13/01/2011

Narcissus: Şişkin Ego

Bir efsane kahramanının hem bir çiçeğe hem psikolojik bir rahatsızlığa adını vermesi ne kadar ilginç değil mi?

Narcissus: Nergis, narsist...

Kişinin kendini beğenmesi, kendine hayran olması, ruhsal ve fiziksel kimliğine tutku derecesinde bağlanması anlamında bir kişilik bozukluğu kavramı olan ''Narsisizm''in kökeni hüzünlü bir Yunan Efsanesine dayanıyor.

''Muhteşemlik gösterisi, hayranlığa ihtiyaç, empati yoksunluğu'' durumunun çok eski bir insanlık ögesi olduğunu bu efsaneyle farkeden Sigmund Freud tarafından terimleştirilmiş.

Narcissus görenlerin bakmaya doyamadığı, güçlü kuvvetli, dünya güzeli, muhteşem bir delikanlı. Bütün periler aşıkmış ona. Ama o hiç birine yüz vermiyor, dönüp bakmıyormuş bile... Ava çıktığı bir gün en son, su perisi Echo görüp aşık olmuş Narcissus'a. Ve o da aşkına karşılık bulamamış. Yaşadığı karşılıksız aşk yüzünden yanıp tutuşan Echo, bu aşkın ateşiyle acılar içinde ölmüş sesi dağlarda yankılanarak (Eko=Yankı teriminin kökeni de buradan kaynaklanıyor).

Narcissus'a aşık olanların ahları İntikam Tanrıçası Nemesis'e ulaşmış en sonunda. Nemesis bir su kenarında kendi yüzünü göstererek cezalandırmış onu. Irmağa eğilip su içmek isteyen Narcissus sudaki görüntüsünü görünce çarpılmış. Bu eşsiz sureti öylesine çok beğenmiş ki, deli gibi aşık olmuş kendine. Aşkıyla yanıp tutuşurken, hayaline ulaştırmaları için Tanrılara yalvarıyormuş bir taraftan. Sonra da sudaki aksine dokunmak isterken dengesini kaybedip ırmağa düşmüş ve hemen orada eriyip yok olmuş. Su perileri boşuna aramışlar cesedini. Ama öldüğü yerde ortası sarı, yaprakları beyaz, çok güzel kokan bir çiçek açtığını görüp aşık oldukları adamın adını vermişler o çiçeğe: Narcissus, yani Nergis...

Narsisistik kişilik bozukluğu olanlar ise başkalarının görüş ve isteklerine ilgi gösteremeyen, plan ve hedeflerine ulaşamadıklarında, gereken ilgiyi göremediklerinde tıpkı Narcissus gibi eriyip çöken kişiliklerdir. Karşısındakinin hakkına saygı göstermez, gerçekle alakası olmasa bile her zaman kendilerini haklı gösterip, en önde, en gözde ve tek olmak isterler. Empati duyguları sıfırdır, başkalarını anlayamazlar. Her şey sadece kendi amaçları için var olmalıdır. Diğer insanların fikir ve hareketleri yalnızca kendi amaçlarına hizmet ediyorsa vardır. Tersi söz konusuysa tahammülsüzdürler.
Narsist sözcüğünün ''kibirli'' ya da ''mağrur'' terimleri ile karıştırılmaması gerekiyor. Duyguları başkalarına nefrete dönüştüğü anda harekete geçiyorlar. Amaçlarına ulaşamadiklarinda öfkelerine hakim olamayıp saldırganlaşıyor, ağır psikotik tablolara girip çöküyorlar.
Narsistlere sanat camiasında sıkça rastlandığı gibi, tarihteki Hitler, Saddam, Mussolini gibi liderlerin birçoğu bu kategoride başrol oynuyor.

Mitolojideki bu kahramanın ''nergis'' gibi güzel bir çiçeğe isim olması ne kadar hoşsa, toplumun yüzde 10 gibi bir çoğunluğunun ''narsist'' olduğunu öğrenmek o kadar ürkütücü oldu benim için.

Günümüz insanı karşısındakine normalde fazla ilgi göstermiyor, değer vermiyorken empati yoksunu narsistlerin işi bu çağda oldukça zor diyorum. Bir iyilik yapıp farkettiklerimizi tedaviye yönlendirmek kolay olabilseydi keşke. Sonları efsanedeki Narcissus'unkine benzemeden.

Bağlantı: Kendini Beğenmişlik