18/11/2009

Yazgı mı?

Pazar günü erkenden çalan zille uyanıp kapıyı açtığımda yaklaşık iki aydır görünmeyen vazgeçilmezimiz, rutin ziyaretçimiz yine huzurdaydı. Bu kadar erken saatte gelmemesini ne yaptıysak anlatamadığımız ve en son gördüğümde hamile olduğunu bildiğim genç dilenci kadındı gelen.
Her zamanki gibi yanında getirdiği beş altı yaşlarındaki küçük oğlu ile birlikteydi.

İlk dikkatimi çeken yeni doğmuş bebeğini bir bez parçasıyla sırtına bağlamış olduğuydu. Bebeğin oradaki varlığı beni değişik duygulara sürükledi birden. Heyecanlandım...
- Güle güle büyüt bebeğini. Kız mı erkek mi ?
- Sağol ablacığım. Kız...
- Görebilir miyim ?

Bana fırsat bırakmadan seri hareketlerle bebeği bir hamlede arkasından çekip kucağına aldı.

Öyle tatlıydı ki ! Minnacık, zeytin gözlü, gülümseyen harika bir bebek !
- Ayy, canım..! Ne kadar güzel !
Daha sözlerimi bitirmeden;
-Ablacığım inan evde bir lokma ekmek yok. Adam çalışmıyor. Soğuktan donuyoruz. Üstümüze giyecek bir şey yok, şeklinde sıralamaya başladı.

Bunları dinlerken gözüm ister istemez annesinin sarfettiği her kelimeyle suratı şekilden şekle giren küçük oğlana gitti. Çocuğun duyduğu derin üzüntü o kadar belli oluyordu ki ağlamak üzereydi. Gördüğüm bu tablo yüreğimi dağlamıştı. Hem de çok fazla...

Oğluna bakmakta olduğumu farkeden kadın,
-Ablacığım bak, pantolonu yırtık, bak istersen. Başka giyecek bir şeyi yok.

Çocuk zaten üzüntüden kahrolmuş durumdayken bir de bu sözler onu ne hale sokacaktı şimdi.
-Aaa..? Neden öyle diyorsun annesi. Yırtık pantalonlar moda. Hem çok pahalıya satılıyor. Çok güzel onun pantalonu. Değil mi canım ?

Çocuk sevinçle başını salladı. Bu sözler onu inanılmaz mutlu etmişti. Tıpkı kardeşininkine benzeyen simsiyah gözlerinden sevinç yansımaktaydı bu kez. Gülümsemeye başlamıştı.

Üzülmüştüm çok. Bir can dünyaya gelmişti ve daha ne olduğunu anlamadan annesiyle birlikte dilenmeye çıkmıştı.
Ya abisi ? Yaşıtları sıcacık evlerinde her türlü imkan içindeyken onun minicik yüreği hak ediyor muydu bu acıları ? Hepsinden öte anne yüreği nasıl dayanabiliyordu yaşadıklarına ?


Dünyaya onlardan biri olarak gelme ihtimalimiz vardı. Yüksek bir ihtimaldi bu üstelik.

Yazgı dedikleri bu muydu ?