Bir dönem çok yaygın olarak benimsenmiş ve uygulamaya konmuş, aşık olmanın olmazsa olmazı, ağaçlara çizilen kalpler vardır hani. Gördüğüm zaman içimin cız ettiği, vandallıkla ilgisi olduğuna kesin gözüyle baktığım, affedilmez bir davranış biçimi...
Bana göre özellikle de eski Türk filmleri aracılığıyla hiç düşünülmeden nesilden nesile aktarılmış bir öğretidir bu. Yoksa durduk yerde kaç kişinin aklına gelir ki? O ağaca hiç acımadan, içinde isimler ya da baş harfler bulunan derin kalpler çizilmiş, ucundan oklar çıkartılmış, onun da bir canlı olduğu, bıçaklanıp yara aldığı akla bile getirilmemiştir.
Aşıklardan en çok da erkek olanın, aşkını ölümsüzleştirmek ya da geleceğe taşımak adına yaptığı iz bırakma eylemi olup, yüreği pır pır atarken elini tutmaya bile çekindiği sevgilisi üzerinde varlığıyla ve kelimeleriyle sağlayamadığı etkiyi bu yolla gerçekleştirmek istemesinden kaynaklanmıştır kesinlikle.
''İlk aşk''ın yüzünde görülecek ufacık bir tebessüm ve yaşanacak heyecan yüzünden ağacın
canının yanacağı düşünülememiştir.
Ama gelin görün ki Kuğulu Park'ta öyle bir ağaç gördüm ki aldığı yaralara, canının yanmasına hiç aldırmadan yapılanları affetmiş. Yazılan isimleri, çizilen kalpleri bağrında büyüterek gökyüzüne taşımış ve ışıl ışıl parlıyor.
Geçen onca yıla meydan okuyarak...
Ne dersiniz, Murat Seda'nın ilk göz ağrısı mıydı sizce?
Ayrı ayrı şehirlerden üniversite okumaya mı gelmişlerdi?
Aşklarının tanığı bu ağacı yıllar sonra gelip görebilmişler midir?
Önünde diz çöküp ağlamışlar mıdır?
Peki ya birlikte midirler şimdi?
Bu soruların yanıtlarını oradaki kuğular biliyor bence...
Yanıbaşlarına kadar gittikleri güvercinlere fısıldıyorlar...
Güvercinler de serçelere. O ağacın gölgesinde...
Bana göre özellikle de eski Türk filmleri aracılığıyla hiç düşünülmeden nesilden nesile aktarılmış bir öğretidir bu. Yoksa durduk yerde kaç kişinin aklına gelir ki? O ağaca hiç acımadan, içinde isimler ya da baş harfler bulunan derin kalpler çizilmiş, ucundan oklar çıkartılmış, onun da bir canlı olduğu, bıçaklanıp yara aldığı akla bile getirilmemiştir.
''İlk aşk''ın yüzünde görülecek ufacık bir tebessüm ve yaşanacak heyecan yüzünden ağacın
canının yanacağı düşünülememiştir.
Ama gelin görün ki Kuğulu Park'ta öyle bir ağaç gördüm ki aldığı yaralara, canının yanmasına hiç aldırmadan yapılanları affetmiş. Yazılan isimleri, çizilen kalpleri bağrında büyüterek gökyüzüne taşımış ve ışıl ışıl parlıyor.
Geçen onca yıla meydan okuyarak...
Ne dersiniz, Murat Seda'nın ilk göz ağrısı mıydı sizce?
Ayrı ayrı şehirlerden üniversite okumaya mı gelmişlerdi?
Aşklarının tanığı bu ağacı yıllar sonra gelip görebilmişler midir?
Önünde diz çöküp ağlamışlar mıdır?
Peki ya birlikte midirler şimdi?
Bu soruların yanıtlarını oradaki kuğular biliyor bence...
Yanıbaşlarına kadar gittikleri güvercinlere fısıldıyorlar...
Güvercinler de serçelere. O ağacın gölgesinde...
Aslında çoğu insanın bilipte göz ardı ettiği ufak gibi gözüken ama aslında göründüğü kadarda ufak olmayan bir duruma değinmişsin.
YanıtlaSilyolum pek sık düşmesede her ne kadar kuğudan çok ördek olsada seviyorum kuğulu parkı. :)
YanıtlaSilÇok güzel bir konuya değinmişin..
YanıtlaSilçoğu insan cevremizdeki canlılara ne yaptığının bile farkında değilller..
ağaçlar sanki onlar için dekor bahceler çimler öyle..hayvanlar oyuncak..kimse onlarında bir canı olduğu asla düşünmüyor...
"küstüm otu" buna e iyi örnektir
çiçeğe bağırınca yada yaprağına vurunca tüm yapraklarını anında kapatıyor ve küsüyor..
Sevgiler
o kuğuları gördüm fısıldarken güvercinlere ve güvercinlerin serçelere havadisleri yetiştirme telaşına şahit oldum gözlerimle.
YanıtlaSiliçim ısındı...
Sen bayaa bi Ankara aşığısın ;)
YanıtlaSilKaç mevsim geçti o ağacın altında dokunmadan oturuşumuzun üstünden? Kaç akşamüzeri oldu, güneşin ardında turuncu ışıklarını bırakıp da öbür yarım küreye kayıp gittiği? Ağaç aynı ağaç olsa da, yükseldi gökyüzüne biraz daha dalları.Bizlere sadece gövdesine sarılmak kaldı eski günlerin hayaliyle.Murat SEdanın ilk gözağrısı olsa da şimdi hatırlarmı Murat'ını acaba?
YanıtlaSilSevgiler benden sana neler hatırlattın bana.Tontini.
Çok iyi bir gözlem ve anlatım. Teşekkürler.
YanıtlaSilGençlik başımda duman zamanları yapılan çok güzel hareketler bunlar gibi görünse de tabii ki ağacın da canı var diye düşünmek gerekiyor.
YanıtlaSilHiç kimse gelip bakmıyordur tabii ki çizdiği o kalplere ve okların ucundaki harflere.
Kuğulu parkı çok severim.
ilk aşkı yaşayan bir kişinin gözüne aşk perdesi iner.
YanıtlaSilvereceği kıyımların zararların, sonuçlarını hesaplayamaz.
ben bu şekilde ağaçlarının canının yanacağını pek sanmıyorum. ama oraya isim kazıyan aşıkların, aşklarının sönmesinden ötürü kalplerinde derin acılar bıraktığını biliyorum.
Merhabalar Sevgili ZEUGMA !
YanıtlaSilKonu ve anlatım her zamanki gibi çok
güzeldi. Can yakmanın ne kadar günah olduğunu bilen, canı yanmış insanların eli varır mı bunu yapmaya?
En sona aldığın üç cümlen ikinci fotoğrafınla birleşip kesinlikle masalsı bir şeylere sürüklüyor insanı.
YanıtlaSilTeşekkürler sevgili Zeugma...
Ankara'nın bu müstesna bölgesinde,
YanıtlaSilo ağaç ve havuz yanıbaşında ne kadar çok anılarımız var Zeugma hanım...
bir bilseniz...
Sonradan Ankaralı olarak ve bu şehri çok severek teşekkür ediyor, iyi bir
hafta sonu diliyorum.
Dostlukla..
K.C.S ;
YanıtlaSilGünümüzde pek kalmadı gibi şükür.
Onun yerine dövme tercih ediliyor artık sanırım.
DÜRR-İ YEKTA ;
Haklısın ördekler daha çok. En güzelleri de siyah kuğular bence :)
YÜREĞİMDEKİ YAĞMURLAR ;
En çok da yeşil alanların yok olma düzeyine gelmesi, nefes alacak yer bırakılmaması çok acı.Keşke doğada katledilen her şey küstüm otu gibi tepki verebilseydi.
Sevgiler
NOVELLA / विश्व ;
Ne kadar güzel dökülmüş duyguların. Canımsın..
TİBETİN ANNESİ ;
Evet, öyleyim :) O başlıkta postum bile var.
SUFİ ;
Ağaç aynı ağaç değil mi sufim?
Bakıp da geçen yılları hüzünle hissetmemek mümkün mü?
Murat'la Seda belki de evlenmiş de torunları bile olmuştur ne dersin :) Çünkü adları çok yukarılara ilerlemiş.
Benden de sana kocaman sevgiler can sufim..
ALİZAFERSAPCİ ;
YanıtlaSilBen teşekkür ederim Ali Bey.
DOMATESSUYU ;
Hiç güzel hareketler değilmiş tabii :) Başlarında esen kavak yelleri düşünebilmelerine engel olmuş.
Belki de gelip bakan olmuştur kim bilir?
Kuğulu'yu ben de çok severim. Çok mutlu oldum tekrar gördüğüm için.
HYPO ;
Sanki bu eylemi gerçekleştirmiş biri gibi konuşmuşsunuz. Ya da empati yeteneğiniz çok kuvvetli.
Aşk kalbe kazınmışsa eğer, ağaca vereceği acıdan daha derindir belki de izi.
NANİ ;
Merhaba sevgili Nani, hoşgeldin!
Çok teşekkür ederim zarif sözlerine.
Elbette ki eli varmamalı, ne kadar aşık olursa olsun.Kesinlikle tasvip etmiyorum. Mazareti yok bunun.
JUSTICE ;
Fotoğraftaki görüntü masal gibi gerçekten sevgili Justice.
Siyah kuğunun zarifliğine bak. Ve gerçekten konuşuyor gibiydiler orada.
MEHMET ;
Elbette vardır hiç unutamayacağınız anılar Mehmet Bey.
Biraz olsun yad etmişsinizdir o halde.
Ben teşekkür ederim.
Güzel bir hafta sonu sizinle olsun...
Dostlukla...
Ne yaptığını bilmiyor bu insanlar.
YanıtlaSilNeye zarar verdiğinin de farkında değiller.
Aşkı-sevgiyi duvara ya da ağaca kazıyan,
ama asla ruhunda aynı izi taşıyamayan,
düşünceden yoksun bir duyarsız kişiliktir bu.
Eski Türk filmlerinin özünü severim
Ama maalesef yapımların içinde saçmalıklar çok fazla…
Tebrikler, çok iyi bir konu zeugmacım…
Gerçekten de öyle.
YanıtlaSilZaten ruhunda aynı izi taşısa aşka da saygılı olurdu. Doğayı ya da çevreyi katledici bu türden teşhir girişimleri aklına bile gelmezdi. Altında özgüvensizlik ya da benzer duygular yatıyor olmalı. Hem aşk iki kişilik değil midir?
Teşekkür ederim. Konuyu beğendiğine sevindim bemolcüm...
kuğulu park bir marka çoktan beri, ankaralı olanlarda bilir olmayanlarda, son dönemde de aşk tesadüfleri severde arzı endam eyliyordu...
YanıtlaSilO filmi duydum; ama henüz izlemedim. Altan Erkekli başrolde.
YanıtlaSilDemek Kuğulu Park var orada? :)
Zeugma’cım ne güzel bir konuya değinmişsin ben de ne zaman bir ağaçta ya da tarihi eserde yaşanan anı zihinde ölümsizleştirmektense kazıyarak o güzelliği bozma edimine mana veremem. Yine de taş aşınır, ağaç büyür gider ve affeder bizi, her zaman doğanın insana yaptığı gibi…
YanıtlaSilBeTwin Us
Gizemciğim çok teşekkür ederim güzel düşüncelerin için.
YanıtlaSilKatılıyorum sana aynen...
Sevgilerimle...
Zeugmacığım,aşkı biten insanların ilk yaptığı şeylerden biri birbirlerine ait olan ve hatırlatan herşeyi yok etme eylemi olur genelde.Fotoğraflar yırtılır ya da yakılır,anısı olan kıyafetler atılır, eşyalar kırılır yada fırlatılır v.b pek çok şey...Ama yürekte yaşanılanları yok etmek bu kadar kolay değil,nerdeyse imkansız. Aşk bir hastalık hali olarak kabul edilirse ki böyle :) bu duygu içinde yapılanlarda da mantık aramak yanlış olur :))
YanıtlaSilKocaman sevgilerle!!
Farklı bir bakış açısı ama haklısın gerçekten sevgili Zühreciğim...
YanıtlaSilÖyle güzel dökmüşsün ki kelimelere..
Üstüne söyleyecek söz bulamadım yine :)
Kucakladım sevgilerimle !!
Evet cok yaygindir bizde agaclara kara tahta muamelesi yapmak...
YanıtlaSilO agaclarin dili olsa neler anlatirlar acaba? Askin bir nevi ispatidir o yazilanlar...:))
Öyle düşündükleri için uygulamışlardır zaten :)
YanıtlaSilAmerika'da rastladın mı merak ettim şimdi Didemciğim...
DTCF'li günlerime döndüm resmen Kuğulu Parkı görünce :) 26 Kasımda oradayım :)
YanıtlaSilO duyguyu iyi biliyorum :)
YanıtlaSilAn itibariyle sen de görüp geldin o zaman Kuğulu Parkı...
Ne güzel!