacıyla, Mimar Gundulf yönetiminde inşa edilmiş.
500 yıl boyunca hükümdarlar tarafından şaşırtıcı derecede lüks bir saray olarak da kullanılan kale, tarih boyunca huşu ve korkunun gözle görülür sembolü olmuş özünde. Krallar, kraliçeler rakiplerini ve düşmanlarını duvarların içine hapsederlermiş.İçerisinde hâlâ mahkum hikâyeleri dolaşmasıyla da ünlü olan kalede efsanevi anahtar töreni ve diğer gelenekler, hayalet hikâyeleri, korkunç işkence ve idam öyküleri yaşamaya devam ediyor. Zengin ve karmaşık bir tarihe sahip olan kale, Kraliyet Darphanesi, Kraliyet Silahhanesi ve hatta bir de hayvanat bahçesi olmak üzere çok çeşitli kurumlara ev sahipliği yapmış.