Bugünlerde aklım yüzyılın en zeki insanı olarak kabul edilen Rus Matematikçi Grigori Perelman ile haşır neşir. Neden mi?
Öncelikle bu dehanın yaşam öyküsüne kısaca bir göz atalım.
Elektrik mühendisi bir babayla matematik öğretmeni bir annenin oğlu olarak 1966 yılında St Petersburg'ta (Leningrad) doğan ve matematiğe olan ilgisi henüz çok küçükken babasının eve getirdiği bilimsel bulmacalar kitabıyla başlayan Perelman 14 yaşında okulunun yıldız matematikçisi olur. Daha sonra Budapeşte'de yapılan Uluslararasi Matematik Olimpiyatı'nda mükemmel bir derece elde ederek altın madalya kazanır.
Operayı tutku derecesinde seven ve halen zamanının çoğunu opera dinleyerek geçiren Grigori Perelman aynı zamanda bir viyola virtüözü.
16 yaşında girdiği Leningrad Üniversitesi'nde matematikteki başarısı ileri boyutta. Özellikle geometride 'uzman' kabul ediliyor. Üniversite sonrası ise şu an çalışmakta olduğu Steklov Enstitüsü'ndeki bilimsel çalışmalarını sürdürürken 1992'de Amerika'dan davet alıp New York University ve Stony Brook University'de birer sömestir kalır. IQ'su 180'in üzerinde...
Hatırlarsanız Poincaré sanısı diye adlandırılan ve 100 yıldır çözülemeyen bir problemi çözmüştü Perelman. Ancak Matematiğin Nobel'i demek olan ve dört yılda bir verilen Fields Madalyası ile 1 milyon dolarlık ödülü almayı reddetmişti.
Karafatmalarla dolu; eşya olarak yalnızca bir masa, bir sandalye ve bir yataktan ibaret küçücük bir dairede yalnız başına yaşayan Dr Grigori Perelman kapı aralığından parayı istemediğini belirtmiş, açıklama olarak da ''Ben istediğimi aldım. Bu bana yeter. Ne para ne de ünlü olmak ilgilendiriyor beni. Hayvanat bahçesinde bir hayvanmışım gibi sergilenmek istemiyorum. Matematik kahramanı değilim. Çok da başarılı değilim. Hiçkimse gözünü bana diksin istemiyorum,'' demişti.
Herkes çok şaşırdı tabii ve adı derhal ''Tuhaf Matematikçi' diye anılmaya başladı. Saçı sakalı birbirine karışmış halini görünce ''meczup'' olduğunu söyleyenlerden tutun da; ''deli'', ''ruh hastası'', ''şizoid dahi'', ''narsist'', ''enayi'', ''IQ'su yüksek sosyal zekâsı düşük'' diyenlere kadar oldukça geniş bir şaşkınlık yelpazesiyle karşılaştı bu tavır.
Neymiş, Perelman gazetelerin yazdığı gibi 1 milyon dolarlık ödülü reddetmemiş.
Çünkü henüz ona ödül almaya hak kazandığı söylenmemiş.
''İlan edilsin, o zaman karar veririm,'' demekteymiş.
Aklınız almıyor tabii değil mi?
Kaç yıl geçti aradan. Bırakın adamın peşini artık. O söyleyeceğini söyledi...
Şunu bilin ki tarih ''1 milyon doları reddeden efsane adam'' olarak Perelman'ı sürekli yazacak. Zaman hiçbir meziyeti olmayan zekâsı düşüklerin zamanı çünkü.
Perelman'ın şöhret, para, iktidar vb hırslarla akıl almaz oyunlar oynayanların, şaklabanlık yapanların çokluğu karşısında akıl sır erdirilemeyen ve ters düşen bu tavrı irdelendikçe irdelenecek, daha çok şaşırılacak.
Döndürülüp dolaştırılıp önümüze servis edilecek.
Hatta asparagas haber bile zannedilecek.
Özetle; Perelman'ın sergilediği bu sıra dışı ''onurlu'' tavır gerçek bir efsane haline gelecek ve yüzyıllar boyunca dilden dile dolaşacak...
Problemi merak edenler için:
Grigori Perelman'ın topolojideki en zor problemlerden biri olan Poincaré sanısı'nın çözümünde kullandığı teknik, Fields Madalyası sahibi Matematikçi Richard Hamilton'ın mimarı olduğu Ricci Flow tekniğidir ve manifoldların deformasyonunu, ısının yayılma ilkesine benzer biçimde açıklar. Problemin çözümünde kullanılan bu tekniği ve Perelman tarafından yazılan makaleleri görmek isterseniz; buraya, buraya ve buraya tıklayınız.
Öncelikle bu dehanın yaşam öyküsüne kısaca bir göz atalım.
Elektrik mühendisi bir babayla matematik öğretmeni bir annenin oğlu olarak 1966 yılında St Petersburg'ta (Leningrad) doğan ve matematiğe olan ilgisi henüz çok küçükken babasının eve getirdiği bilimsel bulmacalar kitabıyla başlayan Perelman 14 yaşında okulunun yıldız matematikçisi olur. Daha sonra Budapeşte'de yapılan Uluslararasi Matematik Olimpiyatı'nda mükemmel bir derece elde ederek altın madalya kazanır.
Operayı tutku derecesinde seven ve halen zamanının çoğunu opera dinleyerek geçiren Grigori Perelman aynı zamanda bir viyola virtüözü.
16 yaşında girdiği Leningrad Üniversitesi'nde matematikteki başarısı ileri boyutta. Özellikle geometride 'uzman' kabul ediliyor. Üniversite sonrası ise şu an çalışmakta olduğu Steklov Enstitüsü'ndeki bilimsel çalışmalarını sürdürürken 1992'de Amerika'dan davet alıp New York University ve Stony Brook University'de birer sömestir kalır. IQ'su 180'in üzerinde...
Hatırlarsanız Poincaré sanısı diye adlandırılan ve 100 yıldır çözülemeyen bir problemi çözmüştü Perelman. Ancak Matematiğin Nobel'i demek olan ve dört yılda bir verilen Fields Madalyası ile 1 milyon dolarlık ödülü almayı reddetmişti.
Karafatmalarla dolu; eşya olarak yalnızca bir masa, bir sandalye ve bir yataktan ibaret küçücük bir dairede yalnız başına yaşayan Dr Grigori Perelman kapı aralığından parayı istemediğini belirtmiş, açıklama olarak da ''Ben istediğimi aldım. Bu bana yeter. Ne para ne de ünlü olmak ilgilendiriyor beni. Hayvanat bahçesinde bir hayvanmışım gibi sergilenmek istemiyorum. Matematik kahramanı değilim. Çok da başarılı değilim. Hiçkimse gözünü bana diksin istemiyorum,'' demişti.
Herkes çok şaşırdı tabii ve adı derhal ''Tuhaf Matematikçi' diye anılmaya başladı. Saçı sakalı birbirine karışmış halini görünce ''meczup'' olduğunu söyleyenlerden tutun da; ''deli'', ''ruh hastası'', ''şizoid dahi'', ''narsist'', ''enayi'', ''IQ'su yüksek sosyal zekâsı düşük'' diyenlere kadar oldukça geniş bir şaşkınlık yelpazesiyle karşılaştı bu tavır.
Neymiş, Perelman gazetelerin yazdığı gibi 1 milyon dolarlık ödülü reddetmemiş.
Çünkü henüz ona ödül almaya hak kazandığı söylenmemiş.
''İlan edilsin, o zaman karar veririm,'' demekteymiş.
Aklınız almıyor tabii değil mi?
Kaç yıl geçti aradan. Bırakın adamın peşini artık. O söyleyeceğini söyledi...
Şunu bilin ki tarih ''1 milyon doları reddeden efsane adam'' olarak Perelman'ı sürekli yazacak. Zaman hiçbir meziyeti olmayan zekâsı düşüklerin zamanı çünkü.
Perelman'ın şöhret, para, iktidar vb hırslarla akıl almaz oyunlar oynayanların, şaklabanlık yapanların çokluğu karşısında akıl sır erdirilemeyen ve ters düşen bu tavrı irdelendikçe irdelenecek, daha çok şaşırılacak.
Döndürülüp dolaştırılıp önümüze servis edilecek.
Hatta asparagas haber bile zannedilecek.
Özetle; Perelman'ın sergilediği bu sıra dışı ''onurlu'' tavır gerçek bir efsane haline gelecek ve yüzyıllar boyunca dilden dile dolaşacak...
Problemi merak edenler için:
Grigori Perelman'ın topolojideki en zor problemlerden biri olan Poincaré sanısı'nın çözümünde kullandığı teknik, Fields Madalyası sahibi Matematikçi Richard Hamilton'ın mimarı olduğu Ricci Flow tekniğidir ve manifoldların deformasyonunu, ısının yayılma ilkesine benzer biçimde açıklar. Problemin çözümünde kullanılan bu tekniği ve Perelman tarafından yazılan makaleleri görmek isterseniz; buraya, buraya ve buraya tıklayınız.