21/10/2012

Sonsuz Mutluluk

Orhan'ın Betül'e sonsuz mutluluğa yelken açmayı vadettiği bu bez afiş, sabahın ilk ışıklarıyla birlikte küçük bir tekneye asılmış, o gün akşama değin masmavi, pırıl pırıl bir denizin üzerinde bir o yana bir bu yana salınarak tur atmıştı.

Afişte en küçük bir imlâ hatası yoktu...

Betül'ün olayı görme anı ve tepkisi ne şekilde gerçekleşti bilinmese de, tekne o gün sahilde gezen binlerce insan tarafından görülmüş, afişteki cümleyi istisnasız herkes, tebessümler içinde okumuştu. 

İlan-ı aşk ve evlilik teklifi böyle olurdu işte...

Tertemiz bir aşk, vazgeçmeme hali ve kararlılık bundan daha güzel nasıl ifade edilebilirdi?

Sizin de Pazar tebessümünüz olsun o halde... 


İyi bayramlar, iyi tatiller hepinize...

-----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

Editörün Notu:
Doğa rutin düzenini sürdürmeye, sonbaharı bitirmeye çabalıyor bir taraftan... 

Ve bir yenilenme sürecine daha giriyor...

Başka bir deyişle; döngüsünü 'hiç sektirmeden' gerçekleştiriyor halen. 


Güneş, her sabah ışıklarını göndermeye devam ederken, bunun bir mesaj olarak algılanmasını ister gibi, 

''Sizden hâlâ umudum var,'' der gibi... 


Peki doğanın doğrudan birer parçası olan ve hiç bitmeyen hastalıklı bir gündemin yoğun etkisiyle ayakta durmaya çabalayan bizler? Bizler nasıl bir döngünün içindeyiz? 
Başı nerede, sonu nereye varacak? Yoksa hiç bitmeyecek mi? 

Bu hastalıklı döngünün nekahet dönemi yok mu? 

Sanki mutlu olunacak ne varsa yer yarılıp da içine kaçmış gibi, neye dokunsak elimizde kalacakmış gibi... 
Yaşamın keyif veren yanlarını görmeye utanır hale girmişiz gibi...

Birileri tebessümlerimizi çalmadı mı sizce de?