Dünkü yürüyüşümde ağacın yanına kadar gidip baktığımda bu kez tam tersi olduğunu görmez miyim? Çiçeklerin hepsi eksi derecelere rağmen sağlıklı bir şekilde yerindeydi ve meyveye durmuşlardı. Yaprakları da gayet güzel büyümüş, capcanlı, şahane bir ağaç olmuştu.
Daha sonra henüz açmamış olduklarından emin olduğum erik ve kayısı ağaçlarına şaşırdım. Peki bu nasıl gerçekleşmişti? Aklıma geleni gerçeğe döküp yanıtı çok kısa bir sürede buldum.
İstanbul Üniversitesi Fen Fakültesi Moleküler Biyoloji ve Genetik Bölümü'ne ait ''Bitki İmmün (Bağışıklık) Sistemi'' başlıklı bir PDF dosyasıydı bu. Büyük bir heyecanla okumaya başladım. Daha ilk satırlarda diyordu ki: "Bitkiler hareketsiz canlılardır. Bulundukları yerde çok sayıda zararlı organizma ve dış etmenler ile baş etmek durumundadırlar. Birçok zararlı organizmaya karşı doğal dayanıklılık sistemine sahiptirler.'' Dış etmenlerin arasında sıcaklık, rüzgâr ve nem de vardı. Anladığım şuydu: Bu ağaçlar soğuğa karşı bağışıklık geliştirmişlerdi. Ders almamız gereken inanılmaz bir şeydi bu. Biz de zorlu bir süreci aşmış, Covid'e karşı direnç kazanmıştık. Bağışıklığımız güçlenmişti artık.
Badem ağacı tabii ki. Bakın ne kadar sağlıklı...
Arpacıksalebi (ficaria verna)
İlkbahar gelmeden açmaya başlayan ismini yeni öğrendiğim baharın habercisi bu sarı çiçekler düğünçiçeğigiller familyasından. İncir meyvesine benzeyen yumruları nedeniyle Antik Yunanca “incir gibi” Latincede ise “ilkbahar” anlamına geliyormuş.
Nergislerin bu türü başka güzel
N'oldu? Birine mi baktın ablacım? 😂😆
Patili çocuklar bariz biçimde bahar yorgunu yalnız:)
Nisan girdiğinde 14 yılı geride bırakıp 15. yıla girmiş olacağım. Pandemi boyunca aralıksız her hafta, hatta bazen haftada 2 kez yazdım. Biraz dinlenmek şart oldu.
Rengârenk ve sağlıklı bahar günleri sizinle olsun.
Görüşmek üzere, kendinize iyi bakın...