2024/06/30

Online Alışveriş Mucitleri 😊

Bu hanımlar kimler mi? 
Kendilerini bizzat görmeseniz dahi eski Türk filmlerinde ya da dizilerde mutlaka rastlamışsınızdır. Sırtlarında kocaman birer bohça taşıyan bu hanımlar günümüzde oturduğun yerden alışveriş, bedava kargo, kapıda ödeme gibi elimiz ayağımız olan kolaylıkların ilham kaynakları aslında. Daha doğrusu mucitleri. 

Başka bir deyişle; onlar çocukluğumuzun gittigidiyor, hepsiburada.com ya da Trendyol gibi online ihtiyaç ve alışveriş merkezleri. Onlar bir zamanlar Anadolu kültürünün bir parçası olan ve TDK sözlükte ''Gezerek bohça içinde dokuma eşya satan kadın; bohçacı kadın, basmacı'' diye nitelenen ''bohçacı'' kadınlarımız. Zamanın ayaklı çeyiz dükkânları.

''Zamanın'' derken en az 1990-2000 yıllarını baz almalı. Beriye değil geriye gitmek şartıyla. Bu demektir ki Z kuşağının bohçacı kadın görmüş olma ihtimali sıfır:)

İç Anadolu Bölgesi'nde doğup büyüyen bendeniz, çocukluğumda bohçacı kadınlara pek bir aşinaydım. Rastladığım zaman çok sevinir, adeta bir ritüelmişcesine gerçekleşen detayları seyretmeye doyamaz, hatta pazarlık yapılırken malın en son kaç liraya ineceğini dahi bilirdim. 

Antrparantez belirteyim; söz konusu yıllarda tekstil sektörü yani konfeksiyon ve hazır giyim günümüzdeki kadar gelişmemişti. Var olanlarda da seçme şansı olayı devreye giriyordu. O nedenle insanlar genellikle hazır kumaş alıp terzilere diktirirlerdi. İhtiyaç olan kumaşları havaların iyi olduğu bahar ve yaz mevsiminde çevre illerden gelen bohçacı kadınlar getirirlerdi. Klasik giyim tarzları; başlarında yemeni, ayaklarında şalvar, naylon terlik ya da lastik ayakkabı olan bu kadınlar -sanırım herhangi bir tehlikeye karşı- yalnız gezmez, en az iki kişi olurlardı. 

Şehrin sokaklarını, özellikle onları dört gözle bekleyen evleri bilir, ''Bohçacı geldi hanıım!'' şeklinde çok da bağırmadan geldiklerini haber verirlerdi. Böylece ihtiyaçları birikenler kapı ve pencerelerinden tek tek kendilerini gösterip bir an önce aşağı inerler ve uygun komşunun evinde bohçaların açılması beklenirdi.

Beni en çok şaşırtan, bohçanın düğümleri açıldığında etrafa serilenlerin orta boy bir dükkânı dolduracak kadar geniş bir alanı kaplamasıydı. Sanırsınız seyyar bir kumaş mağazası. Evliler evleri için, genç kızlarına çeyizleri için, envai çeşit mal alma şansı ayaklarına geldiği için pek sevinirlerdi. Rengârenk basmalar, pazenler, hamam takımları, pikeler, çarşaflar, havlu takımları, tüller... 

Bohçacı, kendisini komşularla birlikte evinin bahçesine, bazen de odalarından birine buyur eden ev sahibi hanımla birlikte içeri girer girmez hemen yere bağdaş kurup önce bir nefeslenirdi. Sonrasında da başlardı mallarını sermeye ve övmeye. Alışveriş ve özellikle pazarlıkta ''Yok, o fiyata vermem'' denilen malın daha da aşağı inip üçte bir fiyata düştüğüne bile sıklıkla rastlanırdı. 

Anadolu'nun ücra köyleri için de AVM görevi yapan ve binbir çeşit mal getiren çerçiler vardı. O insanların halen aktif olduklarına TV belgesellerinde şahit oluyoruz. Ancak, günümüzde bohçacı kadınların hiçbiri kalmadı. Tüm yaşananlar renkli birer anı olarak yalnızca hafızalarda...

İyi pazarlar... ✋😊

Görseller: İnternet