Ünlü Alman düşünür ve edebiyatçı Goethe'yi çok beğenirim. Öğretilerini, sarfettiği veciz sözleri özellikle.
Kendisi ressam, politikacı ve doğabilimci aynı zamanda. Ama bugün ''FAUST'' adlı oyunundan bahsedeceğim.
Bazılarına sıkıcı gelen bu oyun, şiirsel bir dille yazılmış ve sanki Goethe'nin yazdığı tüm eserleri içinde barındıran bir yapıttır. Zaten Goethe bu eseri epeyce uzun bir sürede, neredeyse tüm hayatını harcayarak yazmış, ''Faust 1'' ve ''Faust 2'' olarak iki bölüm halinde, ölümüne çok az kala, 83 yaşında bitirebilmiştir.
Ama değmiştir doğrusu ve Dünya Klasikleri arasında geçen başyapıtlardan biri olmuştur.
Bu ne güzel, ne kadar hayran olunası bir azimdir. Kendimi düşünüyorum da bazen şu bloga iki satır karalamak için ettiğim tembelliğin haddi hesabı yok :)
Faust'un konusu: ''Şeytanla bahse giren insan''
Bu konu yüzyıllarca birçok yazar tarafından birçok öykü ve oyunda konu olarak işlenmiş zaten. Ve insanoğlu şeytana hep yenilmiş... Diğerlerinin aksine, Goethe'nin oyunundaki ''Dr.Faust'' karakteri Şeytan ''Mefistofeles''e yenilmeyen bir insan olarak geçmektedir. Doktorun ömrünü felsefe, tıp, doğa bilimleri ve teoloji araştırmalarıyla geçirip, yeryüzünün sırlarını çözmeye çalışması Şeytan'ı rahatsız etmektedir.
Çünkü bu onun, yani şeytanın pek çok insanı felaketlerle ve dünyevi zevklere kaptırarak yok etmesine engel olmaktadır.
Bu arada Şeytan, Faust'u yoldan çıkarması için Tanrı'ya bile yalvarır. Bir gece Faust bunalımdayken karşısına çıkar ve ona dünya zevklerini vadeder. Ve bir iddiaya girerler. Faust eğer yaşadığı zevkler sırasında;
''Ey zaman! Dur!.. Ne güzelsin!'' derse iddiayı kaybedecektir.
Özetle; Faust'u gençleştiren Şeytan, ona aşk duygusunu tattırır. Doktor müthiş bir aşka düşer. Ama her şeye rağmen Şeytan'a beklediği cevabı vermez ve bahsi kazanır. Sonuçta kaybeden ''Şeytan'' olur..
Hiç düşündünüz mü? Bizim de etrafımızda yaptığımız işlerden rahatsızlık duyup bizi engellemeye çalışan bir şeytan
(ya da şeytanlar) var mıdır?
Bana var gibi geliyor. Yüzyıllardır süregelen bir kurgu bu. Gerçek hayatta da başyapıt olarak sürdüğü kesin...
Siz siz olun Faust karakteri gibi dirençli ve azimli olun ve sakın ona yenik düşmeyin...
Tablo: J. H. Wilhelm Tischbein (1786)
Kendisi ressam, politikacı ve doğabilimci aynı zamanda. Ama bugün ''FAUST'' adlı oyunundan bahsedeceğim.
Bazılarına sıkıcı gelen bu oyun, şiirsel bir dille yazılmış ve sanki Goethe'nin yazdığı tüm eserleri içinde barındıran bir yapıttır. Zaten Goethe bu eseri epeyce uzun bir sürede, neredeyse tüm hayatını harcayarak yazmış, ''Faust 1'' ve ''Faust 2'' olarak iki bölüm halinde, ölümüne çok az kala, 83 yaşında bitirebilmiştir.
Ama değmiştir doğrusu ve Dünya Klasikleri arasında geçen başyapıtlardan biri olmuştur.
Bu ne güzel, ne kadar hayran olunası bir azimdir. Kendimi düşünüyorum da bazen şu bloga iki satır karalamak için ettiğim tembelliğin haddi hesabı yok :)
Faust'un konusu: ''Şeytanla bahse giren insan''
Bu konu yüzyıllarca birçok yazar tarafından birçok öykü ve oyunda konu olarak işlenmiş zaten. Ve insanoğlu şeytana hep yenilmiş... Diğerlerinin aksine, Goethe'nin oyunundaki ''Dr.Faust'' karakteri Şeytan ''Mefistofeles''e yenilmeyen bir insan olarak geçmektedir. Doktorun ömrünü felsefe, tıp, doğa bilimleri ve teoloji araştırmalarıyla geçirip, yeryüzünün sırlarını çözmeye çalışması Şeytan'ı rahatsız etmektedir.
Çünkü bu onun, yani şeytanın pek çok insanı felaketlerle ve dünyevi zevklere kaptırarak yok etmesine engel olmaktadır.
Bu arada Şeytan, Faust'u yoldan çıkarması için Tanrı'ya bile yalvarır. Bir gece Faust bunalımdayken karşısına çıkar ve ona dünya zevklerini vadeder. Ve bir iddiaya girerler. Faust eğer yaşadığı zevkler sırasında;
''Ey zaman! Dur!.. Ne güzelsin!'' derse iddiayı kaybedecektir.
Özetle; Faust'u gençleştiren Şeytan, ona aşk duygusunu tattırır. Doktor müthiş bir aşka düşer. Ama her şeye rağmen Şeytan'a beklediği cevabı vermez ve bahsi kazanır. Sonuçta kaybeden ''Şeytan'' olur..
Hiç düşündünüz mü? Bizim de etrafımızda yaptığımız işlerden rahatsızlık duyup bizi engellemeye çalışan bir şeytan
(ya da şeytanlar) var mıdır?
Bana var gibi geliyor. Yüzyıllardır süregelen bir kurgu bu. Gerçek hayatta da başyapıt olarak sürdüğü kesin...
Siz siz olun Faust karakteri gibi dirençli ve azimli olun ve sakın ona yenik düşmeyin...
Tablo: J. H. Wilhelm Tischbein (1786)