Ellerinden marifet, maharet fışkıran, tatlı dilli, güler yüzlü, ziyaretçilerle son derece ilgili minyatür sanatçısı Göksel Sevim ve öğrencilerinin eserlerinden oluşan olağanüstü güzellikteki ''Troia ve Çanakkale Minyatürleri Sergisi'' efendim. Eserlerin her biri öyle güzel, öyle itinayla çalışılmış ki gözlerinizi ayıramıyor, başından ayrılamıyorsunuz inanın. Sıra bekleniyor. Ben hayatımda bu derece muhteşem, bu denli ışıl ışıl parlayan bir sergi görmedim. Tek bir tablonun bitirilmesi için 8 ay-1 yıl kadar bir süre gerekiyormuş zaten.
Göksel Hanım Tarım Bakanlığı'nda 20 yıl görev yaptıktan sonra bir müddet seramik kurslarına katılan, daha sonra kalbi minyatür sanatı için atmaya başlayan bir biyolog. Petersburg'tan getirttiği ballı suluboya, samur fırça, aherli kağıt gibi doğal ve organik malzemelerle çalıştığını, o nedenle minyatürlerin çok daha kaliteli olduğunu söylüyor. Özellikle kâğıdın dokusuz, yani pütürsüz olması gerektiğini, farklı kâğıt kullanımı halinde fırça hareketinde sorun çıkabileceğini belirtiyor. Eserlerinde eritme veya varak altın olarak 18, 22 ve 24 ayar kırmızı, yeşil, beyaz altın ve gümüş kullandıklarını öğrendiğimde ise çok şaşırıyorum.
Akhalılar Geliyor - Üzüm Tanelerinde Bozcaada
Gelibolu Mevlevihanesi
Bulunduğu odadaki ışık uygunmuş demek ki. Ya da yukarıdan doğru çektiklerimden biri olabilir.
Antik dünyanın en ünlü seramiklerinden biri olan ve Achilleus ile Aias'ın dama sahnesini betimleyen bu figürün de bulunduğu karma ve Troia Efsanesi seramik sanatına olduğu kadar minyatür sanatına da fazlasıyla yakışmış.
Bu tabloyu 2018 Troya Yılı kapsamındaki sergide görüp bayılmış, hatta beynime nakşetmiştim. Hemen tanıdım.
Necip Paşa Köşkü
Bu köşk, sergilere ev sahipliği yapan Devlet Güzel Sanatlar Galerisi'nin diğer adı. Çanakkale'nin önemli tarihi yapılarından. Eserin üzerinde o kadar çok ışık vardı ki fotoğrafını elimi iyice yukarı kaldırıp çekeyim dedim. Işıklar yok olsa da tablonun duruşu bozulmuş bu kez.
Seramikler Boğazda
Evvel Zaman İçinde ve Ağlarda Bozcaada
Mazinin İz Düşümü
Tarihi kaleler, köşkler, çeşmeler...
Minyatür tablolar bu halleriyle yani fotoğraf çekimleriyle göründüklerinin onda birini bile yansıtamıyor ne yazık. Çünkü tabloların bulundukları çerçevelerin ön yüzeyleri cam eklentili. Böylece hem bulundukları odadaki aydınlatıcılar hem pencerelerden içeri sızan güneş birtakım yansımalarla onları suluboya tabloymuş gibi gösteriyor. Oysa asla öyle değiller.
Klasik minyatür alanındaki çalışmaların zaman içinde geleneksel anlayışın dışına çıkıp deneysel modern uygulamaya dönüşmeye başladığı, binlerce yıllık bir geçmişin ihtişamının çağımız bakış açısıyla minyatür sanatına aktarıldığı ve büyük beğeni toplayan sergi 14 Şubat 2025 tarihine kadar Devlet Güzel Sanatlar Galerisi'nde izlenime açık olacak.