08/02/2009

Yağmur


Sabah çok erken uyandım bugün. Oysaki her zamanki gibi oldukça geç yatmıştım. Uyanma nedenim yağmurdu. Balkondaki çanak antene inen yağmurun trampete benzer sesler çıkarmasına bir türlü çare bulamamıştım ve kaçınılmaz son yine gerçekleşmişti...
Öylesine uykum vardı ki. Ama tekrar uyumak ne mümkün. Çıkan sesler yağmurla beraber hız kazanmıştı üstelik. Kalktım istemeye istemeye..

Tam bu esnada aklıma kalıcı olacağına inandığım bir çözüm geldi. Evet, bu durumu bir daha yaşamamak için sanırım çare bulmuştum. Yağmur durur durmaz anteni folyo ile kaplamaya karar verdim. Daha sonra bunun iyi bir çözüm olduğunu düşünüp kaç zamandır neden aklıma gelmemiş olduğuna kızdım epey. Ve yağmuru izlemek için pencerenin önüne oturdum.

Uykumun yarım kaldığını falan unuttum tabii bu arada. Ve hep yaptığım şekilde perdeleri sonuna kadar çekip doya doya izlemeye başladım yağmuru.
Öylesine güzel yağıyordu ki. ''Bardaktan boşanırcasına'' tabiri söz konusuydu. Hatta daha da fazlasına doğru ilerledi durum. Her taraf yağmurdu, sadece yağmur. Ufacık bir boşluk yok gibiydi gökyüzünde. Kovalarla iniyordu sanki hiç durmadan.

Bu esnada biraz korku geldi içime. Ya hiç durmasa, hep ama hep böyle devam etse neler olurdu ki? Ürperdim ve devamını düşünmek bile istemedim.
El birliği ile ne kadar bozmaya çalışmış olsak da ''doğanın dengesi'' diye bir durum söz konusuydu. O yüzden de yeteri kadar yağıp duracağından emin oldum anında. Olmak zorundaydım.

Ne garipti. Daha dün yazdan kalma bir gün vardı. Her zamanki gibi yürüyüşe çıkmıştım büyük bir istekle. Her taraf yemyeşildi. Ağaçlar, çimler,güneş eşliğinde ve uyum içinde bu küçük şehre çok güzel bir bahar havası sunmuştu.
Sanırım ruhsal durumu etkileyen en büyük sebeplerin başında geliyor hava durumu. Ve sırf havanın güzelliği sayesinde dün inanılmaz mutluydum.
Bu bir gerçekti...

Ama ya şimdi? Dünkü sunumdan eser yoktu. Gökyüzü kapkaraydı,bir şeylere bozulmuş, içi kararmış gibiydi, durmadan indiriyordu yağmuru.. Hiç durmadan..
Böyle zamanlarda doğayı canlı bir varlık gibi düşünürüm ben.
Bir şeylere kızdığını, ruhsal durumunun çok bozuk olduğunu, birilerinden intikam almakta olduğunu falan. Hatta böyle düşünürken o kadar kaptırdım ki onunla birlikte sinirlenmeye başladığımı hissettim bir an..

İşte böyle pencere önünde senaryolar üretip durmaktayken hafifleyen yağmurla birlikte insanlar geçmeye başladılar sokaktan..

Hazır senaristliğe soyunmuşken gördüğüm her insan üzerinde kurgular denemeye başladım bu kez. Biraz devam ettim bu kurgulara. Öylesine zevkli oluyor ve hayal gücüm öylesine yaratıcı bir şekilde çalışıyordu ki, şaşırdım.
Sanırım en kısa zamanda bu tarz kurgular üreterek küçük öyküler yazmak istiyorum. Ya da bana öyle geliyor.

Ve işte böyle yağmurlu bir günün ardından sevgili günlüğüme de bunlar döküldü klavyeden...