Doğaya ve insanlığa dair eşsiz bir sunum var çünkü bu kaldırımda. Duyarlılık ve saygının adeta elle tutulur hale geldiği anıtsal görüntüler ve alınacak muazzam dersler var. Sıra dışı bir mutluluk ve keyif eşliğinde gelen tebessüm hali var her şeyden önce. Yerinden kıpırdatılmamış asırlık çamların altında ilerlerken emeği geçenlere sevgi, saygı ve minnet hissi var.
Çevre düzenlemesi, yol yapımı ya da kaldırım genişletme gibi çalışmalar nedeniyle ağaç kıyımlarının olağan hale geldiği bir dönemden geçiyoruz malum. Bu bağlamda, geçen hafta Pelin Pembesi'nde okuduklarım beni de etkileyip üzdü. Zaman zaman bisikletiyle gezintiye çıkan Buket belediyenin çalışmalarından, çevre düzenlemesi adına yeni yürüyüş ve bisiklet yolları yapmasından oldukça memnundu. Ancak bu kez, yaşadığı küçük sahil beldesinin kumsalına yapılan son düzenlemenin hoşuna gitmediğinden bahsetmiş ve yaya kaldırımının, üzerindeki tüm ağaçlar kesildikten sonraki fotoğrafını koymuş bloguna. Bir ağaç kolay yetişmiyor. Kesmemek için farklı bir proje geliştirilemez miydi? Üzülmemek elde değil gerçekten:(
Ağaçların oksijen üretmesi, havayı temizlemesi, şehri ve sokakları serinletmesi gibi tüm etkilerini bir tarafa bırakın, gölge veren, güneş kırıcı birer şemsiye niteliğinde hepsi. Bu kaldırımda yürümek gerçek bir keyif.
2 metre fazladan kaldırım için 5-6 adet çam ağacı kesmeye gerek var mı?
Bu yol bu şekilde 200 metreye yakın devam ediyor. Özellikle de gölge almış haldeyken bayılıyorum...
Yabancı ülkelerde kaldırım uğruna ağaç kesildiğine asla rastlayamıyorsunuz. Tam tersine; tek bir ağaç uğruna bile harika projeler yaratılıyor.
Green Peace tarafından hazırlanan görsele bir bakar mısınız? Ağaçsız halde 43-36-50 dereceyi bulabilen şehir sıcaklığı, şayet ağaçlandırılmış ise 18-26-20 dereceye iniyor.
Brent Toderian bu uğurda çabalayan bir isim. Sosyal medyada ''caddeler ağaçlarla daha güzel'' etiketiyle sürekli tweet atıp bilgi veren ve diğer insanlardan da fotoğrafla katılım isteyen biri.
Batı ülkelerinde sokak ağacı kanopileri çok yaygın mesela. Almanya'nın Bonn kentinde bulunan kiraz ağacı (sakura) gölgelikli yola bakar mısınız? Harikulade...
Bonn'daki o harika caddede çekilmiş bu fotoğraf urlaubsguru.com'dan.
Bu ağaçların yalnızca sergiledikleri harika görünümleri ve serinlik verme özellikleri yok tabii. Son derece dingin, pozitif ve huzur dolu bir enerji yayılımları var.
Kissing Canopy (Öpüşen Gölgelik) ismi de verilen ağaç uygulaması burada da mevcut. Hayli sıcak bir havada gündelik işleriniz için sunulan bisiklet imkânıyla muhteşem ve rahat bir rota. Navigasyon uygulamasına göre araba kullanmaktan daha hızlı.
Gördüğünüz bu yolları bir de ağaçsız, yani dımdızlak hayal edin. Olacak iş değil!
Londra'da da ağaç kanopili uygulanmış bir yol görmüştüm. Corinthia Hotel'in hemen sağındaydı. Çektiğim fotoğraflardan birinde o yolu da buldum.
Bu da ülkemizden. Asırlık ağaçlarla sıralı ünlü Çırağan Caddesi.
Yandex Haritalar'da bulup screen print aldım. Ayrıca Ankara'da Bahçelievler ve Emek semtlerindeki caddelerin neredeyse tamamı böyle.
Keyif, mutluluk, yaşanabilirlik, sevilebilirlik, hava kalitesini sürdürebilirlik, yürünebilirlik ve daha fazlasını geliştirmek için şehirlerin yapabileceği en iyi şeylerden biri, ağaç gölgeliklerini genişletmek üzere iddialı bir plan uygulamaktır. Sahi, sizin şehrinizde de daha fazla ağaç için çalışmalar yapılıyor mu, yoksa tam tersi mi?
* * *
Yorumlarda bahsettiğim Kordon'daki ağaçlandırma projesinin fotoğrafları efendim. Bugün, yani 3 Temmuz Cumartesi günü çekip ekledim. Görüldüğü gibi insanlar ahşap oturmalıkların dört bir yanına oturabiliyor ve çınar ağaçlarının gölgesinde serinleyebiliyor. Şahane bir proje bence.
Bu fotoğrafı da 5 Temmuz Pazartesi günü çektim. Ortasındaki avlusuyla gökyüzüne bakan bir açık hava modeli olan AVM'ye başka bir lokasyondan taşınarak dikilmiş olduğundan bahsettiğim zeytin ağaçları...
Ağaç demek hazine demektir özetle...
Bence de caddeler ağaçlarla güzel. Saçma sapan nedenlerle ağaç kesilince o kadar üzülüyorum ki.
YanıtlaSilAksini iddia eden sadece rant peşindedir. Şu belediye, bu belediye meselesi de değil olay. Çıkarı olan tüm belediyeler yapmış, yapıyor!
SilYazıyı okumadan önce başlığı görünce 'ah sizde mi kesenlere şahit oldunuz ' diye
YanıtlaSilyazacaktım meğer bizim buralara dikkat çekmişsiniz. öyle üzülüyorum ki ağaç kıyımına, doğayı mahveden insanların yaptıklarına. Daha önce ki yazılarımda da anayolu genişletmek için asırlık çınar ağaçlarının kesilişini anlatmıştım, tek başıma tepki göstermiştim belediye ama bu kesim yapılırken yolun kenarında olan iki üç kahvehanede bulunan erkekler ellerinde çaylarla seyrettiler bunu. Yıllar önce bu çınarların altında yürür okula giderdik. şimdi de okula gitmek üzere otogara yürüyorum aynı güzergahta. ama artık
çınarlar yok ve güneşte yana yana gidiyorum. kalbimde sızıyla..
greenpeace paylaştığı sıcaklık görselini bulamadım ben de buradan fotosunu çektim. instagramda dikkat çekmek için paylaşacaktım. sen var mısın diye baktım bulamadım. twitterda da ben yokum. sen izin verirsen paylaşacaktım, ben mi bulamadım ??
Evet, doğa katliamı ya da ağaç kıyımları içimi acıtan konuların başında gelir. Yazını içim sızlayarak okuyup görüntüleri de görünce inan üzüntüden gözlerim yaşardı. Bu denli önemli bir konuya dikkat çekmeden olmazdı. Bu gidişle yeşil bir ot parçasına bile hasret kalacak insanlar:(
SilÇok şükür ki doğa dostu bir vilayette yaşıyorum. İskele Meydanı'nda 100 yaşına yaklaşmış, hatırası var diye orada bırakılmış, koruma altında, anıtsal bir manolya ağacı var mesela. AVM'sinde bile kesilmesine gönül razı olmadığı için başka yerden taşınarak dikilmiş 3-4 tane zeytin ağacı var. Kordon boyunca asırlık çınar ağaçları var ki her birinin etrafına insanların oturması için nasıl güzel bir proje geliştirilmiş, inanamazsın. Hatta bugün dışarı çıktığımda fotoğraflarını çekip ekleyeyim buraya.
Sevgili Pelin, görsel için bir kolaylık önereyim o halde. Google'a ''Green Peace without trees'' yazıp aratırsan aynı görsele ulaşırsın. Daha rahat ulaşmak için Görseller başlığını tıklayabilirsin. İzin vermek ne demek. Hep birlikte Green Peace'e ve tabii ki doğaya yardım etmiş oluruz.
Lütfen kesilmesin ağaçlar, nefes demek onlar.
YanıtlaSilOlay en kısa haliyle budur sevgili Özlem. Ağzına sağlık!
SilBetonlara gömsünler o ağaç kesenleri. Hani herkesin bi dayanamadığı nokta vardır ya benimkisi de kesilen ağaçlar. Başka hiçbir canlıya ağlamam o kadar.
YanıtlaSilBence de betona gömsümler Handan. Hak ediyorlar gerçekten. Olmadı, kodese tıksınlar uzun süreli. Benim de içim yanıyor ağaç kıyımlarına:(
SilEminim ki çok güzeldir ağaca göre planlanıp inşa edilen o ev. Duyarlılık denilen şey her insanda olmuyor. ''Ağaç değil mi, yeniden çıkar. Yeniden eker, yeniden dikeriz'' zihniyeti güdenler de var Ausecim, biliyorsun. Kazdağlarını mahvettiler hani. Karacalar şehirler arası yollarda oradan oraya koşturuyordu.
YanıtlaSilAğaçlı yolların güzelliği inanılmaz. Verdiği enerjide müthiştir. Düşünsene, şehrin başka kesitlerindeki hava sıcaklıkları arşa çıksa bile o ağaçların altı çok serindir. Verdiği enerji ona keza. Ya, çok mu zor da bizim ülkemizde çok nadiren uygulanmış? Dikeceksin, bitecek. Varsa yoksa beton şimdi. Konya'da Mevlana Türbesi'nde bile ne 1 tane ağaç ne 1 karış yeşillik kalmış. Öyle kötü görünüyordu ki:((
Ben de ziyaretin ve güzel yorumun için teşekkür ederim Ausecim. Sevgiler..
Merhabalar.
YanıtlaSilBen yeşil ve ağaç aşığıyım. Kaldırım genişletmek için ağaçlara kıyılmasın. Bırakalım kaldırımlarda kalsın ağaçlar. Kaldırımdan sadece yayalar gelip geçtiği için yayalara bir zararı olmadığı gibi aksine faydası vardır. Ama biz çok bilmiş elemanlarla çalışıyoruz ya, "bu ağaçların yayalara zararı olur keselim" demişlerdir. Aslında pek de yayaları düşündükleri için değil de kendi çalışmalarını biraz zorlaştıracağı için kesmişlerdir. Eminim böyledir. Ya da daha kaba bir tabir ile yazacağım beni affedin, birilerinin boynuzuna dokunduğu için kesmişlerdir.
Bilgilendirdiğiniz için teşekkür ederim. Kaleminize sağlık. Selam ve saygılarımla. Yeşilin hiç solmadığı, ağaçların hep var olduğu bir dünya diliyorum.
Merhaba Recep Bey
SilYeşili ve ağacı sevmeyenin insanlığından kuşku duymak gerek, net! Geçenlerde bir şehrin panoramik görüntüsüne rastlamıştım; ama adını hatırlayamadım. Sanıyorum 3.Dünya ülkelerinden biriydi. Hatırlayınca bu yorumun altına ek yaparım. Üst üste binmiş binalardan başka bir şey görünmeyen kocaman bir kent. Bırakın bir tanecik ağaç olmasını, aralarda zerre kadar bile yeşil görünmüyor. Öyle korkunç ve ürkütücü idi ki anlatamam. Fotograftan bile son derece kötü bir enerji yayılıyordu, düşünün artık!
Kaldırımlardaki ağaç kıyımlarına bakış açınız ne kadar doğru aslında. Hiç bu yönüyle düşünmemiştim. Elbette ki yayaları düşündüklerinden değildir. Ağaç bulunduğu yerde kalsa taşları dümdüz döşeyip işi bitirme kolaylığı olmayacak, ağaç köklerinin etrafı ince işçilik isteyecek. İnce fikir yok ki ince işçilik olsa. Üstelik o ağaçları belirli aralıklarla sulamak da gerekecek. İyisi mi dümdüz düzleyip yetişmiş kocaman ağaçları yok etmek. Çok haklısınız. Boynuzuna dokunmak hafif kaldı bence. Bir yerlerine battığı için kesmişlerdir. Çok sinirlendim şu an:((
Dileğinize tüm kalbimle katılıyor, değerli yorumunuz için asıl ben teşekkür ediyorum. Selam ve saygılarımla...
Merhabalar.
SilYoruma yaptığınız anlamlı katkı için teşekkür ederim.
Selam ve saygılarımla.
Merhaba Recep Bey.
SilRica ederim, asıl katkı sizden geldi. Teşekkürler, selam ve saygılar benden efendim. 🙏
Benim yaşadığım şehirde de ana caddeler üzerinde asırlık çınarlar ve neredeyse kentin sembolü haline gelmiş ağaçlar:-) Haliyle bunları kesebilme ihtimalleri çok düşük. Yaşadığım mahallede ise bir kaç yıl önce tramway yapımı için ağaç kesimi yapılması söz konusu oldu ama öylesine bir tepki ve zaman zaman eylemler oldu ki, kesemediler:-)) Bizde sanırım şöyle bir sıkıntı var. Bir şeyler zamanında yapılıyor ama kısa süre sonra yeniden üzerine birşey katılmaya çalışılıyor yada yapılan şey kısa ömürlü kullanım süresine sahip oluyor.. Yeni yapılmasına rağmen, her gün çalışma olan otoyollar, bitmeyen kaldırım çalışmaları gibi:-( Uzun vadeli plan yapma bu kadar zor olmamalı diye düşünüyorum.. Kaleminize sağlık, çok güzel bir yazı olmuş:-)
YanıtlaSilAna caddelerin ortasında sıralı biçimde dikili olan asırlık çınarlar için mazeret bulabilmek biraz zor olsa gerek. Ancak, kaldırım büyütme çalışmaları eşliğinde ağaçları yok etmek neredeyse geleneksel hale gelmiş. İnternette o kadar çok haber var ki bu konuyla ilgili. Bir de benzin istasyonu haberi var. İşletmenin önündeki bütün ağaçları kesmişler. Neymiş, gelip geçenler göremiyormuş. Ağaç kıyımıyla ilgili sağlam yaptırımlar olması gerekiyor. Yeter artık ama. Geçenlerde yine birkaç yerde orman yangını çıktı. Öyle ki bu yangınların adı ''temel atma töreni'' diye geçiyor artık. Herkes her şeyin farkında. Dediğiniz gibi yeni yapılan çalışmalar da yıkılıp sökülüp yeniden yapılıyor. Henüz 15 yıl önce yapılmış olup da yeniden yapılmak üzere yıkılan iki okul biliyorum. Sanırım tüm bunların tek nedeni: RANT
SilÇok teşekkürler değerli yorumunuz için:)