"Başkasından üstün olmanın asil bir tarafı yoktur. Gerçek asalet, önceki benliğinden üstün olmandan gelir."
Ernest Hemingway'e ait olduğu söylenen bu söz için tüm zamanların en sevilen alıntısı diyebiliriz. Belki de yazarlık yaptığı dergide isimsiz olarak yayınlandığından kendisine atfedildi. ''Başkasından üstün olmamız önemli değildir. Asıl önemli olan şey, dünkü halimizden üstün olmamızdır'' şeklinde aynı kapıya çıkan bir Mevlâna sözü ve Hint atasözü de var çünkü. Neyse, konumuz bu değil. Konumuz; tevazu sahibi olmak, yani alçak gönüllü, yani mütevazı olmak.
Öncelik olarak "mütevazı" sözcüğünün yazım yanlışları listesinde birinciliğe oynadığını belirtmeli.
mütevazı (Arapça) 1. sıfat Alçak gönüllü. 2. sıfat Gösterişsiz, iddiasız.
mütevazi ( Arapça) 1. sıfat, eskimiş Birbirine paralel olan. 2. sıfat, eskimiş, matematik Paralel.
İyi bir insan genellikle mütevazı insandır. Sıradan görünümde, sadelikten yana ve sessiz. Kişisel bir kısıtlama içindedir özünde. Zenginlik veya başarıları hakkında övünmez ve bu özellikleriyle tanımlanmasına izin vermez. Fakat bu, kendisiyle ilgili herhangi bir şeyi saklaması değil, hiçbir şey hakkında övünmemesi gerektiği anlamındadır. Bir iltifatı nezaketle kabul edebilir; ama bununla egosunu beslemez, kendini üst insan olarak görmez. Dolayısıyla kibir ve megalomaniden de uzaktır.
Şimdi...
Mütevazılık, her yapılanı tolore edecek ölçülerde bir hoşgörü olarak da görülmemelidir. ''Egom yok diye kimse beni ciddiye almıyor,” diye sızlanırsınız sonra. Aslına bakarsanız İbn-i Haldun: "Fazla tevazunun sonu, vasat insandan nasihat dinlemektir," şeklinde mükemmel ötesi özetlemiş durumu...
"Mütevazılık falan hiçbir zaman gerçek bir üst değer olamamıştır bizde. Bir ortamda mütevazı olmaya kalkarsanız saygı hemen azalmaya başlar, hissedersiniz…”
Nuri Bilge Ceylan’a göre mütevazı olmak bir üst değerdir. Karşılığında saygı gerektirir. Yalnızca ''insanlık gereği'' kimsenin kimseyi küçük görmemesi gerekirken, bu böyledir. Tespitinde haklıdır.
Oysa neydi özet?
“Başkasından değil, dünkü senden üstün ol!”
Artık, Elinin altında interneti olan insanlar Dünyanın neresinde yaşarsa yaşasın bilgiye ulaşma konusunda eşittir. Bu durumda; insanların kendinde sürekli farklı şeylerin olduğu hissine büründürüyor. Bu da mütevazılıktan uzaklaştırıyor.
YanıtlaSilBahsettiğiniz, interneti doğru kullanmamakla alâkalı bir durum. Misal Instagram'da her gün yaşadığı lüks ve de mutlu hayatı, eşini, gardrobunu, vs paylaşır durur ve bilmem kaç K takipçi ve like sahibi olursa egosu onu rahat bırakmaz elbette.
SilHer iki kelime arasında, bir harften kaynaklı böylesi büyük bir fark olduğunu bilmiyordum. Hatta her ikisinin farklı anlamları olan kelimeler olduğunu da bilmiyordum:) Mütevazılık konusunda yazınıza ekleyebileceğim bir şey yok:) Keyifli bir pazar gününüz olsun, saygılar:)
YanıtlaSilHatta bir harf bile değil, sadece bir nokta farkıyla bambaşka iki anlam çıkıyor ortaya. Ben de sizden her yazınızda farklı bir şey öğreniyorum:) Yazıya fazla bir şey ekledim sayılmaz. Üstadlar döktürmüşler zaten. Bir de Albert Einstein'ın sözü vardı:
SilEgo= 1 / Bilgi ''Ne kadar çok bilgi o kadar düşük ego, Ne kadar az bilgi o kadar yüksek ego...''
Çok teşekkürler. Keyifli bir hafta geçirmeniz dileğiyle saygılar:)
Tespiti çok doğru, çünkü mütevazilik, egosunu ortaya koymama, ben bilirimcilikten uzak bir insana değer vermeyenler çoğunlukta bu ülkede. tam tersi özellikler yüceltiliyor, kabul görüyor. mütevaziliğin kıymetini bilmeyenler zaten bundan çok uzak olanlar.
YanıtlaSilTespitler çok doğru evet ve yalnızca bizim ülkemize mahsus olmadığı da görülüyor. Mevlana'ya kadar uzanmış durumdaymış üstelik. Hepten hiçe doğru yol alış gerekmiş hani. Çok da şaşırmamalı, çünkü narsisizm ilk çağlarda bile varmış. Mitolojideki suya yansıyan yüzüne aşık olan tanrı efsanesi boşuna değil:) Aslolan bizim ülkemizde arşa çıktığı. Her şeyi abartmayı çok severiz malum.
SilBaşkasından degil dünkü senden üstün ol harika tuttum bu sözü
YanıtlaSilElimden geldigince mütevazi olmaya gayret ediyorum
Değil mi, çok güzel bir söz.
SilNe mutlu size ve gayretinize. ''Kimsenin kimseden üstünlüğü yok'' demeli, insanı ''insan'' olduğu, olabildiği için sevmeli. 🙋
arapça bir kelimeyi türkçeleştirmeye çalışıyor beynimiz bu kelimeyi yazarken aslında i olursa türkçe olduğu düşünülüyor çünkü ^^ ama yarı arapça yarı türkçe konuşmanın da anlamı yok yine de birçok kelime girmiş bütün dillere diğer dillerden tamamen türkçe konuşmak sanırım zor iş ^^
YanıtlaSilO da bir seçenek tabii, olabilir:)
SilBana sorarsanız sürekli "mütevazi" diye görmekten ve de duymaktan öyle zannediliyor. Çok kelime var sahiden bütün dillere başka dillerden giren. İngilizce başı çekiyor. En sevmediğim sözcük''restaurant''. ''restoran" desene madem.
Bizde Arapça baskın artık. Külliye, külliyen, fıtrat, zillet, cibilliyet :))
Bir harf nasıl da anlam değişikliği yapıyor değil mi?İki kelime arasında anlam farkının bu denli olduğunu bilmiyordum..
YanıtlaSilAlçak gönüllülük üzerine tespitler çok doğru gerçekten.
Evet ya, bazen bir harf, bazen bir nokta ya da şapka anlam olarak birbiriyle zerre alâkası olmayan iki farklı kelime çıkarıyor ortaya. kar-kâr gibi, hala-hâlâ gibi. Konuşurken değilse bile yazım alanında sorunlar yaşanabiliyor. Zor bir dilimiz var vesselam:)
SilTespitler çok doğru bence de.