14/11/2015

Yürüyen Merdivende Acelesi Olmak

Toplum olarak hayatın pek çok alanında tahammülsüzüz, bu bir gerçek. İşin aslı astarı, kuralı nedir bilmeden hak aramaya soyunup fütursuzca kavga çıkarmayı marifet sayıyoruz.
Haksız olduğunu bal gibi bildiği halde kendi menfaatleri için saldırgan hale girenler de yok değil. Kavgacı bir toplumuz, net.

Duyarlı olunması gereken, varlığımıza ihtiyaç duyulan, ''Ben buradayım'' dememiz gereken yerlerde kör ve sağır olmayı tercih edişimizle feci biçimde çelişiyor bu durum.

Genel anlamda konuşuyorum tabii. Elbette ki kendini bilen, yaşanan olayı aklının süzgecinden geçirip gerçeği gören, kabullenen, iyi niyetli ve yapıcı insanlar da var bu toplumda. Hatta özür dileyebilenler var...

Bu yazı, hafta sonu alışverişi nedeniyle bulunduğum AVM'de önce tanık, sonra müdahil olduğum bir olay sonrası yazılmaya karar verildi. Konumuz; yürüyen merdivenler ve yürüyen merdivenlerde yürüyen insanlara tahammülsüzlük.
Öncelikle altını çizmek isterim ki; büyük bir çoğunluk olayı şu şekilde biliyor: ''Adı üzerinde. 'Yürüyor' zaten. Senin yürümene gerek yok. Yapman gereken; üzerinde sessizce dikilip varış noktasına kadar bekleyeceksin. O seni götürecek.''
Oysa yok böyle bir şey!

Tıpkı trafik kurallarında olduğu gibi yürüyen merdivenlerde de kurallar var. Trafiği sağdan akan ülkelerde yürüyen merdivenin sağ tarafı durmak isteyenler, sol tarafı acelesi olup yürümek isteyenler için. Eğer merdivenin ortasındaki hayali çizginin sol tarafında duruyorsan, daha doğrusu o kısmı işgal (ihlal) ediyorsan suçlusun! Arkadan gelip senden yol isteyen ya da uyaran birine kızmaya, bağırmaya, olay çıkarmaya hiç ama hiç hakkın yok! Yürümeden ilerlemek istiyorsan kendi sağına düşen tarafı kullanmak zorundasın. Bu bir kural. Medeni ülkelerdeki okullarda çocuklara daha ilkokul çağlarında öğretilen önemli bir kural, ki taraf ihlali özellikle de Amerika'da anayasa ihlali ile eşdeğer sayılıyor.

''Durmak isteyenler sağda, yürümek isteyenler solda olacak''
Yürüyen merdivenler için başka kurallar da var tabii. Bazı metrolarda ya da AVM'lerde nadiren de olsa rastladım. Korkuluklara ya da basamaklara oturulmaması gerektiği, yanınızda çocuk varsa pozisyonunuzun ne olacağı; engelli aracı, bisiklet, bebek arabası ya da paten ile kullanmanın tehlikeli ve yasak olduğunu ikaz eden uyarı levhaları var.


Hepsi bir yana, bakın şu tarz basit bir bilgilendirmeye öyle çok gereksinim var ki!
Kolayca hayata geçirilebilecek bu önemli ikaza tüm yürüyen merdivenlerde ihtiyaç var. Bundan eminim...


Tartışma ve ikazların yaşanmadığı, sorunsuz bir hafta sonu geçirmeniz dileğiyle...

* * *

-EK-

(Tramvayda şahit olduğum şiddet)


(Ülkemizde nadiren rastlanmakta olan uyarı levhalarından iki örnek)


Görseller: www.tagesanzeiger.ch/ www.geograph.org.uk/ www.pantip.com/

16 yorum:

  1. Çok haklısın. Hele hele İstanbul gibi aşırı kalabalık kentlerde bu kurallara kesinlikle uyulmalı.İnsan bazen çıldırıyor gerçekten.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çıldırmak deyince aklıma geldi. Yazın İstanbul'da tramvaydayız. Tophane durağına gelince kapıların açılmasıyla itiş kakış içeriye dalan 3 kişi, içeride hemen önümüzde dikilen genci tekme tokat öyle dövdüler ki aklımı kaçıracaktım.İlk anlarda terör saldırısı sandım; ama ''Bunlar bizim babamızı öldürdü'' deyip devam ettiler ve defolup gittiler. Kural falan hak getire. Ortalık insan bozuntularıyla dolu :(

      Sil
  2. Toplum olarak uzun zamandır kurallara uymak yerine, tahammülsüz davranışlar sergileyen sabırsız bireyler haline dönüştük. Örnek verdiğiniz yürüyen merdivenler gibi... trafik, asansör, banka kuyruğu ve buna benzer yerlerde adabı muaşeret kurallarını unutmuş insan güruhu eski günleri özlemle anımsamamıza neden olmakta.

    Bu düşündürücü yazınız için teşekkür eder, güzel bir Pazar günü geçirmeniz dileklerimle
    Esenlikler dilerim

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Tahammülsüzler, çok bilmişler, kendini özel zannedenler her yerde. Ayrıcalık istiyorlar çoğunlukla.
      Dediğiniz gibi eskiden sevgi-saygı varmış. İnsanlar nezaket kurallarını biliyorlarmış. Bir daha da o günlere dönülmez gibi geliyor bana.
      Yürüyen merdivenle ilgili epeyce soruna şahit olduğumdan kendi çevremde küçük bir anket yapmıştım. Tamamına yakını kurallardan bihaberdi. Bu konuyla ilgili sorumluluğun yetkililerde olduğu kesin.
      Nazik ziyaretiniz ve görüşleriniz için ben teşekkür eder, huzurlu bir haftaya başlangıç yapmanızı dilerim. Dostlukla...

      Sil
  3. En iyisi bilim adamları ışınlamayı bulmalı. Bazen merdivenleri yürüyorum. Orası bile kıyamet. Herkesin acelesi var!

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İnan o zaman bile öncelik için tartışma çıkarırlar.
      Ankara'da metro girişlerindeki normal merdivenler, bırak kalabalığı, Suriyeli dilencilerden geçilmiyordu!

      Sil
  4. Ah Zeugma ahh....

    Su son günlerde TR'de yine gördüklerim ve sahit olduklarim beni cok karamsar yapti ülkemiz ve insanlarimiz hakkinda. Oraya her gidisimde beni dehsete düsüren, sinirlendiren, hayal kirikligina ugratan, sasirtan, kahreden öyle cok sey oluyor ki... inan Almanya'ya her dönüsümde "iyi ki burada yasiyorum" diyorum, üzülerek...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ah Ayşe ah.'
      Sen daha fazlasını mı bekliyordun? Bu ülke tescilli artık. Aziz Nesin'in verdiği yüzde az bile kaldı.
      Her 2 kişiden biri neydi bakalım? Tam kendilerine layık ve de müstehak ortamlarda gül gibi yaşayıp gidiyorlar. Evet, bence de sen iyi ki orada yaşıyorsun!

      Sil
  5. Bu eğitimler okulda olmalı. Temel görgü kuralları ne yazık ki her ailede verilmiyor. Toplumsal saygıyı bilmek zorundayız.
    Geçenlerde kaldırım döşeyen belediye ekiplerine adamın biri yanaşıp "Aralara sarı atmanız iyi oldu renkli renkli içimiz açılsın." dedi. Görme engelliler için yapılan sarı bantlardan söz ediyor. Durum bu kadar vahim.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. ''Eğitim şart!'' boşuna söylenmemiş diyorum hep. İşte o kadar.
      Ailesinde görmeyene herhangi bir kurum ya da kişi tarafından da öğretilmiyorsa ortaya zavallı bireyler çıkıyor. Daha doğrusu hödükler çıkıyor. Böyle çok bilmiş, ahkâm kesip duran, sevgisiz saygısız, görgüsüz, kavgacı...

      Durum gerçekten vahim bence de. Sarı renkli o bantlar geceleyin hasta kişiler tarafından sökülüyor bir de...

      Sil
  6. Harika bir yazı. Ağzınıza, elinize, kaleminize sağlık.

    Aynı durumdan yıllardır ben de çok şikayetçiyim. Sadece yürüyen merdivenler değil üstelik. Sizin ve değerli yorumları ile katkıda bulunan okurlarınızın da değindiğiniz gibi aynı saygısızlık maalesef hayatımızın her alanını kaplamış durumda. Metro ve otobüslere biniş ve inişimizden, yolculuk esnasında yaşadıklarımıza, trafikte araç direksiyonundan, yaya olarak bir yerden bir yere gidişimizde, alışverişte kasa kuyruğundan, evimizde, apartmanımızda yaşayışımıza kadar, aldığımız nefesi başkalarıyla paylaştığımız her anda benzeri saygısızlıkları yaşıyoruz.

    Millet olarak eskiden (genel anlamda) belki eğitim seviyesi olarak daha kötü durumdaydık. Daha az okul, daha az mezun vardı. Ancak muhtemelen aile terbiyesini daha iyi alırdık ki bu denli saygısız değildik çevremize karşı. Maalesef, son yıllarda bu durum çok daha fazla artıyor gibi ki bunun görünen ve görünmeyen bir çok sebebi hepimizin malumu.

    Burada eklemek istediğim ise bizim bu durumdan rahatsız olan bireyler olarak ne yaptığımız. Eminim ki elimizden geldiğince uyarmak hepimizin yaptığı. Ancak sayın yazarımız olarak bir yoruma yazdığınız yanıtta bahsettiğiniz, tramvayda başınıza gelen olay "uyarı" konusunun üzerinde taşıdığı riskleri özetler nitelikte.

    Eminim benim gibi bir çok diğer okuyucunun uygulamaya çalıştığı bir başka eylem çocuklarını bu türden saygısızlıkları yapmayacak şekilde yetiştirmeye çalışmaktır. Yürüyen merdivenleri nasıl kullanması gerektiğini, trafikte nasıl davranması, nasıl davranmaması gerektiğini, özetle dünyayı diğer kişilerle saha saygılı bir şekilde nasıl paylaşması gerektiğini elinden geldiğince, dili döndüğünce anlatmaya çalışıyor herkes. Ancak son yıllarda ben bunun artık ne kadar doğru olduğunu kendi kendimle tartışır oldum. Ülkemizde gün geçtikçe etrafını daha da ezer bireylerin arttığını gördükçe ve yarın yetişkin olduklarında paylaşacakları dünyada geçerli olacak saygı seviyesini düşündükçe, çevresine saygılı çocuklar yetiştirmenin onlara iyilik değil tam tersine uzun vadede kötülük yapmak olabileceğini üzülerek görüyorum. Umarım yanılıyorumdur.

    Yazınız için tekrar teşekkürler. Devamını dilerim. Ayrıca bu uzun yorum için de affınızı rica ediyorum. Söylenebilecek şey çok olunca istemsizce uzun oldu.

    Saygılarımla,
    Altuğ TATLI
    Live A+
    http://www.liveaplus.com

    YanıtlaSil
  7. Keşke daha fazla yazsaydınız Altuğ Bey. Affınızı rica etmek ne demek? Okuduklarım su gibi aktı gitti.
    Söylenecek çok şey var, dediğiniz gibi. Sırası gelince burada yazmaya çalışıyorum. Saygısızlık, düşüncesizlik, hayatın her alanında.
    Çoğu zaman insan haklarını ihlâl boyutunda. Misal; oturduğumuz evler.. ŞURADA yazmıştım. Apartman dairesi ya da müstakil konut, hiç farketmiyor. Eğer şansı yoksa tüm hayatı zehir olanlar var.
    Eskiden, daha az okul, daha az eğitimli kişi varken aile terbiyesi, sevgi, saygı gibi kavramlar ağırlıkta olması konusunda çok haklısınız. Bunun sayısız nedeni var tabii ki. Yazım kuralları bile yok olmak üzereyse gerisini düşünün artık.
    Tramvay konusuna gelecek olursak, gerçekten de o kadar riskli ve tehlikeliydi ki ortam! Şahısların gözleri dönmüştü. Silahları da olabilir, hepimizi tarayabilirlerdi. Öyle savunmasızdık ve panik içinde! Telefonla iletilmiş sanırım şahsın tramvayda olduğu.O paragrafa ''Bu durumdan rahatsız bireyler olarak ne yaptığımız..'' diye başlamışsınız. Ben o ortamda bile elimden geleni yapmıştım biliyor musunuz? Korkudan milletin geriye doğru açıldığı, ayırmak isteyenleri de tekmeyle uzaklaştırıp işlerine devam ettikleri dakikalarda (en az 5 dk sürdü), 'çocuk ölecek ve kim vurduya gidecek' endişesiyle kalabalığın içinde göstermeden görüntülerini almak geldi aklıma telefonla. Ancak koluma mı çarptılar ne olduysa doğru yere odaklanmamış ve titrek bir görüntü elde etmişim. Belki yarın bu yazının altına hatıra diye eklerim :(

    Yorumu uzayan biri varsa o da benim. Kusura bakmayın lütfen. En iyisi burada keseyim.

    Değerli ziyaretiniz ve görüşleriniz için çok çok teşekkür ediyorum.
    Saygıyla...

    YanıtlaSil
  8. Zeugmacığım, her satırına katılıyorum bu durumun. Hiç bir şeye dikkat etmeyen, sürü gibi bir toplum olduk ne yazık ki!. Fikir sahibi olmadan bilgi sahibiyiz bir de uyarınca feryad figan edenler mi ararsın. Çoğu insan yürüyen merdivenlerdeki bu kuralları bilmiyor. Çünkü bilgilendirme yok.. 'gözlemleme-k' dersen, o bizim milletimiz de zaten yok!. ben şimdiye kadar hiç bir yerde rastlamadım bu tür bilgilendirmelere. Yurt dışına çıkan ve yaşayanlar biliyor bu kuralları daha ziyade.. Bu önemli bir açık..dilerim, yazını yetkiler okur da gereken önlemleri alırlar. Bu önemli konuya sayfanda yer verdiğin için çok teşekkür ederim Zeugmacığım.. Sevgilerimle..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bu tür bir bilgilendirmeye ben Ankara'da birkaç yıl önce rastlamıştım. Netten bulup yeni bir görsel ekledim az önce alta. Soldaki levha İstanbul'daki metrolardan birinde asılı. Hayır, o değil de müdahil olup kurallardan söz ettiğinde senden kötüsü yok. Acelesi olup yol isteyeni neredeyse linç edecekler. Çünkü onlar haklı. Hiç mi düşünmezler, toplu kullanıma açık bir yerde elbette ki kurallar olacak. Öyle sürü halinde hurrraaa istediğin yeri tıkayarak kullanamazsın ki. Adam belki hastaneye yetişecek, toplantıya yetişecek. Ben şahsen metrodaki yürüyen merdivenlerde ''saniye farkla tren kaçırma''gibi kötü bir ihtimale karşı -merdivenin hızını yetersiz bulduğumdan- bırak yürümeyi, koşar adımlarla inmişimdir. Ama bunu merdivenler boş ise yaptım. Aksi takdirde ne yol bulabilirdim ne de izin istediğimde saygı ve hoşgörü...
      O nedenle, tıpkı senin de onayladığın gibi; konuyla ilgili çok büyük bir yetersizlik ve denetimsizlik olduğunu düşünüyorum. Umarım acilen çözüm isteyen bu duruma en kısa zamanda el atılır...
      Değerlendirmelerin için teşekkürler ve sevgiler Esinciğim...

      Sil
  9. Katılıyorum. Hiçbir yerde kurallara uymuyoruz. Toplu taşımada da bu yürüyen merdivenlerde de...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Okullarda öncelikli dersler arasına girmeli bu tür konular. Hatta teoride kalmamalı, uygulamalı olarak öğretilmeli...

      Sil