26/07/2025

Göksel Yolcular - GÜL ŞAHİN

Seramik Müzesi'ndeki son sergiye 2 ay gecikmeli gidişimden çok pişman olmuş, bir sonraki sergiyi açılış günü ziyaret etmek için söz vermiştim kendime. Biraz araştırıp seramik sanatçısı Gül Şahin’e ait “Göksel Yolcular” isimli hayli göz alıcı bir sergi olduğunu ve 25 Temmuz günü saat 17.30'da açılacağını öğrenmiştim. 

  O gün, yani dün hazır dışarı çıkmışken öncelikle süresi biten kredi kartımın yenisi için bankaya uğramalıydım. İşim bitince biraz alışveriş, biraz dondurma molası derken açılış saati yaklaşmıştı. Havanın öğle vakti 40 dereceye yaklaşan sıcaklığı kordona hiç uğramamış gibiydi. Güneşe rağmen serinletici bir rüzgâr eşliğinde yürüyüş yaparak 15 dakikada müzenin kapısına ulaştım. Saatim 17.29'u gösteriyordu (Dakikliğimle hep övünürüm).

Kapıda beni karşılayıp buyur eden genç, zaman zaman görev yeri değişen arkeologlardan biri olmalıydı. Hemen üst kata çıktım. Açılış, Vali Doç. Dr. Ömer Toraman, Belediye Başkanı Muharrem Erkek ve bir grup sanatseverin katılımıyla henüz gerçekleşmişti. Kalabalığın ortasında açıklamalarda bulunan ve bir Hollywood yıldızı gibi parlayan, uzun boylu hoş hanım elbette ki Gül Şahin idi. 💫

Sergi sonrası oluşan fikrimi soracak olursanız, en kısa özetiyle diyebilirm ki:
Rüya gibi bir kadından, rüya gibi eserler 😇💫

Açıklamaları sanatçının kendisinden dinleyelim mi?

GÖKSEL YOLCULAR
Türk Mitolojisindeki Atlar, Dağ Keçileri ve Tanrıçaların Hikâyesi

Mitolojik seramik at ve tanrıça heykellerim, doğaya ve mitolojiye duyduğum derin hayranlıkla başladı. Bu yolculukta Türk mitolojisi eserlerime yön veren en güçlü ilham kaynaklarından biri oldu.

Geri dönüşüm metallerle işlenen detaylar sonsuzluğu ve zamanın döngüselliğini vurgular. Göksel yolcularım doğanın ve mitolojinin enerjisiyle şekillenerek geçmişle geleceği birleştirir.

Türk mitolojisinde atlar ruhların gökyüzüne, yeraltına ve uzak diyarlara yaptığı yolculuklarda kutsal rehberlerdir. Dağ keçileri ise dağların kutsallığını ve ruhsal yükselişi temsil eder. 

Gök Börü'nün büyüsü, Tulgar'ın kanat çırpışı, Abora'nın zarafeti ve Yağız At'ın cesareti eserlerimde bir araya gelerek hem mitolojik hem de çağdaş bir anlatım oluşturur.


Tanrıça figürlerim ise doğurganlık, dönüşüm, doğanın kutsallığı ve cesareti yansıtır. 

Türk mitolojisindeki Ak Ene'den ve Umay Ana'dan ilhamla, yaşamın yaratıcı gücü ve suyun kutsallığı bu eserlerde kendini göstermektedir.


TROYA I   -  TROYA II  -  TROYA III


Bu olağanüstü sergi seramikseverler için 26 Eylül 2025 tarihine kadar Çanakkale Seramik Müzesi’nde ziyarete açık kalacak.


4 yorum:

  1. Eserlerin her biri ne muhteşem! Hakikaten 'rüya gibi' ! Eserlerin yaratıcısı olan sanatçımız Gül Şahin hanımı yürekten kutluyorum. Başarıları daim olsun. İyi ki bu harika sergiye gitmiş ve bizlerle paylaşmışsın Zeugmacığım. Çok teşekkür ederim. Sevgilerimle...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Tam da dediğin gibi Esinciğim. Muhteşem!
      Gül Hanım'ın doğaya ve mitolojiye duyduğu ''derin hayranlık'' geçmişle geleceği birleştirerek pek çok mesaj veriyor, geri dönüşüm metalleriyle işlediği detaylarsa eserlerine kesinlikle büyülü bir hava katıyordu.
      İyi ki gitmişim sahiden. Üzüldüğüm bir şey varsa birlikte çektirdiğimiz ve benim onu tek çektiğim fotoğraf ne yazık ki hiç net çıkmamış :(
      Ziyaretin ve güzel görüşlerin için asıl ben teşekkür ederim. Sevgilerimle...

      Sil
  2. Eserlerin her biri birbirinden özel ve güzel. Zengin olmayı bir tek böyle eserler karşısında diliyorum ve istiyorum. Çok paran olsa ne yaparsın dediklerinde, eskiden gezerim derdim, şimdilerde gezerim ve sanat eseri alırım diyorum. Sanatçıyı bilmiyordum, sayende öğrendim ve hayran kaldım eserlerine.
    Dakiklik konusunda ben de titizimdir, herkes de öyle olmalı diye düşünüyorum. Sonuçta zaman hepimiz için kıymetli. Sevgiler.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet ya gerçekten de çok özel ve güzeldi. Hatta Vali Bey ve Belediye Başkanı eserlerin ''her biri'' ile özel ilgilendiler ve sanatçıya her ikisi birden eserle ilgili sorular yönelttiler. Çektiğim fotoğraflardaki saat detayına baktığımda 40 dakikaya yakın kalmışlar sergi salonunda. Sanatçının ismini öğreneli benim de çok fazla olmadı. Ne yazık ki seramik sanatçıları ismen pek ünlenemiyorlar. Bunun nedeni seramiğe olan ilgisizlik bence. Oysa buram buram yetenek ve kalite çıkıyor ellerinden. Fırınlamaları bile kendileri yapıyorlar.
      Zaman kıymetli gerçekten. Değerli anlara fazlasıyla ayrılması gereken bir kavram. Sevgiler benden de...

      Sil