Oysa yazmak en iyi terapiydi. Yazdığın sayfayı bitirip yayına verdiğinde jöle kıvamına geliyordun, hatırla. Üstelik bilimsel tescili olan bir terapi yöntemiydi yazmak. Eski tarihli yazılarında dolaşmak bile ilaç gibiydi. O nedenle, hemen şimdi silkelenip kaldığın yerden devam etmen gerek.
Zeytinlerin ağaçlarda bol miktarda ve sağlıkla büyüdüğünü görmek mutluluk verici gerçekten. 2024 kışı için tanıdığım hiç kimse evde kendi zeytinini yapamamıştı. Umuyorum bu yıl yine yeniden yapabileceğiz. Üzümler de bugün yarın pazara çıkar.
Geçen akşam kordonda verilen konserde yaşanan şu şirin manzarayı yazmasam olmaz. Malumunuz, bir yerde konser varsa çoluk çocuk pistte koşturmadan 1 saniye bile geçmez. Ama bu iki ufaklık oldukları yerden hiç kıpırdamadan, büyük bir merakla orkestra üyelerini inceliyorlardı. En az 10 dakika süresince duruşlarını hiç bozmadan, hiç kıpırdamadan bakmaya devam ettiler. O kadar şirinlerdi ki. Hatta solist de durumu fark etti. Söylediği şarkının ortasında onlara doğru yaklaşarak elini uzatıp minik oğlanı biraz sevdi. 😊
Gelincik aramaya çıkmıştım en son. Bulamayıp onun yerine evdeki maviş vazo için bir miktar sararmış bitki toplamıştım. Bir de yıkılmak üzere bekleyen resmi bir binanın bahçesinden reçel yapmak üzere birazcık yeşil incir. Yıllar önce bir kez daha yapmıştım. Lezzeti, aroması ve hatta görünümüyle dahi yeşil incir reçelinden daha şahane bir reçel yoktur, olamaz. Peki ya ocakta kaynarken ortalığın misk-i amber kokmasına ne demeli? Kestane şekerine beş basar, o derece. Zaten en pahalı reçeller sınıfında başı çekiyor.
Bizim caddenin mandalinaları ve Trabzon hurmalarının son halleri. 21 Haziran'dan sonra, yani gündüzler kısalmaya başladığında benim için yaz bitiyor demek zaten. Buyurun, sonbahar-kış meyveleri de kapıda:)
Zeytin demişken, daha önce bilmediğim bir şeyi şu kediyi fotoğraflarken öğrendim. Etiketinde 12 yaşında olduğu yazan bu kocaman zeytin ağacı satılıkmış meğer. Alıp kendi bahçene dikmek için. Sonradan da AVM yapılırken kökleriyle sökülüp getirilen bundan daha büyük zeytin ağaçlarının orta kısımdaki havuzlu açık alana dikildiğini hatırladım. O ağaçlar 7 yıldır orada zeytin veriyor ve hayli büyümüş durumdalar.
Evin içinde uyuklayan minnoş kediden farkı olan var mı bu aralar? 😃 Cinsinin Cavalier King Charles Spaniel olduğunu öğrendiğim şu tatlış köpeklerin ise asabi suratlarına hastayım. 😂💗
Ne zamandır sözü ediliyordu. Sonunda kendim de bizzat gördüm. Bunlar inşası devam etmekte olan TOKİ binaları. Ancak, bu aralar yıkımı devam ediyor. Nedeni ise 23 bloktan oluşan projenin 19 blokunun mania kriterine uymadığı yani 4 kat yerine 5 kat çıkıldığının tespit edilmesi. Bakınız, sağ taraftaki binanın en üstünde fazladan çıkılan beşinci katı yıkmış olan bir ekskavatör var. Bu binaların en üst katlarında daha iskelet aşamasındayken günlerdir kepçe ile yıkım gerçekleşiyor.
Tonlarca ağırlıkta bir iş makinesinin alt katların kolonlarına zarar verebileceği, binayı ayakta tutan sistemin bu tarz bir hasarla ileride telafisi mümkün olmayan zararlara zemin hazırladığı düşünülüyor.
İşe bakın ki hava mania kriterlerine uyulmayıp yükseklik sınırının ihlal edildiği bu durumu Devlet Hava Meydanları İşletmesi fark etmiş. Böylece, gördüğümüz aşırı üzücü manzaranın nedeni öğrenmiş olduk. 😔
En başta söylediğim üzere aşırı sıcaklar devrede burada. Temmuz ayının ulaşabileceği rekor rakamlar olduğu söylendi. 36 derece idi en son. Klima falan da tam çare olamıyor. Nefes almada zorluk çekiyor insan, günün bir an önce bitmesini dört gözle bekliyor. Yerel gazete tarafından çarşı pazarda gündüzleri in cin top oynadığı fotoğraflanmış. Hiç bu kadar sıcak olmamıştı. Gece de dahil, hangi çareye başvursanız yetersiz kalıyor. Ağustosu bari azıcık serin geçirsek...