29/11/2012

Arasta İnsanları

Tarihle birlikte süregelmiş en kutsal değer nedir diye sorsalar ''emek'' derdim sanırım. Aynı kelimeden yola çıkarak ''el emeği'' diye de eklerdim.
Çocukluğumun geçtiği şehirde ''arasta'' denilen bir çarşı vardı. Emek kokardı her yanı buram buram...

Tıpkı bir labirent gibi sağdan sola yukarıdan aşağıya uzanan sokaklarda yan yana dizilmiş küçük, tozlu dükkanlar vardı orada. Dükkanlarda surat ifadeleri hiç değişmeyen, konuşmayan ustalar...
Elleriyle konuşurdu onlar çünkü. Kaderleri ellerine yazılmıştı.
Elleriyle görür, elleriyle düşünürlerdi yalnızca...
Ellerini konuşturur, elleriyle öğretirlerdi bildikleri ne varsa...
Ustalar, kalfalar, korkuyla karışmış utangaçlıkları yanaklarına yansımış boy boy çıraklar...
Hayal meyal geçiyor gözümün önünden...
Dosdoğruca eve gitmek varken bu labirentin içinde kaybolmayı ne çok severdim.
Bir sokakta bakırcılar, sola dönünce sobacılar, karşısında keçeciler...
Kapıları yaz kış açık olurdu keçecilerin.
En çok onları izlemeyi severdim.
İçeride göz gözü görmezdi çoğu zaman.
Ellerde uzun sopalar, havada uçuşan yünler...
Yünlerin içinde imgeler...
 
Yerdeki oluşum sürecini tamamlamış keçe rulo hale getirilmişse, bu demekti ki sertleştirme aşaması gelmiş çatmış...
Rulo keçenin üzerine sağ ayaklarını yerleştirmiş 4-5 usta, sol ayaklarından güç alarak senkronize hareketlerle o koskoca ruloyu döndürür dururlardı hiç durmadan. Ustalıkla...
İki kez çevir, duraksa! Şimdi üzerine bas, sıkıştır!..
İki kez çevir, duraksa...
Tam bir görsel şenlik yaşanırdı bu aşamada...
Anadolu Ateşi Dansı'ymışcasına...
Keçe iyice keçeye benzer,
desenler ve renkler sıkışarak son halini alırdı.

'‘Arastalılar'' vardı sözün özü. Halen var, tek tük de olsa...
Hızla gelişen teknoloji aynı hızla elinin emeği, el ustalığıyla ‘bir şeyler‘ üretme çabasındaki bu insanların elinden nasıl da çekip aldı babadan oğula geçme zanaatlarını.
Arasta insanlarının hünerli elleri üzerine birer çizik atıldı.
''Sen yoksun, sana gerek yok!'' dendi acımasızca...
Neden - son/uç etkisi yağdı üzerlerine.
Kepenkler birer birer kapatıldı.
Eski tamamen yıkılıp enkaz haline gelse de o enkazın üzerinde çabalayıp didinen eli öpülesiler var elbette.

Bu yok oluşa yürekleri elvermeyenler, direnenler...

Sahi, ''arasta'' ne demekti?
Yoksa yalnızca bulmacaların en gözde sorularından biri miydi?

Soldan sağa 3- Çarşılarda veya alışveriş bölgelerinde aynı işi yapan esnafın bir arada bulunduğu bölüm: ARASTA

22 yorum:

  1. Canım Zeugmam hep söylüyorum yine söylücem senin bu sosyal yönün seni bana da sevdiriyor samimiyetini hissediyorum ekranın öteki ucundan ve güzel olan kültürel paylaşımların içinde ki o temiz ve iyi niyetli duyguların Arastaların hayatımızda ki eksikliği ne yazık ki birgün gelip farkedilmşiyecek belki de ,el emeği göz nuru tarih olacak belki de...yüreğinden öpüyorum

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bu türlü bir etki bırakabilmek ne güzel şey. Çok teşekkür ederim.
      Güzel bakan güzel görür derler ya, işte şu an tam da öyle hissettim, müthiş onore oldum. Duygularımız karşılıklı, sanırım en çok da bu etken.
      Arastalar bir yok oluş hikâyesi ve son derece üzücü gerçekten de

      Sevgiyle kucaklıyorum...

      Sil
  2. Arasta, çok iyi bir paylaşım.
    Evet, emek en kutsal değerdir.
    Her çağda...
    Teşekkürler.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İlkçağlardan beri özellikle.
      Ama çağımızda el emeği değmiş pek bir şey kalmadı neredeyse Ali Bey.
      Anneler çocuklarına ninni bile söylemez oldu hatta.
      Her şey hızla robotlaşmaya doğru koşuyor...
      Teşekkürler benden..

      Sil
  3. Ne güzeldir oralarda dolanmak... çok keyif alırım...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İnsan bulduğu zaman es geçmemeli zaten...
      Mutlaka dolanıp o dokuyu hissetmeli...

      Sil
  4. Herşeyin modernize edildiği şu dönemde eski "arasta"lar da modernleştirilmek adına tektipleştiriliyor. Çok üzücü..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Modernleştirilip, adına ''ARASTA'' adı verilenlerin içinde yine teknolojik ürünler satılıyor ki...
      Gerçek zanaatkarlar bir elin parmak sayısı kadar kaldı ülkemizde.
      Bu bir gerçek...

      Sil
  5. Özellikle küçük yerleşim birimlerinde, kentlerde, kasabalarda bir zamanlar ne yaygındı değil mi arastalar!.. Alın teri ile harmanlanmış insan sıcaklığını ne çok hissederdik o babadan oğula geçen arasta sokaklarındaki dükkanlarda!..Balıkesir'de nalburların olduğu arastalar vardır..yorgancıların öyle..daha pek çok..sonra Bandırma'da ayakkabıcıların yer aldığı arasta sokağı vardır..Eskiye olan özlemlerimiz çok..Biz de teknoloji ile birlikte zanaatkarlık unutturulmaya çalışılıyor..Oysa zanaatkarların elinden çıkan el emeği göz nuru geleneksel araç gereçler asla unutulmamalıdır!..

    Emeğe verilen değerin giderek azaldığı, zanaatkârlığın, gelenek, göreneklerimizin ve kültürel miraslarımızın her geçen gün unutulmaya çalışıldığı günümüzde bu önemli anımsayış ve değerli bilgiler için teşekkür ederim Sevgili Zeugma...

    Esenlikler, sevgilerimle...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Küçük yerleşim birimlerinde halen var dediğin gibi. Fakat eksik...
      Artık demirciler ve bakırcılar yok örneğin. Keçeciler de...
      Terziler caddesi, ayakkabıcılar, yorgancılar var. Onlara da talep fazla değil. Fakat ne yapsın bu insanlar, devam ediyorlar. Ata sporumuz olan güreş için kıspet diken usta tek kişi kaldı ülkede, biliyor muydun?
      Gelenek ve göreneklerimize ne kadar bağlı olduğunu, emeğe verdiğin değeri, kültürel miraslarımızın birer birer yitip gittiğine nasıl üzüldüğünü iyi biliyor, aktardığın değerli düşüncelerin için ben teşekkür ediyorum sevgili Esin.

      Güzel bir hafta sonu dilerim, sevgilerimle...

      Sil
  6. Adsız29/11/12

    Sevgili Zeugma;
    Merhaba arkadaşım.Ne güzel yazıyorsun.Seçtiğin konular, bu konularla ilgili düşüncelerini yazıya döküşün çok çooook güzel.Her şeyden öte bunları senin yazdığını bilmek daha da güzel.Ellerine sağlık arkadaşım,sağ ol,mutlu ol, hep ol.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Canım Nursen,
      Blogumun adını duyar duymaz arayıp bulman büyük bir sürpriz oldu benim için. Yüzümde koskocaman bir tebessüm var şu an :)
      Yazdıklarımı okuyup çok çok değerli duygu ve düşüncelerini burada paylaştığın için yürekten teşekkür ediyor, sevgiyle öpüyorum seni güzel arkadaşım.
      Mutluluk ve huzur senden hiç ayrılmasın.
      Sevgilerimle....

      Sil
  7. Arz ve talep, emeği oluşturan olgular olduğu kadar, arastalar da bunların homojen grupları olup; maalesef bizim için çarpık sanayi devrimine ve kapitalist dış yönlendirmeli avm'lere yenik düşmüştür.

    Bu çok önemli nostaljik hatırlatmanız için teşekkür eder, güzel hafta sonları dilerim.

    Dostlukla...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bunu yazarken; içeri girdiğinizde yeme-içme, sinema dahil her türlü yaşamsal ihtiyaca ''ileri teknolojiyle'' yanıt veren AVM'ler aklımdan hiç çıkmamıştı benim de.
      Neden-son/uç ilişkili güzel bir özet çıkarmışsınız.
      Paylaştığınız için ben çok teşekkür ederim.

      Güzel bir hafta sonu diliyorum.
      Dostlukla...

      Sil
  8. Daha pek çok hünerli ellerin dükkanları bir bir yok oldu, unutulmaya yüz tuttu...bakırcılar,yorgancılar vss
    Yazın, dile getirdiğin konu çok güzeldi Sevgili Zeugma paylaşımın için teşekkürler...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Nalbantlar varmış mesela eskiden, şimdi hiç yok.
      Bakır kap kullanımı yaygın olduğundan kalaycılar varmış. Onun da tamamen kökü kazındı sanırım. Daha kim bilir neler var.
      İnsanın içi burkuluyor. O insanlar epey sıkıntılar çekmişlerdir.

      Paylaştığın için ben teşekkür ederim sevgili Dilek Hanım...

      Sil
  9. Eski günler gibi eskide kaldılar şimdi teknolojide üretiliyor ürünler ve eskisi kadar söz senet değil...
    Bloğunuzu izlemeye aldım mutlu bir hafta dilerim

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teknoloji mutfağa da girip el emeğini çekip aldı. Bırakın eskisi gibi salça, tarhana, reçel, yoğurt yapılan, makarnalar kesilen evleri, yemek yapılan evlerin bile oranı hızla düştü. Varsa yoksa fast food...
      Yemek bloggerlarını bu yüzden çok takdir ediyorum (Tabii doğru dürüst tarif verenleri kastediyorum. Çocuk oyuncağı oynayanları değil).
      Sizin de mutlu olsun haftanız.

      Not: Blogumun izleyenler listesinde yoksunuz, bilginize.

      Sil
  10. Bloğunuza tekrar geldiğimde farkettim izlemeye aldığım halde üyelik olmamış sonra notunu gördüm iki kere denememe rağmen ancak izlemeye alabildim bir çok blogta aynı sorun var izlemeye alırken sorun oluyor...
    Çok haklısın mutfaklarda uğraşmak çoğu kimseye zor geliyor varsa yoksa hazır nasıl olduda bu kadar çabuk değiştik bende anlamıyorum...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Blogger yeni arayüze geçtiğinde eskiye devam etmeme rağmen ben de çok sorun yaşadım. O ara takibe aldıklarım başka bir profile toplandılar örneğin.
      Daha pek çok sorun var şu an. Bu ara yüzü sevmedim ben.

      Öte yandan; mutfakta uğraşmayı sevmeyip her şeyin hazırını kullanan kadına kadın dememek lazım sanırım...

      Sil
  11. tespitler yerinde ve güzel olmuş, blogu takip etmeye başladım umarım devamı gelir bu makalelerin :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hoşgeldiniz.
      Çok naziksiniz. Teşekkür ederim.

      Sil