06/08/2009

Sürüden Ayrılmak


Bazen düşünüyorum da gündelik hayatımız ne kadar rutin ilerliyor. Sıradan bir bakış açısıyla, daha doğrusu at gözlükleri takmış vaziyette devam ediyoruz yaşam denen bu yola çoğu yerinde. Yaptıklarımız genellikle herkesin yaptığı türden. Başkalarının doğrularını yaşıyoruz aslında birçok şeyde.
Oturup da kafamızı biraz yoracak olursak bazı konularda sürü psikolojisinden uzak kalamadığımızı çok net bir şekilde görürüz.

Hani ortama en iyi uyum sağlayanlar sevilir, makbuldür ya. İşte bu tez burada çürümüş oluyor. Ortam dediğimiz şey nedir? Çoğumuz çevremizde kafamıza yatmayan birçok şey görüyoruz. Gördüğümüz, bildiğimiz her şeye bu kadar körü körüne uyma zorunluluğu var mıdır? Ortam da, kuralları da sonuçta insanoğlu tarafından oluşturulmamış mıdır?

''Sürü Psikolojisi'' insanoğlunun yapısında var, hatta reflekse dönüşmüş durumda. Örneğin denizin altında tek bir balık bir yerde yem görüp ya da gördüğünü sanıp o yöne ilerlediğinde arkasındaki tüm balık sürüsü de ona eşlik ediyor ya, tıpkı onun gibi..

Yaşadığımız toplumda mevcut ''sosyal baskı'' sayesinde bu alışkanlıklar boğucu bir sarmal şeklinde üzerimize yapışmış durumda. Üstelik bu öylesine güçlü bir baskı halinde ki bir şeyleri kendi doğrularımızla keşfedip yeni bir yol açmaya kapalı tutuyor bizi. Aklımıza bile gelmiyor birçoğumuzun.
Bu kesinlikle ''Aykırı bir tip olalım, her şeye itiraz edelim!'' anlamında değil. Özgün karakterimiz önceden konulmuş kurallar sayesinde eriyip gidiyor ve üzerimizde bir baskı mevcut. Bundan sıyrılabilip en iyiye ulaşmaktır söylemek istediğim. ''Ben buyum'' tarzı zoraki bir kişilik sunumu ve bilinen tüm değerleri çöpe atmak da değil. Bahsettiğim; zekamız, vicdanımız ve kalbimizle mevcut alışkanlıkları iç denetimden geçirip yeniden değerlendirmemiz ve en doğrusunu bulma olayıdır.

''Değişmeyen tek şey değişimdir'' söylemi de özünde bunu söylüyor zaten.

Alışkanlıkların zamana ve çağın gereklerine uydurulması kaçınılmaz olmalıdır bence. Sonuçta asırlar öncesinden süregelmiş bazı geleneklerin kimi insanların menfaatlerine göre ''örf ve anane'' adı altında sunulmuş durumda olması, bazı insanların bazı olaylardaki popülist yaklaşımları ve yine tartışmaya kapalı ön kabüllerle bize sunulmuş tüm olguların aklın süzgecinden geçmeye ihtiyacı var.