psikopat etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
psikopat etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

02/12/2020

Amy Bishop Anderson

Geçen akşam TLC'de merakla izlemekte olduğum Galler prensesi Diana'nın sır ölümü, çocukları William ile Harry ve eşlerinin arasındaki gerginlikleri anlatan belgeselin ardından tam yatmak üzereyken yeni bir dizi girdi yayına: ''Deadly Women'' 
Discovery Channel'in tarihe geçmiş ünlü kadın seri katilleri anlattığı bu belgesel; obsession, greed, revenge (takıntı, açgözlülük, intikam) başlıklı 3 bölümle verilmiş. Belgeselde kadın seri katiller ve gözlerini bile kırpmadan işledikleri cinayetler, nedenleriyle birlikte aydınlığa çıkarılıyor. Eski FBI ajanı kadın kriminolog DeLong başkanlığında irdelenen cinayetleri ağzınız açık, nefes nefese izliyorsunuz.

Gerçek hikâyeler her zaman için bir adım daha öndedir benim için. Gerçek bir olaydan esinlenerek çekilmiş bir film ya da dizi, bir roman çok daha fazla ilgimi çeker. Eğer siz de psikolojiye ilgi duyuyorsanız gecenin bir yarısına kadar hayretler içinde izlediğiniz program asla yetmez. Amy Bishop Anderson'ın hikâyesinin peşine düşersiniz, kesin. Kullandığım görseller Amy'nin gerçek fotoğrafları.

22/05/2014

Psikopati: Vicdansızlar

Acıyla, öfkeyle, isyanla, gözyaşlarıyla dolu bir hafta geçti aradan.
İçinizde doğru dürüst uyku uyuyabilen var mı?
Eskisi gibi acıkabilen, iştahla yemek yiyebilen?
Hiç sanmıyorum!
Koskoca bir ateş düştü, yangın yerine çevirdi yüreklerimizi!

Ya kafamızdaki deli sorular?
Yalnızca karınlarını doyurabilmek ve gecekondudan hallice bir ev sahibi olabilmek uğruna dünyanın en ağır işinde bu kadar düşük ücretle çalışan, yetmezmiş gibi sorumsuzluk ve ihmaller silsilesi yüzünden can veren onca insan, perişan aileler,
o garibanlar bir saniye olsun çıkmadılar aklımdan. Eminim ki sizlerin de öyle...
Kalbimiz hep Soma'daydı, halen orada...
''Bir daha böyle acılar yaşanmasın,'' deyip sayfayı çevirmek kolay mı?
Yaşanan acıların peşinden savrulması klişeleşmiş bu tür cümlelerin bir dilek olarak kalmasını istemiyorum artık.
Hep öyle oldu çünkü ve olmaya devam edecek!
Çalışma şartları, güvenlik önlemleri adına kalıcı çözümler üretilmeli.
O işçilere hak ettikleri ücret verilmeli, aldıkları üç kuruş maaş kesinlikle yeniden düzenlenmeli.
Yetkililer bunun teminatını mutlak surette verebilmeli!
Bir haftadır bu ve benzer sorular çalkalanıp duruyor kafamda.

Üzerine; tekmelenenler, tokatlananlar, iş göremez raporu verilmiş ''tekmeleyenler''...
Yumruklanan insanların korku dağları arasında bocalayıp üç kez değiştirdiği beyan....
En çok da Üstün Gökmen'in ''Kimsenin, taziye evinde iki tokat atma hakkı yoktur!'' sözleri çınlıyor kulaklarımda.
Üst üste ekleniyor hepsi. Düşünüyorum. Durmadan düşünüyorum...
Normal değil tüm bunlar. Nedeni ne olabilir?
Empati ve vicdan yoksunluğu ile bütünleşiyor hepsi...
Ve...
Kafamda dolananlar psikiyatride adı geçen bir terimle buluşuyor sonunda:
PSİKOPATİ!!
Bir zamanlar tüm akıl hastalıkları için kullanılmakta olan bu terim,
günümüzde empati ve vicdan eksikliği ile karakterize edilmiş bir kişilik bozukluğunun adı.
Sözel zekası yüksek olabilen ancak genellikle “duygusal zeka”dan yoksun, insanların duygularıyla oynayarak onları kendi çıkarları doğrultusunda kullanmakta uzman olan psikopatlar, toplumda yüzde 3 gibi bir oranda yer alıyorlar maalesef.