15/04/2021

Kulak Aşı (Sinop Mantısı)

Seneler sonra nereden aklıma geldiyse çocukluğumda babamın anneme adım adım tarif ederek yaptırdığı ve çok severek yediğimiz ''kulak aşı'' geldi (Bence şu an adını ilk kez duydunuz). Evet, adı biraz tuhaf, kulakla da hiçbir ilgisi yok; ama lezzeti mükemmel bir mantı türü bu. 
O nedenle, babam adını yanlış mı hatırlıyor diye düşünmüşümdür hep. 

Geçen nette bir arattım. Evet ya, isim doğru. ''Kulak aşı'' başlığıyla pek çok sayfaya ulaşılıyor. Bir adı da ''Sinop mantısı''.  

Büyükçe bir kare olarak kesilen hamurlar, içine kıymalı harç konduktan sonra bir kaşığı dolduracak büyüklükte bir üçgen olarak kapatılıyor ve haşlanıyor. Üzerine de kırmızı biberle kızdırılmış tereyağı. Neyse efendim, sonuç malum. Hamur açmayı az çok bildiğimden çocukluğumu yad etmeye karar verip kolları sıvadım gördüğünüz gibi. Hem Ramazan ayı gelince blogda tarif verme geleneğim vardı benim.

Bu yıl tercih hakkımı kulak aşından yana kullanıyorum o halde. Çünkü bunu yedikten sonra "Kayseri mantısı'' kesinlikle ikinci sıraya iner listenizden. Farklı ama bir o kadar da lezzetli. İç harcı olan kıyma pişirilerek konuyor hamurun içine. Sarmısaklı yoğurt da kullanılmıyor (Dilerseniz ceviz serpiştiriyorsunuz). Çatalla değil, kaşıkla yeniyor.

MALZEMELER
Hamuru için: 
3 su bardağı un,  1 yumurta, 1,5 su bardağı ılık su 1 çay kaşığı tuz  
İç harcı için: 
200 gr kıyma 2 orta boy soğan 1 çay kaşığı karabiber, kıyılmış maydanoz  
 Sosu için: 
50 gr tereyağı, 1 tatlı kaşığı pul biber 


Öncelikle soğanları küp küp doğruyoruz. Tavaya önce kıymayı koyup kavuruyoruz. Rengi değişince biraz da soğanlarla birlikte kavuruyor ve tuzunu atıp beklemeye alıyoruz.  Ve hamurumuza geçiyoruz. 
Un, yumurta, tuz ve ılık suyu bir araya getirip yoğuruyor, 15 dk dinlendiriyoruz. Dinlenen hamuru 2 ya da 3 beze haline getirip kurumaması için üzerine örtü örterek sırayla açmaya başlıyoruz. Oklavayla çok ince olmayacak şekilde açtığımız ve büyük kareler halinde kestiğimiz yufkaların içine harcımızdan koyarak üçgen şekli verip iki kenarı parmaklarımızla sıkıca birleştiriyoruz. 
Bu esnada bir tencere içinde haşlanması için ocağa koyduğumuz ve yapışmaması için içine bir kaşık yağ ve biraz tuz ilave ettiğimiz kaynar suyun içine mantıları mümkünse tek tek ve hızlı bir şekilde atıyoruz. Tencereyi çok doldurmayalım, yoksa mantılar yapışabilir. Gerekirse birkaç kez kaynatma yaptığımız ve ortalama 20 dakika tencerede tuttuğunuz tüm mantıları haşladıktan sonra servis tabağına alıyoruz. Son aşamada üzerine tereyağlı sosumuzu gezdiriyoruz.  

Yapacak olanlara afiyet olsun...



*   *   *

16.05.2021 (İkinci Deneme)






18 yorum:

  1. Benim daha önce duymadığım bir mantı çeşidi ama anladığım kadarıyla bildiğimizden daha büyük ve daha az sulu :-)) Ben bu tarifi iletiyorum eşime 🙏😀

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet, normal mantıdan daha büyük. Üzerine yoğurt konmadığı için de daha az sulu:) Bildiğimiz mantıdan daha lezzetli olduğu kesin ama. Eşinize selamımı ve pişman olmayacağını da söyleyin o vakit. 😍😁

      Sil
  2. Mantı deyince geldim. Ben Kayseriliyimdir de :)
    Bu Sinop mantısı muhacirlerin "hingel"i aslında. Biz buna hingel deriz hatta çatalla yeriz ama kaşık ile yiyen de var tabii. (Google'a girdiğiniz de değişik bir şekil çıkacaktır. Ama o değil sizin paylaştığınız fotoğraftaki şekline deriz biz.)
    Birdeee Kayseri mantısını ezdirmem ikinci sıraya 😁✋🏻 hihihihi :):)
    Ellerinize sağlık sevgili Zeugma eminim çook güzel olmuştur. Afiyet olsun 🙏🏻💐🤗

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Aww, hoş geldin sevgili Yağmurcan. (''Kayseriliyimdir'' deyince hazırol'a geçtim:)
      Verdiğin bilgiler için çok teşekkür ederim. Evet, çok haklısın. Bilgiler birbiriyle örtüşüyor. O bohça gibi, içi kıyma dolu kocaman şey de aynı kapıya çıkıyor gerçekten. Demek bizim kulak aşı muhacirlerin ''hingel''i aynı zamanda. Karadeniz Kafkasya'ya yakın diye belki de oralardan gelmiştir bu kültür. Tıpkı Tatarların ''çibörek''leri gibi. Belki de bizden yayılmıştır. Demek ki benim paylaştığım şekil doğru. Ben de hatırladığım haliyle ve ilk kez yaptım zaten. Tadı çok çok güzeldi. Kayseri mantısı, bir Kayserili tarafından ve de usulünce yapılmışsa 1.sırada kalır. Ona sözüm yok.😁🙏 Bir kez daha çok teşekkürler, sevgiler😊💐💐

      Sil
    2. Çok özür dilerim, biraz hariçten gazel gibi duracak ama Sevgili Kendi Dünyasında'nın yorumununa ve bu hoş yazıya katkı anlamında, bir açıklama yapsam diye düşündüm. Elbette birbirlerinden etkilenmişler, benzer gibi dursalar da hepsini farklı hale getiren nüanslar var. Hingel tanık olduğum üzere Gürcülerin Hinkal dedikleri ve şekil açısından Kayseri mantısından ve Sinop mantısından hamurun içine koyulan kıymayla pişen suyu ve şekli itibariyle ayrılıyor. Üzerine bir şey ilave edilmiyor, daha iri bir bohça ve bir ritüeli var; önce sap kısmından tutup, bir ısırıkla içindeki pek lezzetli suyu içiliyor sonra devamı yeniyor ve hatta sap kısımları -istenirse- kızartılıp ayrıca yeniyor ki lokantalarında da süren bir gelenek bu:)

      Sil
    3. Sizi gördüğüme ne kadar sevindim. Hiç olur mu öyle şey? Hoş geldiniz, ne iyi ettiniz de geldiniz. Sevgili Yağmur'un yazdıklarına katkı anlamında yazdıklarınız o kadar ilgimi çekti ki. Böylece diğer detayları da öğrenmiş oldum. Gürcüler ''hinkal'' diyor demek. Ortak yön çok aslında. Genelde şekil itibarıyla ayrılmışlar birbirinden. Yoğurt sadece Kayseri mantısında. İç malzeme çiğ ya da pişmiş olarak ayrılabiliyor. İç malzemesi peynir ya da patates olanlar da var; ama bence kıymalı iç (pişirilerek konan) en lezzetlisi.
      Ritüeli öyle güzel anlattınız ki o iri bohça şeklinde olanlardan yapıp ''pek lezzetli suyu''ndan içerek devamını yeme isteği doğdu. Ne kadar yapabilirsem artık. Zira burada yaptıklarım istediğim gibi olmadı. Misal; haşlarken daha az mantı atmalıydım tencerenin içine ki uçları falan kıvrılmazdı.

      Blogunuza özellikle de yeme içme konusunda yazdıklarınızı her daim ilgiyle ve keyifle okuyorum. Hiç abartmadan söylüyorum ki bence siz damak tadı çok güçlü bir gurmesiniz. Buraya yazdıklarınız için de aynı fikirdeyim. Değerli ziyaretiniz için çok teşekkür ederim. 🙏

      Sil
    4. Evet eveet "hinkal" diyenlerde var elbette.

      Sevgili Buraneros'un bahsettiği sanırım benim ilk yorumumda size parantez içerisinde belirttiğim kısım. Güzel ve detaylı bir şekilde açıkladığı için kendisine teşekkür ediyorum 🙏🏻😊

      Sil
    5. Çok teşekkür ederim ben de sizin yazılarınızı zevkle takip ediyorum. Şehrinizi pek severim, ben çocukken amcam Ziraat Bankası'na müdür olarak tayin olmuştu, Savarona turdaydı ve oradayken gezmiştim, güzel anılar biriktirdiğim bir şehir:)

      Peynirlisini de yapıyorlar ama kıymalısı dediğiniz gibi daha lezzetli, onu farklı kılan bir dokunuş var ki o da taze kişniş, mutfaklarındaki önemli bir tat, kıymayla birlikte bir fark yarattıkları kesin. Genelde bizim usülde pişiriyorlar ama bir lokantada üzeri hamurla kapatılmış küçük bir küple servis edilmşişti. Ya son anda fırınlanıyor diye düşündük ya da direk fırında pişiyor, diye. Son halini görmek isterseniz. Şu linkteki ikinci fotoğraf. https://laparagas.blogspot.com/2018/10/linville-betlemi-street.html

      Sil
    6. Sevgili Pek Değerli Yazarımız:)

      Sevgili Yağmur,

      Rica ederim, zevkle yazdım:)

      Sil
    7. Evet, sevgili Yağmur, senin öncülüğünde ne güzel şeyler öğrendik sevgili Buraneros'tan. Blog yazmak işte en çok da bu yüzden güzel. Her ikinize de tekrar teşekkür ederim.

      Sil
    8. Pek Değerli Buraneros, nazik sözlerinizden çok mutlu oldum. Çok teşekkür:)
      Bu güzel şehirde Savarona'yı gezme şansını bulmanız gerçekten harika bir anıymış. Sevilmeyecek gibi değil ki bu şehir. Kim bilir yeniden gelip anıları yad etme imkânınız doğar birgün. Aslen buralı değilim, ama ben bu şehrin buram buram tarih kokan her bir santimetrekaresine âşığım. O nedenle, son üç yıldır burası ikinci adresimiz ve pandemi nedeniyle ağırlıklı olarak buradayız.
      Pişmesi de yemesi de bambaşka bir ritüelmiş desenize. Aslında blogunuzda yazmış olduğunuz aklıma da gelmişti. Arşivden, etiketlerden bir arasam diye düşünmüştüm. Birazdan ışınlanacağım o sayfaya. Hem de çok büyük bir merakla...

      Sil
  3. Içinin pişiriliyor olması sanırım en büyük farkı.
    Afiyetler oldu İnşaallah.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet, bir de sarmısaklı yoğurt olmayışı.
      Çok teşekkür ederim. 🙏🙏

      Sil
  4. Lezzetine şüphe yok, ben adını ilk kez duydum, sanki haşlanmış hali de azıcık kulak şeklini andırıyor gibi belki adı oradan geliyordur. Ellerinize sağlık harika görünüyor, hamur zaten en güzel şey hayatta yemeklerden bence birde yiyince baş ağrısı yapmasa ahh ..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hafiften öyle görünüyor gibi:) Belki bir gün benim gibi, meraktan denemek ister, birazcık da olsa tadına bakarsınız. Gerçekten çok leziz. Hamur yedikten sonra baş ağrısı mı? Geçmiş olsun. Hipoglisemiyle ilgili bir belirti olmasın aman, sakın. Tahlil yaptırmadıysanız düşünün bence. İçiniz rahat etsin..

      Sil
  5. eline sağlık, afiyet olsun.

    YanıtlaSil
  6. Bir arkadaşım da o sosu sabahları kahvaltı için yaptığını, çok lezzetli olduğunu söylemişti. Ben de denemiştim. Nefis oluyor gerçekten; ama hiç anlamadan dünya kadar tereyağı yiyor insan. Çok tehlikeli. Çok sık yapma sakın.😤
    Bence kayınvaliden dener bunu. Sizlere afiyet olsun şimdiden. Teşekkürler, sevgiler Ausecim 😊💐💖

    YanıtlaSil