19/11/2012

Çingene Kızı'nın Gizemi - Zeugma

Hititler'den tutun da Lidyalılar, Urartular, Persler, Roma ve Bizans İmparatorluklarına kadar saymakla bitmeyen ne medeniyetler, ne şehirler gelmiş geçmiş Anadolu'dan.

Gaziantep'in Nizip ilçesine 10 km uzaklıktaki Belkıs Köyü eteklerinde kurulmuş, mozaikleriyle ünlü bir antik kent olan ZEUGMA örneğin.
M.Ö. 300 yıllarında Büyük İskender tarafından ''Selevkia Euphrates'' adı verilerek kurulan ve Kommagene Krallığı'nın 4 büyük şehrinden biri olan kent, Roma İmparatorluğu'na bağlandıktan hemen sonra ''köprü'' ya da ''geçit'' anlamına gelen ve bütün dünyaca bilinen adıyla ZEUGMA olarak anılmaya başlamış.

Çünkü Antakya’dan Çin'e uzanan tarihi İpek Yolu Zeugma’dan geçiyor. Çünkü kent, Fırat yoluyla oluşan bu geçitte önemli bir liman görevi yapıyor.
Roma’nın doğu sınırındaki en son kentlerinden biri olması sebebiyle askerî ve ticarî yönden stratejik bir konuma sahip.
Bu nedenle büyük bir ticari değer kazanan ve Fırat manzaralı yamaçlarına villalar inşa eden Zeugma, 80 bini aşan nüfusuyla dünyanın en büyük, en zengin kentlerinden biri haline gelmiş.-Bir kıyas gerekirse; şu an dev bir metropol olan Londra(Londinum)‘dan birkaç kat daha büyük bir kent.
Ayrıca; bir yüzünde Thyke tapınağı, diğer yüzünde Roma Kartalı motifi olan kendi şehir sikkesini basmış Roma kentlerinden biri olarak da tarihe geçmiş. Keza kurtarma kazıları sonucunda elde edilen sanat şaheserleri Zeugma'nın önemli bir sanat merkezi olduğunu tüm dünyaya kanıtlamış.

Zeugma, kazı çalışmalarında A, B, C olarak üç bölümde inceleniyor. Villaların ve çarşıların bulunduğu A ve B bölümleri bugün Birecik Hidroelektrik Baraj gölü altında. Kentin su altında kalmayan C bölümünde yer alan villalar, tiyatro, sütunlu caddeler, hamam, agora ve tapınak ise toprağın 3-4 metre altından tamamen gün ışığına çıkacağı günü bekliyor.
Mozaikler villaların sığ havuzlarının, çeşme ve odalarının tabanında yer alıyor. Zeugmalı mozaik ustalarının Fırat nehrinden topladıkları taşları 8-10 mm ebadında kübik biçimde keserek (tessera*) mozaikleri yaptığı, doğada bulamadığı açık mavi, açık veya koyu yeşil ya da turuncu renkteki taşları cam tesseralarla elde ettiği anlaşılmış.
Evler; ortasında bulunan sütunlu avluların etrafında yer alan odalara sahip.
Odalar ışığı demir korkuluk ve cam kullanılmış geniş pencereleriyle bu avludan alıyor. Tabanı mozaik olan evlerin duvarları fresklerle, odaları ise mobilya, heykel ya da heykelciklerle bezeli.

Zeugma deyince bizlerin aklına ilk gelen ''Çingene Kızı'' adı verilen mozaik olsa gerek. Bloguma ad olarak seçtiğim ZEUGMA'nın gizemli ve de hayranlık uyandıran en önemli parçası.

Günümüzde sadece bu antik kentin değil, Gaziantep'in de sembolü olup, tanıtımına büyük katkı sağlayan ve adı Zeugma ile özdeşleşen ''Çingene Kızı''nın ortaya çıkış hikâyesi oldukça ilginç.
1999 yılında Zeugma mozaiklerinin (ya da Belkıs Harabeleri'nin) kurtarılması çalışmaları sırasında bir vatandaşın gösterdiği dere yatağında yapılan kazıda ortaya çıkan bu gizemli mozaik üzerinde betimlenen ''Çingene Kızı''nın kim olduğu konusunda kesin bir bilgi yok ne yazık ki...

Çingene Kızı mozaiğine resmedilen kişinin cinsiyeti tartışma konusu esasında. Bu figürün ''Yer Tanrısı ve Tanrıların Anası Gaia'' olduğuna dair görüşlerin yanı sıra Büyük İskender olduğunu iddia edenler de var.
İnanılmaz canlı renkler içeren ve paha biçilmez bir değere sahip mozaikteki insan figürü, gözlerindeki hüzün ve bakışlarındaki gizem ile anlam kazanıyor.
1970'lerde Zeugma antik kentinde kaçakçılar tarafından açılan ve delik deşik edilen bir alanda olduğu 30 yıl kadar sonra ortaya çıkmış. Diğer figürleri kaldırdıkları belirlenen kaçakçıların onu görmemiş olmaları büyük bir şans olarak addediliyor.

Zeugma Antik Kenti'ndeki bir villada, yemek odasının 300 m2'lik taban kısmında yer almış olan mozaiğin birçok yeri tahrip edilmiş. Kazı çalışmaları sırasında deprem nedeniyle üzerine düşmüş sütunlar olduğu görülen ve sütunlardan biri kaldırıldığında gözler önüne serilen mozaiğin üzerine su dökülüyor ve Çingene Kızı adeta gülümseyerek karşılarında beliriyor.
Kazı esnasında orada bulunan görevliler ve basın mensupları çıkan eserin başına büyük bir merakla toplanıp ''Bu kim?'' diye soruyorlar. Fakat sorunun yanıtını bilmek mümkün değil. Çünkü bu tür mozaiklerin yanında genelde kim olduğu yazmasına rağmen bu mozaikte yazmıyor. Oradakiler kendi aralarında ''Halka küpesi var, bağı var, saçlarında örgü var,'' derken ''Çingene kızına benziyor!'' tahmininde bulunuyorlar ve adı bu şekilde kalıyor.

Çingene Kızı'nın, mozaiğin tamamında dirseği dizinde, avucu çenesine dayalı pozisyonda, bir kayanın veya taburenin üzerinde öne eğilmiş biçimde tasvir edildiği tahmin ediliyor. Mozaikteki işçilik mükemmel denilebilecek kadar iyi. Taşlar göz altındaki halkaların kavisine göre dizilmiş. İşinin ehli, oldukça usta biri tarafından yapıldığı anlaşılıyor.
Akratos, Mevsim Tanrıçası ve Satir adlı eserlerle birlikte kurtarılan Çingene Kızı bir süre Gaziantep Arkeoloji Müzesi'nde sergilendikten sonra 9 Eylül 2011 tarihinden itibaren Zeugma Mozaik Müzesi'nde sergilenmeye başlamış. Gerek mimarisi gerek teknolojik açıdan dünyanın en önde gelen müzelerinden biri olan Zeugma antik kentinin on üç rengin armonisinden oluşan iki bin yıllık mozaiklerinin define avcılarının talan etmesiyle eksilen kısımları lazer sistemiyle tamamlanmış.

Zeugma Mozaik Müzesi 1700 metrekarelik alanı ile bugün ''Dünyanın En Büyük Mozaik Müzesi''.

* tessera: Mozaikçilikte kullanılan dört köşe küçük mermer veya cam.


* * *


Video, bu araştırma yazısından sonra, 2019 yılı Nisan ayı sonunda, tarafımdan çekilmiştir.