2011/03/16

Amor Fati

Friedrich Nietzsche'nin benimsediği ve eserlerinde çok sık kullandığı latince bir terim Amor Fati. Onun söylemiyle;
''Yaşamı 'evet'lemek ya da en üst düzeyde olumlamak''...

Türkçeye ''Kaderini sev'' olarak aktarılmış, ama ''Kadercilik'' ile karıştırılmaması gerekiyor. Dövme yaptırırken dünya genelinde en çok tercih edilen terimlerden aynı zamanda.

Birçok felsefeci tarafından kabul gören, bazı yazarların eserlerinde çıkış noktası olarak gördüğümüz Amor Fati'yi ''Yaşamını ve onun sana getirdiklerini sev!'' şeklinde özetleyebiliriz.
Karşımıza çıkan iyi ya da kötü olgularla olduğu gibi yüzleşebilmek ve davranışlarımıza ona göre şekil vermek olarak algılanması gerekiyor (Blogger olayında yaptığımız gibi. O yüzden takıldım bu konuya).

''Nietzsche Ağladığında'' adlı eserde; sahip olduğu sosyal konum, saygınlık ve maddi olanaklara rağmen sürekli mutsuz olan Dr Breur'a önerilen yaşam felsefesi olarak çıkar karşımıza örneğin. Kitabın sonunda ise, aranılan o farklı yaşamın, sahip olunanlardan daha fazla mutluluk ve huzur getirmediği, tam tersine; kişide kötü bir hayal kırıklığı ve yanılsama yaratabileceği mesajı verilir.

En kısa haliyle şu hikayede geçer:
Bir ihtiyar taşçı deniz kıyısında kaya yontmaktadır. Güneş onu yakıp kavurur. O da Tanrı'ya ''Keşke güneş olsaydım!'' diye yakarır. ''Ol'' der Tanrı. Güneş olur ihtiyar.
Fakat bulutlar gelir örter güneşi. Hiçbir hükmü kalmaz.
Bulut olmak ister.''Ol'' der Tanrı. Bulut olur.
Rüzgar alır götürür bulutu, rüzgarın oyuncağı olur.
Rüzgar olmak ister bu kez. Ona da ''Ol'' der Tanrı.
Rüzgar her yere egemen olur. Fırtına olur, kasırga olur. Her şey karşısında eğilir.
Tam keyfi yerindeyken koca bir kayaya rastlar. Oradan eser, buradan eser. Kaya bana mısın demez!
Bildiniz, Tanrı kaya olmasına da izin verir. Dimdik ve güçlü durmaktadır artık dünyaya karşı...
Sırtında bir acı ile uyanır….
Bir ihtiyar taşçı kayayı yontmaktadır...

Amor Fati – Nietzsche

Öyleyse:
Hepimizin yaşamında farklı kıstaslarda üstün nitelikler vardır.

Ulaşılamaz, güçlü, yenilmez ve mükemmel görünen hiçbir olgu sanıldığı ve özenildiği kadar değildir. Gördüğümüz her şey, her durum, kıyaslandığında bir diğerine göre daha üstün özellikler barındırabilir.

Dolayısıyla: En zayıfın en güçlü görünene göre bir şekilde ve mutlaka bir üstünlülüğü vardır.
''Kaderini sev. - Belki seninki en iyisidir.''