Minik resimlerin ince detaylarla işlenip bir bütün oluşturduğu minyatür denen orantısız bir resim sanatı vardır hani. Genellikle Osmanlı Dönemini yansıtır. Birazcık komikmiş gibi durur, çünkü bu sanatta perspektif kullanılmaz. İnsanlar, evler, ağaçlar birbirinin üzerindeymiş gibi görünür.
Minyatürün pek ilgimi çeken bir sanat olduğu söylenemezdi doğrusu. Fakat Twitter'da rastlayıp takip ettiğim bir hesap (@Emretas1903) sayesinde son dönem epey sevdim.
Emre Taş yüksek lisans yapmakta olan bir tarih öğrencisi. Osmanlı kültür ve düşünce tarihi; tarihsel roman, film ve yayınlar üzerine geniş çapta araştırmalar yapıyor. Sayfasında esprili bir dil kullanarak minyatürleri konuşturuyor. Hatta birkaç gün önce bir güzellik yapıp Matrakçı Nasuh'un çizdiği ''İstanbul'' minyatürünün Google Drive üzerinden linkini verdi. Yanında ''Galata'' minyatürü ilavesiyle. Ben de indirdim tabii. Corona günlerinden sonra baskı alıp evde uygun bir yere asmak istiyorum. İlgilenenlerin bilgisine:)
Minyatürlerle haşır neşirken birden aklıma Edirne'de ziyaret ettiğim bir sergi geldi. Ocak ayı sonunda gittiğim Edirne'nin aynalı süpürgesini yazmıştım ama kırkyaması nasıl da çıkmış aklımdan. Ne alâka diyenleri duyar gibiyim. Çünkü Edirne'de ziyaret ettiğim sergi ''kırkyama'' üzerineydi ve Edirneli kadınlar kırkyama sanatını minyatür sanatıyla birleştirmişlerdi.
Bakınız, kırkyama tekniğiyle ince ince ''işlenmiş'' bir İstanbul minyatürü...
Yokluktan doğan bir sanat KIRKYAMA. Tasarruf amacıyla yokluk yıllarında hanımların küçük kumaş parçalarını birleştirip dikerek ortaya çıkardığı bir uygulama. Zamanla desenler, motifler ve tabii ki tasarım katılarak bir el sanatına dönüşmüş. ''Kırkpare'', ''Yamalı Bohça'', ''Hanım Dilendi Bey Beğendi'' olarak da anılıyor. Tüm dünyada geçerli İngilizce adı ''Patchwork''.
Yine minyatür + kırkyama sanatı tekniğiyle resmedilen Osmanlının ikinci başkenti Edirne
Osmanlının ilk başkenti Bursa...
Karagöz ile Hacivat, ipekböceği ve Kılıç Kalkan'sız Bursa olmaz tabii:)
Edirne'deki Fatih Köprüsü
Bir adı da Bönce Köprüsü olan ve Tunca'yı geçerek Edirne Sarayı'nı şehre bağlayan tarihi Osmanlı köprüsü.
Burada da güllerle aşkını ilan eden bir Osmanlı beyzadesi resmedilmiş:)
Bu bir namazlık imiş. Yanında da tespih var. Anneannemin de benzer bir namazlığı vardı. Anılara götürdü beni.
Eser sahibi ve gelini. İkisi de vefat etmiş. ''Ah yalan dünya'' çalıyor kafamda oluşan fonda:(
İnsanların kumaş ve giysilerin pahalı olduğu zamanlarda atmadığı yahut hatırası olduğu için atmaya kıyamadığı kumaş parçalarının değerlenmesi için yarattığı bir el sanatı olan kırkyamanın modernize edilmiş hali...
Nasıl güzel. Bu haliyle de Osmanlıdan, Lale Devri'nden izler taşıyor gibi.
Edirneli hanımların ellerine, emeklerine sağlık. Olağanüstü bir sergiydi...
Minyatürlerin günümüzü hicveden biçimde nasıl konuşturulduğu ile ilgili bir örnek vererek bitirelim o halde.
— ''Yeni kitap yazdım, söyle bütün sınıfa alsınlar, elli akça.''
— ''Tamam hocam.''
Kalın sağlıcakla...
Minyatürün pek ilgimi çeken bir sanat olduğu söylenemezdi doğrusu. Fakat Twitter'da rastlayıp takip ettiğim bir hesap (@Emretas1903) sayesinde son dönem epey sevdim.
Emre Taş yüksek lisans yapmakta olan bir tarih öğrencisi. Osmanlı kültür ve düşünce tarihi; tarihsel roman, film ve yayınlar üzerine geniş çapta araştırmalar yapıyor. Sayfasında esprili bir dil kullanarak minyatürleri konuşturuyor. Hatta birkaç gün önce bir güzellik yapıp Matrakçı Nasuh'un çizdiği ''İstanbul'' minyatürünün Google Drive üzerinden linkini verdi. Yanında ''Galata'' minyatürü ilavesiyle. Ben de indirdim tabii. Corona günlerinden sonra baskı alıp evde uygun bir yere asmak istiyorum. İlgilenenlerin bilgisine:)
Minyatürlerle haşır neşirken birden aklıma Edirne'de ziyaret ettiğim bir sergi geldi. Ocak ayı sonunda gittiğim Edirne'nin aynalı süpürgesini yazmıştım ama kırkyaması nasıl da çıkmış aklımdan. Ne alâka diyenleri duyar gibiyim. Çünkü Edirne'de ziyaret ettiğim sergi ''kırkyama'' üzerineydi ve Edirneli kadınlar kırkyama sanatını minyatür sanatıyla birleştirmişlerdi.
Yokluktan doğan bir sanat KIRKYAMA. Tasarruf amacıyla yokluk yıllarında hanımların küçük kumaş parçalarını birleştirip dikerek ortaya çıkardığı bir uygulama. Zamanla desenler, motifler ve tabii ki tasarım katılarak bir el sanatına dönüşmüş. ''Kırkpare'', ''Yamalı Bohça'', ''Hanım Dilendi Bey Beğendi'' olarak da anılıyor. Tüm dünyada geçerli İngilizce adı ''Patchwork''.
Karagöz ile Hacivat, ipekböceği ve Kılıç Kalkan'sız Bursa olmaz tabii:)
Bir adı da Bönce Köprüsü olan ve Tunca'yı geçerek Edirne Sarayı'nı şehre bağlayan tarihi Osmanlı köprüsü.
Edirneli hanımların ellerine, emeklerine sağlık. Olağanüstü bir sergiydi...
— ''Yeni kitap yazdım, söyle bütün sınıfa alsınlar, elli akça.''
— ''Tamam hocam.''
Kalın sağlıcakla...
Classical Art Meme'den sonra Minyatür'leri de mi konuşturuyorlar, çok iyi ama bu, hem de tam kültürümüzün gerçekleri resmen.. Çok güldm Zeugma!
YanıtlaSilMinyatür sanatını nedense sevemedim (büyük ihtimal anlamadığım içindir tabii) ama en üstteki Galata benim bile hoşuma gitti :)
Evet, konuşturuyorlar. Esprili bir dille hem de. Çok da iyi yapıyorlar. Yeni nesil bir şekilde öğreniyor. Bazıları çok komik oluyor gerçekten. Ya da cuk oturuyor:)
SilClassical Art Meme'nin de Twitter hesabı var. Ama bizimki tam karikatürize. Ben de sevmezdim, şimdi ilgiyle takip ediyorum:)
Minyatür sanatı benimde çok ilgimi çekmedi hiç. Çok ince ve detaylı, çok emek. Kırkyama ise gerçekten tam bir sanat eseri olmuş, emeği geçenlerin ellerine sağlık muhteşem...
YanıtlaSilAslında incelendiğinde çok enteresan geliyor. Galata'yı çizen Matrakçı Nasuh yaşadığı dönemin en başarılı topografik haritalar üstadı. Bu açıyla bakıldığında ilgi çekiyor.
SilEdirne'deki kırkyamalar muhteşemdi gerçekten. Kiliseyi gezdikten sonra hemen arkasındaki binada tesadüfen rastlamıştık. Yalnızca kare ya da muska biçiminde kırkyama olmadığını öğrendik..
Malum Kpss çalışışan biri olarak ve osmanlının ünlü minyatürcülerden olan Matrakçı Nasuh duymuştum ama hiç merak edipde bakmamıştım eserlerine. Kırkyama tekniğini ilk defa duydum cidden çok uğraştırıcı ama bi o kadar güzeller..
YanıtlaSilMatrakçı Nasuh'un diğer eserlerine ben de yeni baktım. Çok zeki bir adam, büyük alim. Matematik ve tarihte de. Matrak diye bir oyun varmış, o icat etmiş. Okulunu yeni bitiren genç bir kardeşimiz olarak kırkyamayı duymamış olman çok normal. Kolay gelsin diyor, hayallerinin gerçek olmasını diliyorum.
SilOyunuda mı varmış bak onuda ilk defa duydum. Teşekkürler 😊
SilDiğer minyatürlerini ararken öğrendim ben de yeni.
Silİsmi ve minyatürcü olduğunu biliyorum ama ''Matrakçı'' derken adamı eğlenceli falan zannediyordum sanırım:) Rica ederim. Birbirimizden öğreniyoruz aslında:)
Minyatür deyince aklıma geldi. Genelde Osmanlı da kullanılmış ama sanırım Ruslarda da car bu sanat.
YanıtlaSilÇocuklar için arabalar diye youtube da aratırsanız bir çizgi film gibi animasyon çıkar. Orda çizimler minyatür olarak çizilmiş.
Rusya yapımı.
Kırkyama ayrı sanat ayrı bir dünya.
Bu sıra dikişe geri dönüşüme merak saldım. Ama kırkyama aklıma hiç gelmemişti.
Yapmak iyi gelir. Ah ne parçalar attım birde... :(
Vardır tabii. Bize mahsus değildir. Bir bakayım ben de, merak ettim. Teşekkürler.
SilGeri dönüşümün amacına ve her türüne hayranım. İsraf iyi bir şey değil. Hem de el sanatıyla ne güzellikler çıkıyor. Olsun, bundan sonrası için biriktirirsin. Yapmak iyi gelmez mi hiç, hemen başla. Kırkyama videoları da vardır. Neler neler yaparsın.
Ben dikişten hiç anlamam lakin. Anca söküğümü dikecek kadar:)
Bende aynıyım canım :)))
SilAma şu sıra yeni şeyler üretmek ufakta olsa hoşuma gidiyor. Zaman geçirme bendeki.
Yaptığım da oğlumun olmayan tişörtünün alt kısmına az kumaş ekleyip, tülle süsleyip kızıma elbise yapmak.
En basidi olarak :)
Çocuklar büyüdükçe zaman kazanıyorsun da ondan. İki küçük çocukla işin zordu:)
SilAbinin tişörtü süslü bir elbise oluverecek, güzel fikirmiş. Yaptıkça hoşuna gider, devam edersin. Eline sağlık hayalcim..
şu linki bulamadım yardımcı olurmusunuz
YanıtlaSilBahsettiğim o link 1 yıl önce yayınlandı o sayfada. Artık kaldırılmış. Ben de bir yere kaydetmemiştim. Yardımcı olamam o yüzden. Üzgünüm...
Sil