İlkokul yıllarımızdan beri ezberimizde olan Atamıza ait bu emir aynı zamanda askerlik tarihimizin en ünlü emri. Belki sırf bu yüzden, yepyeni bir girişime başlangıç aşamasında zihinlere nakşolduğu yerden çıkıp başarıyı teşvik edici bir komut olarak da kullanılır: ''Ordular! İlk hedefiniz Akdeniz'dir. İleri!''
Emir, Atatürk tarafından Anadolu’yu işgal etmiş olan Yunanlıların 30 Ağustos 1922 tarihinde, Dumlupınar'da bozguna uğratılmasının ardından, 1 Eylül 1922'de verilmiş.
Bu emre kitaplardan heykellere, büstlere, askeri tesislere kadar pek çok yerde rastlarız. Yan görselde kullandığım ve Prof Dr Tankut Öktem tarafından yapılan Kırşehir'deki Atatürk heykeli sizi bilmem; ama benim her seferinde gözümün önüne geleni betimliyor. Atamız üniformalar içinde ve atının üzerinde. İşaret parmağıyla arkasındaki orduya emrediyor:
''Ordular! İlk hedefiniz Akdeniz'dir. İleri!''
Oysa bu emir, altında ''Türkiye Büyük Millet Meclisi Reisi Başkumandan Mustafa Kemal'' imzasıyla ''yazılı'' olarak verilmiş. Mustafa Kemal Paşa, emri Uşak yakınlarında, Garp Cephesi Kumandanı İsmet (İnönü), Kurmay Başkanı Asım (General Asım Gündüz) ve karargâh subaylarından Şükrü Ali Bey'le birlikte gölgesinde oturduğu (bugün koruma altında olan) bir meşe ağacının altında vermiş. Mustafa Kemal Paşa’nın Şükrü Ali Bey’e yazdırdığı ve “Ordular! İlk hedefiniz Akdeniz’dir. İleri!” sözleri ile bitirerek imzaladığı bu tarihî emir sahra telefonlarıyla derhal birliklere iletilmiş. Yanda görülen yazılı emrin tam metnini dilerseniz nette bulup okuyabilirsiniz.
Peki,''Ordular! İlk hedefiniz Akdeniz'dir. İleri!'' komutasına rağmen Türk Ordusu neden Ege'ye gitmişti? Harp akademisi mezunu araştırmacı yazar İbrahim Artuç, bunun nedenini ''Yeniden Doğuş/Türk Kurtuluş Savaşı'' adlı kitabında şöyle açıklıyor:
''Yunanlılar Akdeniz'in bu kısmına 'Ege Denizi' adını takmışlar, bölgedeki Yunan egemenliğini ve haklarını belirtmek maksadıyla ısrarla 'Ege Denizi' deyimini kullanmaya başlamışlardı. Mustafa Kemal Paşa özellikle bu adı kabul etmediğini belirtmek için 'Akdeniz' deyimini kullanmıştı.''
Sözün özü:
Bu komutadan sonra o devirde ''Akdeniz'' denen Ege’ye doğru ilerleyen ordularımız kaçmakta olan Yunan Ordusunu darmadağın etmiş ve zafer ''9 Eylül İzmir’in Kurtuluşu'' ile noktalanmıştı.
Konuyla ilgili birkaç hafta önce öğrendiğim son derece hoş ve şaşırtıcı bir örnek var. Buraya eklemeden olmaz.
İlk duyduğumda inanamamıştım. Ancak Google Maps'ten bizzat aradığımda işte böyle teyit ettim.
Anıtkabir'in bulunduğu ANITTEPE...
Aslanlıyol'un tam karşısında bulunan Akdeniz Caddesi'ne bakın! Hemen paralelinde Ata Sokak...
Ve o kısma açılan diğer sokakların adları...
“Ordular”, “İlk”, “Hedef”, “İleri”...
Ortada Atamız, Akdeniz'i işaret ediyor!
Evet, Anıtkabir’in bu bölümünde bulunan cadde ve sokak adları birleştiğinde
Atamızın Büyük Taarruz’un başında verdiği o komut:
''Ordular! İlk hedefiniz Akdeniz'dir. İleri!'' ortaya çıkıyor.
Ne kadar anlamlı, ne kadar etkileyici...
Emir, Atatürk tarafından Anadolu’yu işgal etmiş olan Yunanlıların 30 Ağustos 1922 tarihinde, Dumlupınar'da bozguna uğratılmasının ardından, 1 Eylül 1922'de verilmiş.
Bu emre kitaplardan heykellere, büstlere, askeri tesislere kadar pek çok yerde rastlarız. Yan görselde kullandığım ve Prof Dr Tankut Öktem tarafından yapılan Kırşehir'deki Atatürk heykeli sizi bilmem; ama benim her seferinde gözümün önüne geleni betimliyor. Atamız üniformalar içinde ve atının üzerinde. İşaret parmağıyla arkasındaki orduya emrediyor:
''Ordular! İlk hedefiniz Akdeniz'dir. İleri!''
Oysa bu emir, altında ''Türkiye Büyük Millet Meclisi Reisi Başkumandan Mustafa Kemal'' imzasıyla ''yazılı'' olarak verilmiş. Mustafa Kemal Paşa, emri Uşak yakınlarında, Garp Cephesi Kumandanı İsmet (İnönü), Kurmay Başkanı Asım (General Asım Gündüz) ve karargâh subaylarından Şükrü Ali Bey'le birlikte gölgesinde oturduğu (bugün koruma altında olan) bir meşe ağacının altında vermiş. Mustafa Kemal Paşa’nın Şükrü Ali Bey’e yazdırdığı ve “Ordular! İlk hedefiniz Akdeniz’dir. İleri!” sözleri ile bitirerek imzaladığı bu tarihî emir sahra telefonlarıyla derhal birliklere iletilmiş. Yanda görülen yazılı emrin tam metnini dilerseniz nette bulup okuyabilirsiniz.
Peki,''Ordular! İlk hedefiniz Akdeniz'dir. İleri!'' komutasına rağmen Türk Ordusu neden Ege'ye gitmişti? Harp akademisi mezunu araştırmacı yazar İbrahim Artuç, bunun nedenini ''Yeniden Doğuş/Türk Kurtuluş Savaşı'' adlı kitabında şöyle açıklıyor:
''Yunanlılar Akdeniz'in bu kısmına 'Ege Denizi' adını takmışlar, bölgedeki Yunan egemenliğini ve haklarını belirtmek maksadıyla ısrarla 'Ege Denizi' deyimini kullanmaya başlamışlardı. Mustafa Kemal Paşa özellikle bu adı kabul etmediğini belirtmek için 'Akdeniz' deyimini kullanmıştı.''
Sözün özü:
Bu komutadan sonra o devirde ''Akdeniz'' denen Ege’ye doğru ilerleyen ordularımız kaçmakta olan Yunan Ordusunu darmadağın etmiş ve zafer ''9 Eylül İzmir’in Kurtuluşu'' ile noktalanmıştı.
Anıtkabir'in bulunduğu ANITTEPE...
Aslanlıyol'un tam karşısında bulunan Akdeniz Caddesi'ne bakın! Hemen paralelinde Ata Sokak...
Ve o kısma açılan diğer sokakların adları...
“Ordular”, “İlk”, “Hedef”, “İleri”...
Ortada Atamız, Akdeniz'i işaret ediyor!
Evet, Anıtkabir’in bu bölümünde bulunan cadde ve sokak adları birleştiğinde
Atamızın Büyük Taarruz’un başında verdiği o komut:
''Ordular! İlk hedefiniz Akdeniz'dir. İleri!'' ortaya çıkıyor.
Ne kadar anlamlı, ne kadar etkileyici...
Aaa gerçekten de ne kadar anlamlı.
YanıtlaSilEvet. İlk öğrendiğimde ben de çok şaşırdım.
SilSokak isimleri çok hoşmuş gerçekten. Aslında o günleri iyi anlatmak gerekiyor, öenmsizleştirilmeye çalışılan şu günlerde özellikle.
YanıtlaSilKimin fikriyse sağolsun. Hayatta değilse nur içinde yatsın.
SilHaklısınız, iyi anlatmalı. Önemsizleştirilmek değil de yok edilmeye çalışılıyor.
Emeğinize sağlık, yazınız çok bilgilendirici ve ilgi çekici. Amam keşke şu cadde isimlerindeki detayı belirtmeseydiniz. Birileri fark edip isimleri değiştirmeye kalkmaz umarım. Son zamanlarda Ata'mızı karalamak, unutturmak için çok çaba sarf ediliyor ne yazık ki. Başaramayacakları kesin ama yine de sinir bozucu...
YanıtlaSilÇok teşekkür ederim. Konuyla ilgili pek de bilinmeyen 3 noktayı anlatmaya çalıştım.
SilCadde ve sokak isimleri ile ilgili haklı olabilirsiniz. Ancak bu tür konulara el atanların, yani unutturmak için çaba sarfedenlerin listesine çoktan girmiştir o isimler. Hiç değilse kimseye farkettirmeden başardık diyemesinler...
Ben de bilmiyordum o sokakların isimlerinin anlamlı dizilişini. Değişime uğramasın diye dua ediyorum. Zira bir dönemin sokak isimleri teker teker değişiyor da. Hele İstanbul'da.
YanıtlaSilBir caddeye ya da sokağa verilen isimden ne istenir? Hizmet mi bu şimdi? Başka iş mi bulamazlar? Açık ve net kindarlıktır, çekememezliktir, hazmedememek, kıskanmaktır. Halkı bölücülüğe teşvik etmektir. Öff sinirlendim yine...
SilDeğiştirilmez inşallah. Değiştiren olursa elleri kırılsın!
Bu tarz sokak isimlerini seviyorum. inş birileri de fark edip onları da yenilemeye kalkmaz.
YanıtlaSilhırs ve ısrarla izleri silmeye çalışıyorlar daha önceki gün Çanakkale geçilmez lafı artık tarihe karıştı diyebilecek kadar şeref yoksunu insanlar bunlar.:(((
Ucuz ve komik bir kurgulama değildi ki yok sayılsın. ''Çanakkale Geçilmez!'', geçilemedi. Tüm dünyanın kabul ettiği gerçek tarihe karışmadı, karışamaz. Tam tersine, tarihe altın harflerle yazıldı!
SilBunu teyit etmek için sadece Churcill'in sözleri bile yeterlidir:
“Şu anda mağlubiyeti bütün damarlarımda hissetmekteyim. Çok üzgünüm!Oldukça mutluydum, umutluydum. Daha düne kadar 'Çanakkale bizimdir!' diyordum. Çünkü bu savaşı kazanmak için; askeri, parayı, cephaneyi, her şeyi hesaplamıştım. Hepsinde çok üstündük. Mutlaka yenecektik.
Yalnız bir şeyi hesabı katmamışız... MUSTAFA KEMAL’İ...
Bağrımda İngiliz gururu olmasa, TÜRKLERİ alnından öpmek, onları ayakta alkışlamak isterdim.''
Winston Churchill
Cumhuriyet bayramımız kutlu olsun.
YanıtlaSilDeğerini bilelim.
SilSonsuza kadar kutlayalım, kutlu olsun...
Bilmediğim çok önemli bir ayrıntı bu ve ne kadar anlamlı gerçekten. Atamıza olan saygımıza, sevgimize ne yapsak eksik kalır... Sokaklara verilen bu isimler özellikle Anıtkabir lokasyonuna çok yakışmış. O, bilincimizde, gönüllerimizde daima hep bizimle, ne mutlu bizlere ki böyle bir lidere sahip olmuşuz. O'nun ışığı yolumuzu aydınlatıyor ve daima aydınlatacak.
YanıtlaSil29 Ekim gününde bugün yine, tek vatan, tek bayrak ve tek millet diyor
Cumhuriyet'in 93. yılını kıvançla kutluyoruz. YAŞASIN CUMHURİYET.
Bu güzel çalışma adına teşekkürler Zeugmacığım..Sevgilerimle..
Bu detaylar gerçekten çok önemli ve anlamlı gerçekten.
SilBilmemek bizim eksikliğimiz değil Esinciğim. Emrin orijinalinin kopyası, kısa adı ATASE olan Ankara’daki Genelkurmay Askerî Tarih ve Stratejik Etüd Daire Başkanlığı’nın askerî arşivinden 2 yıl kadar önce temin edilmiş ve basında ilk kez yayınlanmış. Sokak isimlerini de yeni öğrendim ve paylaşmak istedim.
Cumhuriyet barıştır, bilimdir, adalettir, laikliktir, özgürlüktür, çağdaşlıktır, halktır. İnsana dair, insanca yaşamak adına ne kadar güzellik varsa hepsidir, geleceğimizin teminatıdır. Bu güzellik Atamızın armağanı bizlere. Hiçbir millete böylesi eşsiz bir lider kısmet olmamıştır. Dediğin gibi ne yapsak eksik kalır, hakkını ödeyemeyiz.
Minnetle, gururla, onurla kutluyoruz.
Tek vatan, tek bayrak altında nice Cumhuriyet Bayramlarına...
Teşekkürler benden. Sevgiler Esinciğim...