24/09/2008

Mutluluğu Tanımlarken

Söylerken bile ne güzel bir kelimedir ''Mutluluk''.

Dünyadaki en güzel duygudur. Tüm canlıların hissettiği bir duygu.. Hiç düşündünüz mü, minicik bir kedi yavrusunu okşadığınızda ne kadar mutlu olur ve bu duygusunu size bir şekilde göstermeye başlar. Ya da sevimli bir köpek yavrusuna küçük bir kemik parçası uzattığınızda sergilediği mutluluk gösterisine hiç dikkat ettiniz mi? Öncelikle kuyruğunu sallayarak sinyaller verir. Gözleri parlayarak yaklaşır yanınıza, ayaklarınıza, paçalarınıza dolanır sevgiyle.

Bu görünüm de sizin için bir mutluluk kaynağı değil midir? Köpeğin o mahzun gözlerinde net ve geri dönüşümlü bir şekilde yakalayabilirsiniz mutluluğu çünkü.
Mutluluk bir reflekstir o zaman. Duyulan özlemlerin karşılık bulmasına verilen anlık ya da süreğen bir tepkidir.
Sözlük anlamıyla; ''Bütün özlemlere eksiksiz ve sürekli olarak ulaşılmaktan duyulan kıvanç durumu '' diye geçiyor. Bana göre bu abartılmış ve çok iddialı bir tanım.

Dolayısıyla herkesin ulaşabilmesi kolay görünmeyen zor bir kavram gibi sanki.
''Bütün özlemler'' yerine, ''Duyguları okşayan ya da özlem gideren şey'' daha uygun olabilirdi,
Çünkü küçücük detaylarda gizlidir bence mutluluk. Bahara girerken çimlerin arasında minicik, sevimli bir uğur böceği görmektir örneğin. Sabah şen şakrak kuş cıvıltılarıyla neşe içinde uyanmak, şarkılar mırıldanarak elini yüzünü yıkamak, aynada kendine göz kırparak ne kadar sağlıklı olduğunu görüp şükretmektir aynı zamanda.
Annenin pişirdiği sıcacık bir tarhana çorbası, yeni yıkadığı çarşaflar içinde mis gibi uyumaktır. Evde film izlerken çekirdek yemek, kardeşler arasında patates cipsi kapışmak, şakalaşmaktır neşe içinde.
Sonbaharda ağaçlardan dökülen yaprakların kızılın her tonundaki olağanüstü renklerine hayranlıkla bakmak, onları yerden kucağına doldurup doğayla dans etmek gibidir. Dünyanın ne kadar yaşanası bir yer olduğunu düşünmek, düşlemek ve haz duymaktır.
Mutluluğun en önemli etkenleri şöyle sıralanmalıdır bana göre : Sağlıklı olmak, yoksulluk çekmeyecek kadar bir varlık, akrabalarla ve çevreyle iyi geçinmek ve çalışılan işte başarı sağlamak. Totalde ''yetinmek''tir ama mutluluk. En önemli faktördür ''doyumsuz olmamak''.
Alfred D'Souza'nın şu sözlerine kulak verelim:
''Ama hep bir engel, bir engel daha vardı önde. Öncelikle yapılması gereken bir şey, bitmemiş bir iş, tamamlanması gereken bir hizmet, ödenecek bir borç...
Hemen sonra güzel hayat başlayacak. Sonunda uyandım ki ''hayat'' zaten bu engeller.
Bu perspektif; mutluluk için bir yol olmadığını, bilakis mutluluğun kendisinin asıl yol olduğunu görmeme yardımcı oldu. Öyleyse yaşanan her anın keyfini çıkarmalı ve bu anlar, paylaşılacak özel biri ile geçirildiğinde daha da çok keyfi hissedilmeli.
Zamanın kimseyi beklemediğini unutmamak lazım. Öyleyse, daha fazla mutlu olmak için; okulun bitmesini, okula gitmeyi, on kilo vermeyi, altı kilo almayı, çocuk sahibi olmayı, çocukların büyüyüp evden ayrılmalarını, işe başlamayı, emekli olmayı,evlenmeyi, boşanmayı, Cuma akşamını, Cumartesi sabahını, yeni araba-ev almayı, yeni araba-evin borcunun bitmesini, baharı, yazı, sonbaharı, kışı, ayın birini, on beşini, şarkınızın radyoda çıkmasını, ölmeyi, yeniden doğmayı beklemeyin.
Mutluluk bir hedef değil yoldur.

31 yorum:

  1. Yarının ya da beş dakika sonranın garantisini bize kim verebilir ki? Elimizde olanların sevincini paylaşmak, olmayanlar için verilen mücadelenin huzuruna ortak olmak gerek... Mutluluk çoğu zaman gülümsetebildiğiniz başka bir yüzde gizlidir. Bakmak gerek, görmek istemek gerek. Her daim mutlu olasın. ;)

    YanıtlaSil
  2. Adsız24/9/08

    mutluluğu tanımlamak da her insanın yapabiliceği bir iş değil, şöyleki gerçekten mutlu olmayan biri mutluluğu tanımlamaya çalışırsa şöyle olurdu sanırım... "çok zengin olursan mutlu olursun." veya "saadetin sırrı paradadır..." yanlış!
    Kasımpatım ruh ikizim de gerçek mutluluğu yakalamış, mutluluk tabelasının gösterdiği yönde emin adımlarla ilerlemiş biri... öyle hoş ve herkezin erişebiliceği örneklerle açıklamışsınki mutluluğu üzerine farklı bir örnek vermeye gerek yoktur sanırım...
    nefes alıp vermeyle bile mutlu olabilir bir insan, sabah kalktığında penceresinin önünde gördüğü küçük serçelerle, kahvaltı yaparken kimseye muhtaç olmadan yaşayabildiğine... mutluluğa giden yol ayrımı şükretmekten geçer aslında... şükretmeden mutluluğa erişilmez, maymun iştah sahibi insanlar bu yüzden psikolojik buhranlar içindedir hep... onları bu duruma iten yaşadığı şeyler değil, yaşadığı şeylere bakış açısıdır...
    Kasımpatıcığım içindeki mutluluk tohumlarını üzerimize serpiştirdiğin için çok teşekkürler... düşüncelerini böyle hoş bir biçimde yazıya dökebilmen beni "mutlu" ediyor... aa bak bundan bile mutlu oldum... :) yüreğine sağlık Ruh İkizim...

    YanıtlaSil
  3. Sevgili Parpali,
    Ne güzel söylemişsin.Evet,elimizde olanların farkında bile değiliz çoğu zaman.
    Ama bakar ve bu şekilde düşünürsek mutlu olmak için sayısız neden bulacağız seninde söylediğin biçemde..
    Gülümsettiğin yüzlerin sayısız olduğundan eminim.
    Sonsuza kadar mutluluklar içinde olasın ;)

    YanıtlaSil
  4. Sevgili Kardeşim serzeniş,
    İnsanlara saçtığın pozitif enerjiyle,verdiğin güçle,iyi niyetinle,güzel yüreğinle sen herkes için başlı başına bir mutluluk nedenisin aslında..Hiç düşündün mü bunu?
    Şu yazının altındaki güzel ziyaretleri ve paylaşımları görmek de büyük bir mutluluk aslında.Farklı bir örnek vermeye gerek yok demişsin ama''nefes alışımız ''demişsin..En önemlisi bu bence..Sağlıklı bir biçemde nefes alıp verebiliyorsak gerisi ne kadar teferruat,ne kadar gereksiz duruyor.
    İçindeki mutluluk pırıltılarını buraya saçıp gittiğin için teşekkür ediyorum ruh ikizi kardeşim benim :)
    Ve sana bir ömür boyu kesintisiz mutluluk diliyorum :)

    YanıtlaSil
  5. Kasımpatı yazın çok hoşuma gitti, çok güzel konulara değiniyorsun bu günlerde. Mutluluk bana göre paylaşılınca güzelleşiyor. Tek başına bir anlamı yok. Günümüz insanları doyumsuz olduğundan mutluluk da geçici bir haz olmaya başladı. Yani önceden üniversiteyi kazanmak benim için büyük mutluluk olacaktı, şimdi üniversitedeyim ama yine de mutlu değilim, hep daha iyi yerlere gelmeyi düşlüyor insan. Bu güzel bir şey, sonuçta insanlardaki bu içgüdüsel davranış gelişmeseydi, teknoloji diye bir şey olmazdı herhalde, ama dikkat edin yavaş yavaş duygularımızı kaybediyoruz ve mekanikleşiyoruz, ileride hiçbir şey bizi mutlu etmeyecek. Alfred D'Souza'nın sözü çok manidar, ben de zamanla ilgili düşünürlerin sözlerini merak ettim, araştırdım ve sizinle kopyala-yapıştır yöntemiyle paylaşmak istiyorum. Bu arada umut ve ümitle ilgili bir yazı bekliyorum sizden, dün bir filmde "umudu anlat bana" dedi bayan oyuncu. Demek ileriye dönük umutlarım o kadar zayıf ki, umut kelimesi benim için hiçbir anlam ifade etmedi. Belki sizin için bir şeyler ifade ediyordur?

    -Ahmaklar zamanı nasıl öldüreceğini, akıllılar ise nasıl kazanacağını düşünür Alain
    -Ey insan, zaman sensin, sen iyi olursan zaman da iyidir, eğer sen kötü isen zaman da kötüdür Hz Muaviye ra
    -Hayatınızı seviyorsanız zamanınızı boşa harcamayınız, çünkü zaman hayatın kendisidir Benjamin Franklin
    -İki kere yıkanamazsın aynı ırmakta; üzerinde akan sulan, şimdi yeni sulardır Heraklet
    -İnsanlar, babalarından ziyade zamanlarına benzerler Hadis-i Şerif
    -Mutluluk başarıya, başarı ise zamanı değerlendirmeye bağlıdır Seneca
    -Yaptığınız işin en iyisini, bir de zamanında yapın, o vakit dağ başında bile olsanız insanlar sizi bulur Thomas Brown
    -Zaman aklı, olgunluğu ve hizmeti artırmak için bize verilmiş en değerli sermayedir Thomas Mann
    -Zaman, birçok örtüleri kaldırabilir JJack Rousseau
    -Zaman, kolay elde edilen ve ucuz olan şeyleri siler Roy Chansior
    -Zaman, sessiz bir testeredir Emmanuel Kant(katılıyorum:)
    -Zamanın azaltamadığı, yumuşatamadığı üzüntü yoktur Cicero
    -Zamanın kaybolduğunu bilenler, en çok üzüntü duyanlardır Dante
    -Zaman büyük bir öğretmendir, yalnız ne yazık ki daima öğrencilerini öldürür Curt Goertz
    -Zamanın, kime dost, kime düşman olacağı bilinmez Shakespeare
    -Zamanlarını en kötü şekilde kullananlar, en çok, zamanın kısalığından şikayet ederler La Bruyere (ne kadar doğru)

    YanıtlaSil
  6. Hoşgeldin Tutkucuğum,
    Yazımı beğenmen benim için bir mutluluk kaynağı şu an :)
    Benimle meslektaş olmana az kaldı.Sana biraz olsun örnek olabiliyorsam ne ''mutlu''bana :))
    Sen de yorum değil,mutlulukla ilgili o kadar güzel bir yazı yazmışsın ki buraya..Ben de ona bayıldım.Eklediğin alıntılar da çok anlamlı.
    Ellerine sağlık,çok beğendim,harika olmuş.
    Can alıcı nokta:TEK BAŞINA MUTLULUK OLMAZ....
    Ama ileriye dönük umutlarının zayıf olduğunu söylemene üzüldüm çok.Asla böyle bir üzüntü duymamalısın.Senin bulunduğun konumda olmak isteyen kaç milyon genç var.Öncelikle bunu düşün.Sağlıklısın bunu düşün..Daha bir sürü var..
    Demek benden ''Umut'' ile ilgili yazı bekliyorsun Tutkucuğum..
    Peki,sırf senin için bile yazmaya değer..
    Bir sonraki konum ''Umut'' ile ilgili olacak söz..
    Zaten konu bulmakta güçlük çekiyordum,iyi oldu bu ; )
    Sevgili Tutku,sana ömrünün sonuna kadar tüm umutlarının gerçek olduğu,şelaleler gibi mutluluk akan bir yaşam diliyorum :)

    YanıtlaSil
  7. "Sana ömrünün sonuna kadar tüm umutlarının gerçek olduğu,şelaleler gibi mutluluk akan bir yaşam diliyorum" Çok teşekkür ederim temennin için. Ben de sizin su berraklığında bir yaşam sürmenizi diliyorum ve inanıyorum ki mutlu olacaksınız her zaman;)

    Yazıyı merakla bekliyorum...

    YanıtlaSil
  8. Adsız25/9/08

    kasımpatıcım;
    nasıl da güzel söylemişsin,
    'mutluluk bir hedef değil, yoldur'.
    bizim için amaç haline geldiğinde, mutlu olmak için büyük şeyler bekliyoruz sanırım..

    oysa sabah rahat bir yatakta uyanıp hala nefes aldığının farkına varabilmek başlı başına bir mutluluk kaynağı bence.. =))

    YanıtlaSil
  9. Aynen öyle çobankızım :)
    Aldığımız tek bir nefes bile ne kadar kıymetli değil mi düşünürsek?
    Umarım o hüzünlü şiirlerini yazarken bunları hesap katarsın .
    Mutluluk ve umut dolu şiirlere ağırlık verirsin,ne dersin ? ;)
    Sevgilerimle..

    YanıtlaSil
  10. Adsız25/9/08

    mutluluğumu yaşıyorum,
    hüznümün zehrini şiirlere akıtıyorum ben..
    yine de bazen
    birbirlerine bulaşmıyor değiller kıyısından köşesinden..
    kimbilir?
    bakarsın öyle gelir içimden;
    belki bir gün.. =))

    YanıtlaSil
  11. Açıklama çok güzel ve şiirsel olmuş.
    İnşallah öyle gelir içinden canım..
    Sana tüm ömrün boyunca okyanusların bile alamayacağı kadar büyük mutluluklar diliyorum.
    Öyle ki ucundan kıyısından şiirlere akıtabileceğin en ufak bir hüzün kalmamacasına..
    Sevgilerimle..

    YanıtlaSil
  12. Yazı biraz klasik yazılmış ama gayet enerjik, hoşuma gitti. "Saadet" hakkında tek diyebileceğim şudur; Saadetten mahrum olma korkusu saadetin felaketidir.

    YanıtlaSil
  13. Yazı''Biraz klasik,gayet enerjik'' demek.Teşekkür ederim.
    Umarım mutlulukla ilgili olumlu izlenimler edinmişsindir.
    ''Hiçkimse'' olma.Mutlu bir kimse ol bence :))

    YanıtlaSil
  14. çok iyi çok iyi. tam olarak düşündüklerimin aynısı.

    YanıtlaSil
  15. Sevgili Kasımpatı, çoğu konuda olduğu gibi bu konuda da hemfikir olduğumuzu söylememe gerek yok sanırım ki böyle derken bile söyledim.=) Çok ama çok güzel betimlemişsin mutluluğu. Hayat bir gündür; o da bugündür. Öyleyse bugünün içinden kolaylıkla bulup çıkaracağımız mutlulukları yaşayalım. Eskiden bana bu tür sözler çok anlamsız ve boş gelirdi. Özellikle 17-20 yaş arasında... Sanırım bu, biraz da o zamanlar hayatın ne kadar uzun olduğunu düşünmekten kaynaklanıyor. O cesaret yaş ilerledikçe azalıyor maalesef ve ben kendimi şu aralar hep atıştırır gibi yaşarken yakalıyorum. Hiçbir şeye geç kalmak istemiyorum. Biraz ondan, biraz bundan, biraz şundan derken herbir şeyden doyum sağlamış vaziyette kapatıyorum panjurlarımı. Sevgilerimle...

    YanıtlaSil
  16. çok özledim senii
    canımcım yazamadım arada kaçamak baktığım pc lerden yada kaçak bağlantılardan.
    sayfanın renkleiyle ne güzel oynamışsın.ama ben sana şablon yapmazsam rahat edemicem:))
    yada header.ne istersen.
    ve mimlendin tatlım.

    YanıtlaSil
  17. bu yazıyı okuyup uygulayan sürekli gülümsemeye başlar patı.Mutluluk basitlikten geçer ne kadar zorsan o kadar mutsuzsundur




    Basit yaşayacaksın. Basit.
    Mesela susayınca su içecek kadar basit...
    Dört çıkacak, ikiyle ikiyi çarptığında.
    Tek düğmesi olacak elindeki cihazın;
    Tek bir düğme, tek bir cümle gibi...
    Sevince lafı dolandırmadan söylediğin
    "seni seviyorum" gibi.

    YanıtlaSil
  18. Mutluluğun salt "tek başına" değil de tüm insanlarla birlikte elde edilebileceğine inananlardanım.

    Çünkü insan teki,eninde sonunda toplumsal bir varlık,yani onun yaşama koşulu diğer insanların varlığına bağlı bir anlamda..Onun bu toplumsallığı ise bir arada yaşama kültürünü ister istemez zorunlu kılıyor.

    Şayet hiç kimse "bana ne!" demeyip üzerine düşen yükümlülüğü yerine getirir ise,yani herkes kapısının önündeki pisliği süpürür ise;bizler mutluluğa,refaha,eleştiri ve özeleştiriye açık olur isek,
    barış ve kardeşlik duyguları içinde gerçek bir yaşama anlayışına bir nebze olsun yaklaşabileceğiz..

    Sevgilerimle..

    YanıtlaSil
  19. @ Sevgili stickman, ekleyecek bir şey bulamadığına göre fikirlerin tamamen benimkilerle örtüşmüş.
    Sana teşekkür ediyor mutlulukla dolup taşan günler diliyorum :)

    @ Sevgili ChaotiC,evet ben de bloguna girdiğimde hayretler içersinde görmekteyim,ne kadar çok konuda hemfikiriz gerçekten.
    ''Mutlu Tozbezi''adlı yazında sen de mutluluktan bahsediyordun.Kendi hayatınla ilgili mutlu olduğun o küçük detaylar inanılmazdı,çok güzeldi.Sana olan hayranlığım katlandı inan.
    17-20 yaş arası hayat çok uzun geliyor insana doğru.Günler,yıllar çok yavaş ilerliyor gibiydi sahiden de.Şimdi zamanın çok büyük bir hızla geçip gittiğini hissediyor ve inanamıyorum ben de.
    Yorumunu çok güzel bitimlemişsin.
    Hayatta ulaşabileceğimiz her zevki ertelemeden tatmak gerek,gücümüz yettiği ölçüde.
    Yarına ne olacağı hiç belli değil.Yani;
    AN'ı yaşamak her an mutlu olmaya çabalamaktır olay.
    Sevgilerimle..

    @ Sevgili Bendenizciğim,bir taneciğim,nerelerdeydin,asıl ben seni özledim..Blogroll'e bakıp duruyordum.Sonra öğrendim ve hasta falan olmadığına sevindim.
    Sen ne güzel bir yüreksin böyle ya..Ne kadar çok düşünüyorsun beni böyle..:)Kıyamam sana ben..
    Şablon ya da header yapacaksın bana demek..Çook teşekkür ederim canım sana..Meleksin sen resmen :)
    Ama senin de söylediğin gibi şu anki şablonumu ve renklerini ilk kez bu kadar beğendim.Biraz kullanayım,senin ellerine ve zevkine teslim ederim blogumu .Okey? Senin gibi bir usta ne harikalar yaratacak bakalım:)
    Kucak dolusu sevgiler canım sana..

    @ Sevgili Siminya,geçmiş olsun,hastaydın.Ayaklandığına sevindim.Yorumun çok güzel,ne kadar mantıklı şeyler söylemiş benim güzel ve haşarı Siminyam öyle..
    Seni kutluyor ve her kelimene sonuna kadar katıldığımı ekliyorum.Mutluluklar senden yana olsun hep..
    Sevgilerimle..

    @ Sevgili beyrek,
    Yorumununda mutluluğa tamamen farklı bir perspektiften bakmışsın ve çok haklısın.
    Buraya kadar olan kısımlarda hepimiz genelde bireysel mutluluklardan bahsettik.
    Senin söylediğin asıl önemli olan.
    Bireylerin tek tek mutlu olmaları ve ''bana ne!''cilik fikrinden uzaklaşmaları elbetteki toplum olarak mutluluk,barış ve refah içinde yaşamayı getirecektir.
    Ama bunu tamamen başarabilmek o kadar zor ki..Özellikle de bireysel olarak başaramayanlar varken..
    Mutluluk ve sevgi içinde kalasın..

    YanıtlaSil
  20. Adsız28/9/08

    sevgili kasımpatı,
    bu yazının kendisi başlı başına muhteşem bir yazı olmuş ve açıkcası o kadar güzel bir ve bu kadar degerli yorumları görünce benim yorumum sönük kalıcak hissine kapıldım ilk başta..yazının başlıgı zamanımızdaki insanların ortak sorunu mutluluk ve onun tanımı olunca yazı daha bir önem kazanıyor..

    blogunuzu bugun blogcatalog yoluyla keşfettim ve hiç bırakmayada niyetim yok..

    yazı yazmaya devam etmeniz dileklerimle..sevgiyle kalın

    YanıtlaSil
  21. Sevgili empathy,
    Öncelikle ''Hoşgeldin!''diyorum..
    Değerli yorumun beni son derece mutlu etti inan.Sönük kalması diye bir durum söz konusu olabilir mi hiç?
    Çok ama çok teşekkür ediyorum,çok incesin.Yazımı bu kadar beğenmiş olman beni inanılmaz mutlu etti.
    İyi ki blogcatalog'a üye olmuşum.Ben de senin o son derece profesyonelce hazırlanmış olağanüstü bloglarına hayran kaldım.
    Bu yüzden tarafından beğenilmenin bir ayrıcalık olduğunu düşünüyorum..
    Mutluluk dolu günler senden yana olsun hep!

    YanıtlaSil
  22. Mutluluk bazen dağların arkasındaymış gibi uzak görünse de aslında burnumuzun dibindedir, görmekle alakalı bir olgu bu...


    Mutluluk ertelendikçe, planlandıkça olan bir duygu değildir.
    Daha mutlu olmayı elbette herkes ister ama karamsar mutsuz modlarda dolaşırsak, tüh yine olmadı yapamadım dersek kendimizi daha mutlu etmek yerine daha mutsuz ederiz.

    Balkonda öylesine otururken, bahçemizde gezinen bir köpeğe su ve yemek vererek mutlu olmayı bilmeli insan.

    Uzun zamandır aramadıklarını arayarak, onları mutlu ettiği için mutlu olmayı bilmeli, sokak çocuklarını horgörmeyip bir kere de başlarını okşayıp onların gözlerindeki mutlulukla mutlu olmayı bilmeli...

    Mutluluk aslında o kadar basit ki nereden baktığımıza bağlı, tamamen bizim elimizde...

    Çok güzel bir yazı olmuş, sevgiler...

    YanıtlaSil
  23. Merhaba Tuana,
    Yazıyı beğenmene sevindim.Her ne kadar senin gibi yazamasam da :)
    Sen de o kadar güzel eklentiler yapmışsın ki bu yazıya uygun,çok çok beğendim.
    Ve bugün okuduğum o hüzünlü yazılarından sonra seni bu sözleri sarfederken görmek beni o kadar sevindirdi ki inanamazsın..
    Hep böyle sevgiyle kal,mutlu ol sen.Tamam?
    Sevgilerimle prenses :)

    YanıtlaSil
  24. Cok dolu bir yazı, tekrar tekrar okunmalı bence. Ve final hayli vurucu, "... mutluluk bir yoldur.." kesinlikle katılıyorum.

    YanıtlaSil
  25. Teşekkürler vladimir,çok naziksin :)

    YanıtlaSil
  26. Adsız30/12/08

    aferim be harikaydın iyşallah performansdan 100 alırım çok güzel yazmışsın çok mutlu aldum allah gönlüne göre versin

    YanıtlaSil
  27. M(im)UTLULUK yazımı, senin benden önce yazdığını bilmeden ve senin seveceğinden habersiz olarak, aslında senden sonra yazmış olduğum yazımı senin neden beğendiğine asla şaşırmadım.

    YanıtlaSil
  28. Aynen öyle oldu, evet.
    Konuyla ilgili fikirlerimiz tamamen aynıymış Hektor. O tanımın değiştirilmesi konusunda TDK'ya dilekçe mi yazsak acaba? :)
    İmla konusundaki titizlik de örtüşüyor bu arada :)
    Teşekkür ederim ziyaretin için...

    YanıtlaSil
  29. Sevgili Zeugma, aynı konuyu ayrı zamanlarda yazmış iki farklı beden olarak, önerine göre bu tanım basit şekliyle kısaca; "Kişilerin özlemlerine ulaştığında duyduğu kıvanç durumu" şeklinde olabilirdi. Bu tanıma yapacağın katkıları bekliyorum.

    YanıtlaSil
  30. Tanım gayet güzel..
    Düşündü, düşündüm, ek yapacak kelime bulamadım.
    Bulursam gelip bloguna yazarım sevgili Hektor...

    YanıtlaSil