22/05/2014

Psikopati: Vicdansızlar

Acıyla, öfkeyle, isyanla, gözyaşlarıyla dolu bir hafta geçti aradan.
İçinizde doğru dürüst uyku uyuyabilen var mı?
Eskisi gibi acıkabilen, iştahla yemek yiyebilen?
Hiç sanmıyorum!
Koskoca bir ateş düştü, yangın yerine çevirdi yüreklerimizi!

Ya kafamızdaki deli sorular?
Yalnızca karınlarını doyurabilmek ve gecekondudan hallice bir ev sahibi olabilmek uğruna dünyanın en ağır işinde bu kadar düşük ücretle çalışan, yetmezmiş gibi sorumsuzluk ve ihmaller silsilesi yüzünden can veren onca insan, perişan aileler,
o garibanlar bir saniye olsun çıkmadılar aklımdan. Eminim ki sizlerin de öyle...
Kalbimiz hep Soma'daydı, halen orada...
''Bir daha böyle acılar yaşanmasın,'' deyip sayfayı çevirmek kolay mı?
Yaşanan acıların peşinden savrulması klişeleşmiş bu tür cümlelerin bir dilek olarak kalmasını istemiyorum artık.
Hep öyle oldu çünkü ve olmaya devam edecek!
Çalışma şartları, güvenlik önlemleri adına kalıcı çözümler üretilmeli.
O işçilere hak ettikleri ücret verilmeli, aldıkları üç kuruş maaş kesinlikle yeniden düzenlenmeli.
Yetkililer bunun teminatını mutlak surette verebilmeli!
Bir haftadır bu ve benzer sorular çalkalanıp duruyor kafamda.

Üzerine; tekmelenenler, tokatlananlar, iş göremez raporu verilmiş ''tekmeleyenler''...
Yumruklanan insanların korku dağları arasında bocalayıp üç kez değiştirdiği beyan....
En çok da Üstün Gökmen'in ''Kimsenin, taziye evinde iki tokat atma hakkı yoktur!'' sözleri çınlıyor kulaklarımda.
Üst üste ekleniyor hepsi. Düşünüyorum. Durmadan düşünüyorum...
Normal değil tüm bunlar. Nedeni ne olabilir?
Empati ve vicdan yoksunluğu ile bütünleşiyor hepsi...
Ve...
Kafamda dolananlar psikiyatride adı geçen bir terimle buluşuyor sonunda:
PSİKOPATİ!!
Bir zamanlar tüm akıl hastalıkları için kullanılmakta olan bu terim,
günümüzde empati ve vicdan eksikliği ile karakterize edilmiş bir kişilik bozukluğunun adı.
Sözel zekası yüksek olabilen ancak genellikle “duygusal zeka”dan yoksun, insanların duygularıyla oynayarak onları kendi çıkarları doğrultusunda kullanmakta uzman olan psikopatlar, toplumda yüzde 3 gibi bir oranda yer alıyorlar maalesef.
Temel özellikleri şu şekilde başlıyor:
Sıfır empati, sıfır vicdan
Patalojik yalan söyleme
Hilekârlık ve çıkarcılık
Yüzeysel duygusal tepki
Asla suçluluk duymamak

Bir psikopat için yaşam yalnızca güç elde etmek, hakimiyet kurmak ve 'kurguladığı oyunları' kazanmak üzerine.

Satırlarımı araştırmalarım sırasında karşıma çıkan, bu konu üzerine yazılmış bir kitapla bitirmek istiyorum. Psikopati alanında dünyaca ünlü bir kriminal psikoloji araştırmacısı olan Dr. Robert D. Hare tarafından yazılmış, ''yok satan'' bir kitap:

VİCDANSIZLAR
Antisosyal Kişilik Bozukluğu


Kitabın kapağında da çok delici bir cümle var:

''Aramızdaki Psikopatların Rahatsız Edici Dünyası''

Bu da tanıtım bülteninden:

Psikopatlar, insanları büyüleyen, onları kendi istedikleri şekilde yöneten, yaşamda acımasızca kendilerine bir yol açan ve bunu yaparken de, arkalarında kırık kalpler, yıkılmış beklentiler ve boşalmış cüzdanlardan oluşan geniş bir iz bırakan toplumsal yırtıcılardır. Vicdandan tamamen yoksun olan ve başkalarına karşı hiçbir şey hissetmeyen psikopatlar, bencilce istediklerini alır, canlarının istediğini yapar, bu arada en ufak bir suçluluk ya da pişmanlık duymaksızın toplumsal kuralları çiğner ve beklentileri umursamazlar. Dehşete düşen kurban umutsuzluk içinde sorar "Bu insanlar kimler?" "Neden böyleler?" "Kendimizi onlardan nasıl koruyabiliriz?" Bu ve benzeri sorular, yüzyılı aşkın bir süredir klinik tasarımların ve deneysel araştırmaların -ve çeyrek yüzyıldır da kendi çalışmalarımın- odak noktası olmasına karşın, psikopatın ölümcül gizemi özellikle son birkaç on yıldır açığa çıkmaya başlamıştır.

----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
11 Haziran 2014

EK: Antisosyal kişilik bozukluğu psikopatiye ait temel özelliklerin hepsini birden üzerinde barındırıp itinayla icra eden ve
Dr. Robert D. Hare kitabının yukarıdaki tanıtım bülteninde yer alan kelimelerin her biriyle birebir örtüşen psikopat bir kadın!

Bir profesör ve bir doçenti yalanları ve bilinçli kurgulamalarıyla manipüle eden, ceplerini boşaltan, Konya Selçuk Üniversitesi gibi büyük bir üniversitede korkunç bir cinayet işlenmesine de sebep olup bir haftadır ülkenin gündemini işgal eden
ASUMAN S. adlı kadını, buradaki araştırma sonuçlarını doğrulayan korkunç bir psikopat olarak bu yazıya not düşüyorum.

Psikopatinin tedavisi olmadığını ve psikopatların hayatları boyunca bilinçli manipülasyona devam edecekleri gerçeğini hatırlatıyor, bu kadının en kısa zamanda hak ettiği cezanın karşılığını bulmasını diliyorum...