Bundan sekiz yıl önce yayınladığım İngiltere yazılarımda Londra'nın gezmekle bitmeyecek kadar büyük bir metropol olduğunu, yalnızca müzeler için bile en az 3 gününüzü gözden çıkarmanız gerektiğini söylemiştim. Başkentte toplamda üç gün kalıp Durham'a geçmek zorunda olduğumuzdan görmediğimiz o kadar çok yeri kalmıştı ki. Evet, onca yıl sonra Londra, Brighton, Newcastle, Edinburg, Durham ve tekrar Londra dolaşımlı mini bir yazı dizisi daha geliyor. Bol fotoğraflı bir seri olacak. London Eye ve Oxford Caddesi ile başlamak istedim.
Westminster Köprüsü civarı ve Trafalgar Meydanı'ndan.
Kraliçe Victoria tarafından 1871 yılında açılan ve merhum kocası Prens Albert'in adını taşıyan Royal Albert Hall
Güney Kensington kenarındaki bu simgesel konser salonu yalnızca mimari bir harika değil, muhteşem kubbeli çatısı altında sunulan inanılmaz eğlenceler açısından da rakipsiz.
Dünyanın en ünlü müzik ve konser mekânlarından biri olan Royal Albert Hall klasik müzik, caz, dünya müziği, sirk, rock, pop, opera, dans, komedi ve tenis dahil, yılda 360'tan fazla etkinlikten birinde atmosferi, iç mekânı ve muhteşem akustiği ile eşsiz bir yapı. Her yaz ünlü BBC Proms klasik müzik konserleri serisine ev sahipliği yapıyor. Sekiz hafta süren konserler ünlü Last Night performanslarıyla son buluyor.