14/03/2012

İmlâ Katilleri

İmlâ, insanın yazılı anlatım yoluyla kendini olabilecek en doğru şekilde ifade etme, anlam kaymalarını önleme biçimidir ve hayatta en çok önem verdiğim şeylerden biridir.

En basitinden; ayrı yazılması gereken ''de''leri ya da ''ki''leri birleşik, birleşik yazılması gerektiğinde ayrı yazanları gördüğümde ne kadar rahatsız olduğumu anlatmam mümkün değil. Rahatsız olmaktan da öte, yazılanları imlâsı oranında ciddiye alıyorum otomatik olarak. Elimde değil.

Bu yazdıklarıma şaşırdın mı?
Peki sen, imlâya hiç dikkat etmeyen bir gazete alır okur muydun?
İmlâya dair pek çok yazı var bu blogta. Bu da onlardan biri olacak.
Sebebi de Ankara'nın, önünden her gün binlerce insanın geçmekte olduğu en işlek caddelerinden birinde
''nal gibi'' sergilenmekte olan şu tabela.

Söyleyin bakalım şimdi, tutulacak yeri var mı oradaki kelimelerin?
Öyle her önüne gelen tabelacı olmamalı bence.
Ya da yazdıklarını götürüp bir yerlerde denetimden falan geçirtmeli.

Gördüğümüz üzere hem tabelacı hem ilanı veren imlâdan bihaber. Bunu anladık da, peki hazırladıkları şaheseri insanların gözüne kocaman kırmızı harflerle sokup çıldırtmaya ne hakları var?


EK: Aşağıda kendinden çok emin bir şekilde ahkâm kesen yorumcuda rahatsızlık uyandıran durumun aydınlığa kavuşup rahatsızlığının ortadan kalkması adına ve önerisi üzerine TDK sözlüğe buradan da bakılmıştır. Sözlüğün 702.sayfasında yer almış yazım şekliyle ''imlâ'' kelimesi ve anlamı...(Yandaki görseli tıklayın lütfen)

*   *   *

Ve 
👇
(Bkz. imlâ)

62 yorum:

  1. Teşekkürler, umarım okuyanı çok olur!

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Umarım öyle olur Ali Zafer Bey...

      Sil
  2. Eser :)
    Hoş ama bunları gözlerine soksan da yüzlerine vursan dahi bir şeyin değişeceğini sanmıyorum..
    Hiç romantik değil çünkü imla veya diğer kurallar.
    Satmak asıl amaç gerisi kap ve kaç :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hayır, şaheser :)
      Değişecek olan ne biliyor musunuz...
      Bunları göre göre dil diye bir şey kalmayacak elimizde...

      Sil
    2. Karşımda duran 12 noktayı fark etmemek mümkün mü?

      Sil
    3. Hem de kıpkırmızı...

      Sil
  3. Yazdıklarınıza kesinlikle katılıyorum.
    Dilimizi doğru kullanmaya çalışmalı bunun için dikkat etmeliyiz.
    O tabelaya gelince : Sanırım SAATLİK derken, ''1 saatliğine'' şöförüyle birlikte, ya da şöförsüz olarak araçlarımızı kiralayabilirsiniz demek istemişlerdir diye düşünüyorum.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bunun bilincinde olduğunuz için teşekkür ederim.
      Ne demek istedikleri sizin söylediğiniz şekildedir bence de...
      Ama oradaki ''şöför'' kelimesine dikkat ettiniz mi?

      Sil
    2. Evet gördüm ,sanırım bir tane daha Zeki Müren'e ihtiyacımız var güzel ve temiz Türkçe kullanan.

      Sil
    3. Bence ihtiyacımız olan şey; okullardaki çoktan seçmeli (test usulü) yazılıların asgarîye indirilmesi. Bir de internet dilinden vazgeçilmesi...

      Zeki Müren güzel ve temiz Türkçe kullanıyordu. Peki yazarken de doğru yazabilecek miydi acaba? :)

      Sil
  4. çok haklısın, öylesine önemli ki dili doğru kullanmak, ancak çoğumuz yapıyoruz böylesi yanlışları (tabeladaki kadar olmasa da).. öyle hoşuma giderdi ki birisi benim yazılarımdaki imla hatalarını düzeltseydi de içim rahat olsaydı.. okuyan da keyif alırdı, ben de dilimi geliştirirdim.. yine de deniyorum.. bu konuya değindiğin için teşekkürler..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kesinlikle dikkat edilmesi gerekiyor. Özellikle de kitlelere hitap ederken. Dilimizin elimizden kayıp gitmemesi adına da çok önemli bu.
      Örneğin ben takıldığım kelimeleri şu yan taraftaki TDK linkini tıklayıp yazarak çözümleyebiliyorum.
      Dikkat etmeme konusu biraz aceleden biraz da ''pek çok kişi dikkat etmiyor nasıl olsa'' gibi bir yanılgıyla gerçekleşiyor.
      Özeleştirin ve iyi niyetli yaklaşımın için ben teşekkür ederim.

      Sil
  5. işimiz reklam olunca bizim yukarıdaki gibi hatalar yapmamız zaten imkansız ama benim blogta bazen şu "internet dili"ni kullanmak hoşuma gidiyor Zeugmam itiraf etmeliyim. sen yine de sev beni tamam mı? :))))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İnternet dilini, özellikle de şu duygu ikonlarını hep kullanıyoruz Sibelim. Ayrıca sen anne-çocuk blogusun, samimi bir dille yazıyorsun. Benim bahsettiklerim en çok, insanları herhangi bir konuda bilgilendirme amaçlı yazılan ciddi yazılar. Hatta akademik yazılarda bile nelerle karşılaşıyorum.
      Seni sevmekten ''Vazgeç!'' desen de vazgeçmem ben :) Adını gönlüme altın harflerle yazdıran ilk göz ağrılarımdansın.
      Bak şimdi, bu kelimeyi TDK'ya bakarak yazdım.
      ''göz ağrısı'' ayrı mı olacaktı unuttum çünkü. Ayrıymış :))

      Sil
  6. Ben buradan arkama bakmadan kaçar giderim.
    :)))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kaçma gel :))
      Çok sevimlisin sen.

      Sil
  7. Elimden geldiğince dikkat etmeye çalışıyorum. Bilmiyorum ne kadar oluyor. Olmuyor.
    Kimi de böyle konuşanları ukelalıkla suçluyor. Aslında kendi ukela. haberi yok.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben de aynen o şekilde bir gayret içindeyim.
      Ukalalıkla suçlayan ya da kızan terbiyesizlik eder.
      Çünkü bunun içi elinde geçerli nedenleri olmalı.
      Bilmemek değil, öğrenmemek suç...

      Sil
  8. Böyle şeyler karşımıza çıkınca gülüp geçiyoruz.Hele gençler arasında yapılan o yazışmalar?
    Türkçeyi katledercesine...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Şu tabelaya gülüp geçemedim ama ben nedense.
      Gençler konusunda haklısın.
      Doğrusunu öğrenecekleri fazla bir yer yok...

      Sil
  9. Ben de imlası düzgün olmayan yazıları okuyamıyorum. Okumamayı tercih ediyor değilim, yani ciddi anlamda okuyamıyorum. İmlası bozuk olduğu halde okuduğum tek tük blog vardır. Onlar da yabancı ülkelerde büyüdükleri için Türkçe'yi konuştukları gibi yazan insanlar ve sevimli oluyorlar.
    İmlası bozuk ilanları da okuyamam, imlası bozuk ilan veren yerden de alışveriş yapmam, çünkü işlerine saygıları olmadığını düşünürüm.
    Çoğu kişi de bana "elitist" der bu yüzden ama biliyorum benm gibi insanlar olduğunu.
    İşin kötü tarafı eşim de yazarken imlaya hiç dikkat etmez. O nedenle olabildiğince az yazılı anlaşıyoruz kendisiyle :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bu da işin başka bir boyutu gerçekten. Yabancı ülkelerde doğup büyüyenler bulundukları ülkenin diliyle yoğrulmaktan Türkçe konusunda eksik kalabiliyorlar. Evet, onlar sevimli oluyorlar cidden. Klavyelerinde Türkçe karakter de yok :)
      Bir konu hak ettiği ya da olması gerektiği şekliyle tartışılıyor ya da uygulama yapılıyorsa karşı tarafın bunu eleştirme, ''elitist'' vb sözler sarfetme hakkı yoktur bence..

      Sil
  10. Türkçe'mize yabancı dilden giren sözcükler, zamanla benimsenip, yerleşmiş ve Türkçe karşılığı olmadıklarından bugünlere kadar kullanılır olmuştur. Söz konusu olan 'şoför' sözcüğü de, Fransızca' dan dilimize girmiş olmakla birlikte bugün artık Türkçe karşılığı olan 'sürücü' sözcüğü çok yaygın olarak kullanılmaktadır ve oturmuştur. 'Sürücü belgesi' nde olduğu gibi. Bu afişde, hem Türkçe ve İngilizce sözcükler bir arada yazılmış (her ne kadar ticari ünvan da olsa), hem İngilizce sözcüğe Türkçe ek katılmış, hem de sürücü sözcüğü varken 'şoför' sözcüğü kullanılmış ve o da yanlış yazılmış. Yapılması gereken; elimizden geldiğince Türkçe adları kullanarak yanlışlardan kurtulmak. Yaptığın uyarı çok doğru ve yerinde. Ayrıca TDK linkini kullanman konusunda hayranlığımı da söylemeden geçemeyeceğim Zeugma. Ben de, adres çubuğuma kopyaladım, kolaylık olsun diye. Teşekkür ederim. Seni bu konuda destekliyorum, Türkçe' miz elden gitmeden...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Burada belirttiğin görüşlerine kelimesi kelimesine katılıyorum Hektor.
      Benim de özellikle İngilizce kelime grubuna (rent a car) Türkçe ek katılması dikkatimi çekmişti. Dilimize yıllar öncesinden girmiş o kadar yabancı sözcük var ki gerçekten. Radyo, televizyon, tren, spiker, skeç, spekülasyon... Uzar gider.
      Ve bu sözcükler teknolojiyle birlikte öylesine hızla çoğaldılar ki yakında elimizde Türkçe diye bir şey kalmayacak korkusu sardı beni. Hiç şakası yok.
      İmlâ konusunda son derece titiz davranan nadir bloglardan olduğunu bilsem de TDK linkini kopyalamana sevindim. Mutlaka ihtiyaç duyuluyor.
      Paylaştığın değerli görüşlerin için çok teşekkür ederim...

      Sil
  11. Adsız14/3/12

    O katillerden bir tanesini aşağıda ki sokak da gördüm!
    Çiyçekçiii...!!!

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Neden bu şekilde yazdın cümleni Nar-ı Can?
      Çok mu sinirlendin?

      Sil
  12. Adsız14/3/12

    Nasıl görünüyorum?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ne bileyim ben? Seni göremiyorum.
      Ancak kızdığında koşu bandına gidiyorsun ya, oradan geliyor olmalısın!

      Sil
    2. Adsız14/3/12

      Koşu bandından indiğim zaman acayip rahatlamış ve gülümser olurum Zee..
      şimdi olduğu gibi; iyiyim ve gülümsüyorum:)
      ya sen?

      Sil
    3. Bak nereden geldiğini bildim :)
      Koşu bandı bende de var; ama böyle zamanlarda ihtiyaç duymam..

      Ben mi? Karşımdaki gülümsüyorsa hep gülümsemişimdir.
      Hep iyi ol ve gülümse...

      Sil
    4. Adsız14/3/12

      Sende Zee...
      korkutma beni "küt küt" yorumlarınla:)

      Sil
    5. Korkutmak?
      En baştan başla bakalım okumaya. Korkutacak ne söyledim?
      Sen asıl kendi yazdığın ilk yorumuna bak.
      İmlâsı kasıtla bozulmuş, ünlemli münlemli :)
      Ben hiç korktum mu?

      Sil
    6. Adsız14/3/12

      :)
      okudum:)
      öptüm çok...

      Sil
  13. yeaw niye karşı çkyonuz? bırakın allasen millet isdedi gibi konuşsun,
    zaten i-ponum şarzolmadı,durmadan dit dit ediyo, kafam bozuk zati!
    bi de çıkcam avm ye gitçem bizim kankalarla buluşcaz,biraz relaks olcaz falan filan işte,neyse grsrz hadi bye optm :))

    Şaka şaka :)) inanın bu şekilde yazarken bile büyük azap duydum.
    Böyle konuşan bir çocuğum olsa herhalde suçu kendimde arardım.
    Güzel Türkçemiz bizim en değerli mirasımız,
    bozmadan gelecek nesillere bırakmalıyız.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet, azap duyarak yazmışsın, ii olmamış, benzetememişsin zaten :)))
      O şeker kızının kesinlikle böyle yazmayacağına eminim ben.

      bu harika yorum için çok teşekkür ederim.

      Sil
  14. :) bu güzel konu için de ben teşekkürederim.
    Bu arada kızım da istiklal marşı ezberiyle meşgul şu aralar.
    İlk iki kıta tamam,darısı geri kalan bölümlere artık:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Daha çok küçük o...
      On kıtayı birden nasıl ezberleyecek?
      Hem de eski dilden kelimelerle :)

      Sil
  15. Çok haklısınız, güzel de bi' noktaya değinmişsiniz. Ben de imlası bozuk kişilerin sözlerini -özellikle yazdıklarını- dikkate almakta zorlanıyorum.

    Yalnız defalarca kullanmanızdan ötürü bende rahatsızlık uyandıran bir nokta var ki değinmeden geçemeyeceğim: TDK'ya bakarsanız eğer, 'imlâ' değil 'imla' olduğunu göreceksiniz. Yazınızda imla eleştirisi yaparken bunu atlamış olmanız dikkatimi çekti. Naçizane uyarım olsun bu, madem imlayı koruyup kolluyoruz, ilk önce onu doğru şekilde yazmamız gerek.

    Saygılarımla.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merhaba, hoşgeldiniz.
      Değerli düşünceleriniz ve katkınız için çok teşekkür ederim.

      TDK'ya bakmadan ve emin olmadan bir şey yazmadığımı belirtmek isterim size. Daha öncesinde benim de şapkasız yazdığım ''imlâ'' kelimesinin aynen bu şekilde, şapkalı yazılması gerekmektedir. Sadece sözlüğe bakılmakla kalmayıp gereken diğer araştırmalar da yapılmış, özellikle de üzerine bu kadar düştüğümüz konunun adı olması nedeniyle gereken özen gösterilip en doğru haliyle yazılmıştır. Emin olabilirsiniz.
      Lütfen hemen yan taraftaki TDK linkini tıklayıp açılan küçük kutucuğa imla kelimesini (şapkasız olarak) girer ve gördüğünüzü asıl siz bana söyler misiniz?
      İkna olmazsanız başka kaynaklara ya da ilgili kişilere de danışabilirsiniz.

      Saygılar..

      Sil
    2. Blogunuzu merak edip iki dakikalığına bir göz attım.
      Özenle yazıyorsunuz, kutlarım.
      Yalnız; profilinizde sürekli görünen tanıtımda ''illaki'' kelimesindeki ''ki''nin ayrı yazıldığını gördüm.
      Bu da benim size naçizane uyarım olsun.

      Sil
    3. Sizin için (sizi ve yazdıklarınızı dikkate alıp) bunca açıklama yaptım. Nezaketle...
      Bunları okuyup iki kelime yazmak zor olmasa gerek değil mi?

      Sil
    4. HANIMEFENDİ, HANGİ SAYGIDAN BAHSEDİP GİTTİNİZ SİZ?

      ''ÇAMUR AT, İZİ KALSIN'' FELSEFESİYLE AHKÂM KESİP YOK OLMANIN SAYGI İLE UZAKTAN YAKINDAN İLGİSİ VAR MIDIR?

      Bu sayfada kendinizi kendi elinizle getirdiğiniz konum ne yazık ki içler acısıdır.

      ÖZÜR DİLEMEK BİR ERDEMDİR, UNUTMAYIN!

      Sil
  16. Tatlım yine bir bomba yakalamışsın.Ben de/da ve ki takılarının ayrımından geçtim büyük , küçük harf olayına takıldım.En azından cümleler büyük harfle başlasa , özel isimler büyük olsa şükredeceğim...

    YanıtlaSil
  17. Maalesef ısrarla ve kuralmış gibi noktadan sonra küçük harf girme alışkanlığı edinenler de var İlknurcuğum. Keşke olmasa...

    ''Dünya Erkekler Günü Neden Yok?'' postuma koyduğum karikatüre dikkat ettin mi? O hanzo adamın ağzından çıkan kelimeler bile imlâdan yıkılıyor :)

    YanıtlaSil
  18. Seni özledim!

    Bende de takıntı var imlaya karşı. Her ne kadar kendim de hızlı yazarken hatalar yapıyor olsam da, görmeye tahammülüm yok. Hele ki bahsettiğin gibi reklam levhaları, ilanlarında.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hoşgeldin... Ben de seni özledim.
      Turistik kentlerimize dikkat ettiysen, neredeyse tek kelime Türkçe kullanılmamış ilan ve tabelalarla dolu. Merak ediyorum, dünyanın herhangi bir yerinde aynı biçimde Türkçe kullanılıyor mu?

      Sil
  19. Kesinlikle katılıyorum... Bunların sayısız örneği var. Hepsi de dünyayı umursamaz adamlar... Aklıma gelmişken bugün imla ile gördüğüm trajikomik bir diyaloğu da paylaşayım sizinle :)

    - Napıon Mert
    + Ya Merve kaç defa söyledim, 'Napıon değil, ne yapıyorsun?' diyeceksin...
    - Hımm. bn de bzmkilr bgn evde yk aksm bize gelrmsn diyicektm ama imla takntılı erkeklerden nefret ederm.
    + Shaqaaa yapym yihaaa xD İmdi glyorm cnm...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merhaba Gürhan,
      Genç bir öğrenci kardeşimizin konuya dair bu düşüncelerini okumak ne güzel!
      Örneklediğin diyalog muhteşem. Ve çok güldürdün beni :)
      Teşekkür ederim...
      Sevgiler

      Sil
    2. Ne kadar haklısın Zeugmacığım :)) Ben de çok önenmsiyorum ama mutlaka hata yapıyorum diye düşünüyorum..

      Kocaman sevgilerle!

      Sil
    3. Teşekkür ederim :)
      Hepimizin elbirliği içinde önemsemesi gereken bir konu bu.
      ''Dil nankördür'' derler hani. Çabuk unutulur.

      Hata yapmadan yazanımız var mı? Ben şapka kullanmaya -yaptığım bir araştırmadan sonra- yeni başladım örneğin ;)

      Sevgilerle canım Zühreciğim...

      Sil
  20. Bir de şu şapka konusu var Zeugma. Kimileri kullanıyor, kimileri kullanmıyor. Bazı yazım kurallarında yok, bazılarında var. Ben kullanıyorum ve kullanılmasını zorunlu buluyorum. Konuşurken doğru vurgu yapılıp söylendiğinde sorun yok ama yazarken kullanılmasının gerekli olduğunu düşünüyorum ki, sen de benim gibi kullanıyorsun.

    Bu aslında abece' mize konulması gerektiği halde hangi sebeple konulmamış bilmediğim bir harf' in yol açtığı çıkmazdır. Q (q) harfi. Bazı kesimlerin zorunlu gördüğü (X) ve (W) o kadar gerekli mi bilmem ama (q) gerekli. Örneğin 'kalem' yazarken (k) yi, Kâzım ya da kâğıt yazarken (q) yu kullanmak suretiyle bu sorundan kısmen kurtulabilirdik. Ayrıca uzun okunması gereken harfler için şapka işareti kullanmak suretiyle çıkmazdan kurtulurduk. Hala-hâlâ, kar-kâr gibi. Arkadaş filminde, Yılmaz Güney tanışırken, filmde 'Âzem' olan adını söylediği Melike Demirağ'a, " a'nın üzerinde şapka var " der. Sevgiler.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Şapka konusunda Edebiyatçılar halen görüş birliğine varamadılar Hektor. Lisedeki Edebiyat öğretmenim kesin bir dille şapkanın kalktığını söylediğinden beri kullanmıyordum ben (Nitekim birçok gazetede ve kitapta kullanılmadığını görüyoruz). Fakat sözlüklerde halen şapkalı görünüyor birçok kelime. Bu kelimelere dikkat ettiğimizde hemen yanlarında Arapça ya da Farsça olduğunu işaret eden kısaltmalar göreceğiz.
      Okuduğum bir yazı sonucu şapka kullanılması gerektiğine kesin inandım ve o tarihten beri ben de kullanıyorum artık. Konuyla ilgili senin yazdıklarına benzeyen düşüncelerimi Şapka(^)Kullanıyor Muyuz? adlı bu yazıda toplamıştım.

      Ancak, ''kalem'' yazmak için QALEM dememiz kelimeyi doğru okuma konusunda kesin çözüm olabilir mi, emin olamadım. Sevgiler

      Sil
  21. Sevgili Zeugma yazıma dikkat edersen, kalem yazmak için (k) harfini önermiş olduğumu göreceksin.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Afedersin Hektor. Aceleyle öyle yazmışım.
      ''QAĞIT (ya da QAZIM) dememiz kelimeyi doğru okuma konusunda kesin çözüm olabilir mi, emin olamadım,'' diyecektim.

      Sil
  22. Bunun yanıtı, (q) harfini okurken çıkardığın ve sanki şapkayla inceltilmiş o seste gizli sevgili Zeugma. Başlangıçta (q) harfini de abece' nin içine alsaydık yadırganacak bir durum olmayacaktı.

    YanıtlaSil
  23. O gizli ses bunu sağlayacak gibi görünüyor, haklısın Hektor...
    Ama sorun; herkesin ''sanki şapkayla inceltilmiş gibi olan'' o sesi çıkarıp çıkaramayacağı.
    Q zor bir sestir ayrıca. Yanına iki sesli isteyebilen..
    Örneğin Almanca die Qualität, İngilizce quality şeklinde yazılan ''kalite'' sözcüğünde olduğu gibi...
    Ya da die Quelle (kaynak) sözcüğü...

    YanıtlaSil
  24. ay canım ya ben bu yazını okuyunca korktum çünkü bende çok imlalara dikkat etmeye çalışsamda bazen yazı veriyorum.İnşallah imlalarım çok değildir...
    sevgilerimle..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Elifciğim, korkmanı gerektirecek bir şey yok...
      ''Dikkat etmeye çalışmak'' bile çok önemli...
      Ve bunu iyi niyet içinde söyleyebilmek...
      Sevgilerimle...

      Sil
  25. Zeugma'cim biliyorum sen yazim kurallarina cok onem veriyorsun. Dogrusu da o. Bir yazinin okunabilirligi hem konunun cekiciligi hem de duzgun yazilmis olmasindan kaynaklanmiyor mu?

    YanıtlaSil
  26. Evet, aynen öyle..
    Konunun çekiciliğiyle de birleşirse profesyonelce yazılmış bir yazıya imza atmış oluruz Didemciğim...

    YanıtlaSil
  27. Adsız1/4/13

    çok sağol zeugma proje ödevinde yardımcı oldu.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Rica ederim.
      Görseller ve yorumlar dahil dilediğince kullanabilirsiniz.
      Sevgiler...

      Sil