''Tesadüfen yaşamak'' diye bir deyim vardır hani.
Üzerinde düşündüğünüzde tüyleriniz ürperinceye kadar gider, konudan hemen uzaklaşmak, aklınıza gelmiş binbir türlü ihtimali bir daha hatırlamamak üzere beyninizden silip atmak istersiniz.
Bir saniye sonrası için neler olacağını, başımıza neler geleceğini elbette ki hiçbirimiz kestiremeyiz. Aniden bir deprem olabileceği gibi, yolda yürürken başına saksı düşmek, kendini birdenbire logarın birinin içinde bulmak, kapkaççı saldırısına uğramak veya bir maganda kurşununa kurban gitmek gibi insan ihmalkârlığı ve düşüncesizliğinden kaynaklı yığınla bilindik olasılık var...
Bu durumda ''tesadüfen yaşamak''tan ziyade ''tesadüfen ölmek'' daha doğru bir tanım galiba...
Bütün bunlar neden mi düştü aklıma yine?
Akşam akşam öyle çok sinirlerim gerildi, içime o kadar ağır bir kasvet ve üzüntü oturdu ki anlatamam.
Bir insan nasıl olur da bu kadar cahil olabilir, inanasım gelmiyor.
Ekranlarda bir baba ağlıyordu az önce. Kanından canından olma minicik evladını, dört yaşındaki oğlunu kaybetmiş. Katili ise altı yaşındaki büyük oğlu. Torununun cansız bedenini çamaşır makinasından çıkaran babaanne mi? Şok geçirmiş o, halen kendine gelememiş. Boş gözlerle bakıyor etrafa, konuşamıyor...
Babaya mikrofon uzatmışlar, boğuk sesler çıkararak, gözyaşları içinde anlatmaya çalışıyor olayı.
Hıçkırıkları kelimelerin arasında yer bulmaya çabalıyor. Mahvolmuş...
Anlıyoruz ki çamaşır makinaları balkondaymış. İki küçük kardeş evin içinde birbirleriyle oynarken küçük olan balkona koşup çamaşır makinasının içine girmiş. Büyük de kapağı kapayıp düğmeye basmış. Ve makine çalışmış!
Sonuç malum! Ağlaya ağlaya ekliyor baba:
''Daha önce de girmişti çamaşır makinasının içine.''
Ne demeli bu adama şimdi, söyler misiniz?
Madem makinanın içine girmeyi seviyor, o makinanın fişi prizde ne geziyordu? Hiç mi aklına gelmedi, söyle??!! Kaç yaşında bir çocuktu ki o daha? İnsan bırak prizde bırakmayı, kordonuyla birlikte toparlayıp prize yetişemeyecek hale getirir o fişi, önlem alır, azıcık olsun aklını çalıştırır!!
Oyun çağında iki küçük çocuğun var senin!!!!
Hiç düşündünüz mü, her daim mevcut, potansiyel bir tehlike var hayatımızda:
Biz ne kadar dikkatli bir insan olursak olalım, yakın çevremizde, örneğin oturduğumuz apartmanlarda yaşayan insanlar bizim kadar dikkatli mi sizce, bundan emin miyiz?
Alt ya da üst katımızda oturanlardan birinin anlık bir hatası ya da ihmalkârlığı sonucu yaşanacak misal doğalgaz patlaması türünde bir felakette bedeli biz de en az onlar kadar ödeyecek, belki de can vereceğiz.
İşte size her an her saniye mevcut bir ihtimal daha! Bunu hiç düşündünüz mü?
Bu kadar vurdumduymaz, bu kadar ihmalkâr ve adam sendeci, bu denli umursamaz insanla aynı toplum içinde yaşamak gerçekten de tesadüfen yaşamak değil de nedir, söyler misiniz?
3 Kasım 2013
EK:
Korktuğum şey bugün burada gerçek olmuş :(
(Bkz: Kaynak)