Hepimizin bildiği gibi yemek kültürümüzün tarihçesi de
yüzyıllar öncesine dayanır. Bu kültürün en bilineni, en vazgeçilmezlerinden biri olan, yine Anadolu kadının yaratıcı ruhu ve her derde derman bulan maharetli ellerinin eseri tarhanada sıra...
Dünyanın ilk hazır çorbası olarak bilinen tarhana, Selçuklu ve Osmanlı döneminde orduların beslenmesinde oldukça önemli bir ihtiyacı karşılamış, özellikle Çanakkale Savaşı’nda askerlere güç vermiş.
Tüm kültürel ögelerimizde olduğu gibi onun da bir hikâyesi var:
Rivayete göre devrin padişahlardan biri Ramazan ayında veziri ile tebdil kıyafet geziyormuş. ''Top hangi evin önündeyken patlarsa o evde iftar edelim,'' demiş ve fakir bir eve misafir olmuşlar. Sofrada sadece çorba varmış. Padişah ikram edilen bu çorbayı öyle beğenmiş ki, ne çorbası olduğunu sormuş. Çorbayı hazırlayan köylü kadın: ''Dar hane çorbasıdır padişahım, kusura bakmayın. Afiyetle için,'' demiş.
Böylece ''darda olan ev'' anlamına gelen dar hane, zamanla darhana ve sonra tarhana çorbası olarak anılmış.
Asırlar öncesi göçebe atalarımızın en sevdiği hazır yemek olan tarhana Türk mutfağımızın geleneksel damak lezzetleri arasında ilk sıralarda olma özelliğini halen sürdürüyor. Anında lezzetli ve keyifli bir yemeğe dönüşebilecek, yapılması çok kolay, uzun süre saklayabileceğimiz olağanüstü ürünümüz...
İçindeki malzemeler her evde bulunabilecek türden.
Mayalandırılarak yapılması besin değerini artırarak sayısız şifayı da beraberinde getiriyor.
Gelin bu güzel geleneğe anneannelerimizin, annelerimizin elleri son noktayı koymuş olmasın.
Kaybolmaya yüz tutmuş tarhanamızı hayata geçirip kendimiz yapalım.
Bizlerle birlikte devam etsin, yok olmasın. Bu bayrağı taşıyalım...
''Kolaylık'' hepimiz için çok önemli bir faktör.
Teknoloji harikası bir robotla kısa bir sürede şahane bir tarhanaya imza atmak ve
bütün bir kış boyunca afiyetle içmek gibi bir güzellik inanın hemen yanı başınızda...
* * *
Küçük mutluluklar vardır ya hani hayatta.
Bazı insanların bedelini milyarlar verse de satın alamayacağı,
yaşayamayacağı türden...
Soğuk bir kış günü olduğunu hayal edelim şimdi.
Akşam karanlığı çökmüş, iş çıkış saati gelmiş.
Üşüyen ellerinizi nefesinizle ısıtarak, içiniz titreyerek evin yolunu tutmuşsunuz.
Karnınız açlıktan zil çalıyor...
Sokakta kalmış ve üşümüş bir kediden farkınız yok!
O an size dumanı üstünde tüten sıcacık bir çorba sunulduğunu düşünün...
Üstelik ev yapımı bir tarhana çorbası olsun bu....
Mis gibi... Buram buram çocukluğunuz kokan, içinizi ısıtan...
İşte ''sıcacık''lığıyla haz veren, içtiğiniz her yudumla büyüyerek sizi sarmalayan o eşsiz mutluluk!
Bundan daha ötesi olabilir mi?
yüzyıllar öncesine dayanır. Bu kültürün en bilineni, en vazgeçilmezlerinden biri olan, yine Anadolu kadının yaratıcı ruhu ve her derde derman bulan maharetli ellerinin eseri tarhanada sıra...
Dünyanın ilk hazır çorbası olarak bilinen tarhana, Selçuklu ve Osmanlı döneminde orduların beslenmesinde oldukça önemli bir ihtiyacı karşılamış, özellikle Çanakkale Savaşı’nda askerlere güç vermiş.
Tüm kültürel ögelerimizde olduğu gibi onun da bir hikâyesi var:
Rivayete göre devrin padişahlardan biri Ramazan ayında veziri ile tebdil kıyafet geziyormuş. ''Top hangi evin önündeyken patlarsa o evde iftar edelim,'' demiş ve fakir bir eve misafir olmuşlar. Sofrada sadece çorba varmış. Padişah ikram edilen bu çorbayı öyle beğenmiş ki, ne çorbası olduğunu sormuş. Çorbayı hazırlayan köylü kadın: ''Dar hane çorbasıdır padişahım, kusura bakmayın. Afiyetle için,'' demiş.
Böylece ''darda olan ev'' anlamına gelen dar hane, zamanla darhana ve sonra tarhana çorbası olarak anılmış.
Asırlar öncesi göçebe atalarımızın en sevdiği hazır yemek olan tarhana Türk mutfağımızın geleneksel damak lezzetleri arasında ilk sıralarda olma özelliğini halen sürdürüyor. Anında lezzetli ve keyifli bir yemeğe dönüşebilecek, yapılması çok kolay, uzun süre saklayabileceğimiz olağanüstü ürünümüz...
Mayalandırılarak yapılması besin değerini artırarak sayısız şifayı da beraberinde getiriyor.
Kaybolmaya yüz tutmuş tarhanamızı hayata geçirip kendimiz yapalım.
Bizlerle birlikte devam etsin, yok olmasın. Bu bayrağı taşıyalım...
Teknoloji harikası bir robotla kısa bir sürede şahane bir tarhanaya imza atmak ve
bütün bir kış boyunca afiyetle içmek gibi bir güzellik inanın hemen yanı başınızda...
Küçük mutluluklar vardır ya hani hayatta.
Bazı insanların bedelini milyarlar verse de satın alamayacağı,
yaşayamayacağı türden...
Soğuk bir kış günü olduğunu hayal edelim şimdi.
Akşam karanlığı çökmüş, iş çıkış saati gelmiş.
Üşüyen ellerinizi nefesinizle ısıtarak, içiniz titreyerek evin yolunu tutmuşsunuz.
Karnınız açlıktan zil çalıyor...
Sokakta kalmış ve üşümüş bir kediden farkınız yok!
O an size dumanı üstünde tüten sıcacık bir çorba sunulduğunu düşünün...
Üstelik ev yapımı bir tarhana çorbası olsun bu....
Mis gibi... Buram buram çocukluğunuz kokan, içinizi ısıtan...
İşte ''sıcacık''lığıyla haz veren, içtiğiniz her yudumla büyüyerek sizi sarmalayan o eşsiz mutluluk!
Bundan daha ötesi olabilir mi?
evde el yapımı, nefis tarhanamız var Zeugmam. misafirimiz olsana bir akşam ;)
YanıtlaSilNe kadar yürekten ne kadar sıcacık bir davet bu Sibelciğim.
SilÇok teşekkür ederim.
İnşallah, bir gün sizde ya da bizde gerçekleşecek bu ;)
elinize sağlık..yine yeniden bir nefeste okuduğum nefis bir yazı ..(tarhanayı da çok severim )
YanıtlaSilCanımsın, çok teşekkürler..
SilHadi gel beraber içelim. Yeni yaptım taze taze:)
Bizde olur genelde. Şifa niyetine içilir.
YanıtlaSilŞifalı olduğu bilimsel bir gerçek.
SilÖzellikle bebekler için ideal bir besin olarak kabul ediliyor.
Ben hikayesini yeni öğrendim, çok teşekkürler :)
YanıtlaSilBen teşekkür ederim.
SilO padişahın Yavuz Sultan Selim olduğunu da ben yeni öğrendim.
Rivayet değil, gerçekte yaşanmış bir olaymış :)
O kadar güzel bir anlatım ki!
YanıtlaSilcanım çekti.
Çok severim ve her yıl yaparım da bu yıl nedense elim deymedi. Şimdi yazını okuyunca kışın ne içeceğimi düşünmeye başladım:))
Çok teşekkür ederim iltifatınız için Nur Hanım..
SilTarhanasız bir kış düşünemiyorum :)
Aslında yapmak için hala vakit var. Eğer az miktarda mayalarsanız gözünüzde büyümez ve daha çabuk halledersiniz.
Bence hemen yapın ve bulunsun.
Teşekkürler, çorbamız da bize benziyor, yararlı ve alçakgönüllü.
YanıtlaSilNe güzel bir tespit.
SilÜstelik mutluluk ve huzur kaynağı.
Ben teşekkür ederim Ali Zafer Bey.
Zeugmacım.. neden 4 gün önce paylaşmadın bu güzel postu bizlerle? Kızımın ödevi için deli gibi tarhana çorbasını araştırdık durduk. Sen öyle güzel açıklamışsın ki hem keyifle okurduk, hem de hissederdik okurken o güzelim kokusunu tarhananın. Dersin konusu geçmişteki en önemli beslenme çeşitleri ve içerikleriydi ve karşımıza her bilginin başında tarhana çıkıyordu..
YanıtlaSilTarhana ile ilgili ufak bir anı paylaşacağım şimdi. Çocukluğumdan bu yana hafızama kazınmış olan bir anı bu.
8 ila 10'lu yaşlarımdı sanırım. Oturduğumuz mahallede eşi Almanyada olan 3 çocuklu bir teyzecik yaşardı. Güya eşi orada, Almanyada çalışıyordu ama aile pek bir yerlerden para geliyor gibi yaşamıyordu Türkiye'de. Sık sık dara düşerlerdi. Sık sık ve de mutlaka yardım ederdik biz de onlara. Yardımlaşmanın ne kadar önemli ve huzur verici olduğunu o yaşlarımda ve yaşadıklarımdan öğrendim kesinlikle. Neyse..
Memlekette babaannem her yıl tarhana yapardı ve bize de kışlık yiyecek olarak yollardı. Biz de, bize gelen bu yiyeceklerden o zor yaşayan aile/ler ile paylaşırdık. Babam derdi ki; Komşun açken sen uyursan, hakkımı helal etmem. Ben de hakkımı helal etmem sanırım kızıma açken komşusu uyursa kızım.. Konuya dönüyorum..
Bir gün o teyzecik tarhana ile ilgili çok güzel bir laf etti. Dedi ki; "Adamdan haber yok. Ne yapıyor parayı bilmiyorum. Ama sizin şu tarhanayı içince amaaaan ne yaparsa yapsın deyip çorbanın kokusu ile mutlu oluyorum."
Aslında epey uzun bir anıdır bu ama dikkat çekmek istediğim bölümlerini paylaşmak istedim.
Senin yazdıklarının üzerine söylenecek laf yok yine.. Her zaman ki gibi!! Ama öyle bir şeydir ki bu tarhana, tılsımlı gibidir sanki. Ki inanmasam da tılsıma sihire büyüye başka bir şey var bu çorbada.
Yine çok keyif alarak okudum yazını.
Elin, kalemin ve yüreğin dert görmesin diyorum. Umarım çok konuşmamışımdır.
Sevgiyle kal Zeugmam..
Sevgili Pandoracığım,
SilÖnce ilk sorunu yanıtlayayım:
Tarhana 4 gün önce ikinci fotoğrafın sol alt karesindeki görüntüdeydi çünkü. Mayalanma süresi bitmiş, küçük parçalar halinde serilme-kurutulma aşamasına gelmişti. Dolayısıyla o görselin oluşması tam 1 hafta sürdü. Ve ben görsel tamamlanmadan, tarhana son şeklini almadan postu yayınlamak istemedim...
Amaç gerçekçi olmak, okuyanlara ''Bak ben yaptım güzel oldu, sen de yapabilirsin,'' diye göstermek, teşvik etmek...
Fotoğraflama yüzünden ilk kez böyle bir şey yaptım. Ne şans!
Üzüldüm bak şimdi, zamanlaması ödevinize uymadı diye.
Neyse...
Pandoracığım, anlattığın o muhteşem çocukluk hatırandan o kadar etkilendim ki anlatamam. Kadın tarhanayı içerken resmen yazdığım son satırları yaşıyormuş:
''İşte 'sıcacık'lığıyla haz veren, içtiğiniz her yudumla büyüyerek sizi sarmalayan o eşsiz mutluluk! Bundan daha ötesi olabilir mi?'' Ötesi yokmuş gerçekten. Onca derdini unutturan bir ilaç yerine geçiyormuş...
Ve seninle birebir aynı fikirdeyim. Efsunlu gibi, sihir var gibi, mutluluk tozu katılmış gibidir bu çorba. Zaten o yüzden öğrendim yapmasını. Yaparken de başka bir tılsımı var sanki. Hiç yormuyor, zevkle ilerliyorsun. İnan abartmıyorum...
Sevgili Pandoram, paylaştığın her satırın için, değerli övgülerin için, özellikle de komşunuzla geçen ve ''asla unutamayacağım'' o anı için çok ama çok teşekkür ediyor, sevgiyle kucaklıyorum seni...
O zamanlar çocuk aklı ile anlam veremiyorsun tabii.. Altı üstü bir çorba diyorsun.. Şimdi öyle mi yaa? Geçmişin kokusu vardır bu çorbada.. Aile.. Huzur.. Sağlık.. Mutluluk vardır.. Kayınvalidem yapar sağolsun.. Yardım ederim ben de ona.
SilAnne eli değer, buram buram emek kokar. Ne hoş..
Eline koluna sağlık senin de.. Afiyet şeker olsun.. Kucaklıyorum sevgiyle..
Yardım ederken mutlaka öğrenmişsindir ama. Anne eli değer, kız eli değer, gelin eli değer. Aile kokar, gelenek, görenek, bağlılık kokar.
SilTeşekkür ederim. Senin de eline sağlık Pandoracım.
Şifa olsun çorbanız. Huzurlu ve sağlıklı günlerde içmeniz dileğiyle ve sevgilerimle...
Tarhanasız olmaz ama değil mi! hele ki soğuk kış geceleri hem içimizi hem de ruhumuzu ısıtır adeta!. Ben öyle ki yazın dahi çok severim tarhana çorbasını.. Hazırladığımız ev yapımı tarhanayı azıcık domates rendeleyince de miss olur! hatta Balıkesir yöresi pişimi esnasında bir iki diş sarımsakta katarlar içine!.. bölgelere göre değişse de yapımı, kararında malzemesi ve besleyici yönleriyle sağlık açısından da çok yararlı olan ev yapımı hazır çorba geleneğini bizlerde sürdürmeliyiz!..
YanıtlaSilCanım çekti gecenin bu saatinde.) çok güzel anlatmışsın tarhanayı,hem bilgilendirici hem de teşvik edici bir yazı olmuş sevgili Zeugma.. yarın ilk işim tarhana çorbası yapmak olacak, evde anne yapımı var biraz:) hikayesini de ilk kez duyuyorum..teşekkürler, sevgilerimle...
Evet, asla olmaz. Bir yanı eksik kalır o evin ve içindeki hane halkının. Başka hangi çorbayı yaparsak yapalım tarhananın yerini tutmaz.
SilDomatesin yazın rendesini, kışın salçasını biraz yağla çevirip suyla erittiğimiz tarhanaya ilave ederek kaynatırsak ve 2 diş sarmısak da eklersek nefis olur. Kıymalısı da çok ünlüdür. Ben en çok 1 kase kuru fasulye (yemeği) eklenmiş halini severim ama. Deneyen herkes bayılmıştır :)
Geleneği sürdürmek lâzım gerçekten de sevgili Esin. Katkı maddeli hazır çorbalarda asla tarhana lezzetine ulaşılamıyor.
Güzel yorumunla değer kattığın için ben teşekkür ederim.
Sevgilerimle...
doktorumuzun Yağız için önerdiği ilk sıralardaki lezzet Tarhanaydı.Gerçekten besin değeri yüksek .Lezzetine diyecek yok , hele ki bu tanıtımın ardından Zeugma'm ,gelde içme tarhana çorbası...
YanıtlaSilHikayesi tadı gibi bambaşkaymış...
Gazete ve dergilerde bebeklere verilebilecek besin değeri en yüksek yiyecekler arasında geçiyor sürekli. Bol bol içmiştir umarım yakışıklı Yağız :))
SilHavalar biraz daha soğusun, bak nasıl canımız çekecek, nasıl ilaç gibi gelecek İlknurcuğum. Sevgiler...
Oyle cok severim ki,annem her sene yapar ve bana da ayirir,gidince bolca pisirir.Hic bir ev tarhanasiz kalmamali,hem evleri hem yurekleri senelerce isitmali.Iyiki paylasmissin:) kendime not:tarhana yapmayi ogren Sibel.
YanıtlaSilİnan yorumunu görür görmez adım gibi emin oldum yapmaya karar vereceğine sevgili Sibel. Kendine düştüğün notu da çok sevdim o yüzden :) En kısa zamanda yaptığın tarhanayı ve aşamalarını izleyeceğime inanıyorum ben.
Sil''Tarhanasız ev kalmamalı'' sloganımız olsun o halde.
''Herkes kendi yapmalı''yı da eklesek mi acaba? :))
Güzel...
YanıtlaSilZeugma'cığım, bu hikayeyi bilmiyordum. Uşak Tarhana'sıyla ilgili yazı yazacaktım. Bir baktım. Senin de bir yazın varmış. Sıkı bir tarhanacaıymışsın. Anladım. Sevgilerimle:)
YanıtlaSilEvet, iyi anlamışsın, öyleyim bahçeperim :)
YanıtlaSilHer yıl kendim yapıyorum tarhanamı. Epey uzmanlaştım..
Tarhana yazını keyifle okuyacağım...
Sevgilerimle...