Dün ve bugün heyecan doruğa çıktı bende ve hiç inmiyor.
Diğer zamanlar ne olduğunu anlamadan çabucak bitiveren günler,
son iki gündür bu kez geçmek bilmiyor, uzadıkça uzuyor...
Çok heyecanlıyım; ama çok!
Kolay değil, ülkenin geleceği söz konusu...
Böyle zamanlarda zihnimi dağıtacak, dikkatimi yoğunlaştığım konudan uzaklaştıracak çareler düşünürüm.
Eski okurlar bilir, bir ara Blogger'a yasak getirildiğinde de benzer bir ruh haline girmiştim. Doğruca mutfağa gidip zor bir şeyler deneme çaresine başvurmuş, sıkıntım biraz ötelensin, vakit daha çabuk geçsin diye börekler açmaya kalkmıştım.
Bu kez, çoktandır denemek istediğim, ama yapımı uzun zaman aldığı için buna fırsat bulamadığım, emek gerektiren bir tarif için kolları sıvamaya karar verdim: ''Şeffaf kabak tatlısı''
Onu denemenin tam zamanıydı. Hem tatlı yiyelim tatlı konuşalım, öyle değil mi? Sandıktan da şeffaf bir sonuç çıksın, bundan sonraki geleceğimiz ''şeker gibi'' olsun. E, tabii bu sayede bloga da ''Pazar Yazısı'' kıvamında bir şeyler karalamış olurum. Bunu yaparken de biraz daha vakit geçer, zihnimiz dağılır.
Ne demiştik?
Şeffaf kabak tatlısı...
Bu adı ben koydum. Asıl adı ''Kireç Suyuna Yatırılmış Kabak Tatlısı''
Böyle çıtır çıtır, cam gibi, pırıl pırıl, leziz...
Hiç mi işin yoktu demeyin. Nedenini yukarıda açıkladım.
Zeugma son iki günü zar zor geçireceğini, yani başına gelecekleri iyi bildiğinden, daha cuma gününden şehirde nalbur aramaya çıkar.
Ona biraz sönmemiş kireç lazımdır.
Sora sora Bağdat bulunur derler. Yolda camiye girmekte olan bir amcaya rastlar. Yaşlı adamın adres tarif etmesiyle aranan nalbur bulunur. Nalbur Zeugma'ya beş kiloluk şahane hazır kireci olduğunu söyler. Çünkü kireç alacağını söyleyen birinin muhtemelen evde badana yapacağını sanmıştır.
Ancak meram açıklanınca adam ''Heee...'' der ve gider arka taraftan küçük bir parça kireç kayası getirir. ''Bu sana yeter,'' der. Kayayı paketler ve o parçanın nasıl söndürülüp kireç suyu elde edileceğini açıklar. Zeugma adama borcunu sorar.
Borç yalnızca 50 kuruştur.☺️☺️☺️
Kireç söndürülüp 1 gece bekletildikten sonra elde edilen suya yatırdığım ve yine 1 gece beklettiğim kabak dilimleriyle hem dün hem bugün iki kez denediğim tatlı nefis ötesi oldu gerçekten de. Baktıkça bir sürü çağrışım yapması da cabası...
Sandıktan da böyle bomba gibi, mutluluk veren, şeffaf bir sonuç çıksın, bundan sonraki geleceğimiz ''şeker gibi'' olsun.
Nefesimi tuttum, bekliyorum, bekliyoruz...
Pazar günümüz harikulade bir pazartesiye açılsın dilerim.
✿•*¨`*•. ♥ Sevgiyle ♥ .•*¨`*•✿
Tarifi
1 kg sönmemiş kireç
1 kg bal kabağı
1 kg şeker (miktar azaltılabilir)
► Kireci metal ve derin bir kabın içine alıp üzerine en az 3-4 litre su dökelim.
(Anında dumanlar çıkararak fokurdamaya başlayacak ve bir müddet sonra sönecektir.)
► Kireci, söndürdüğümüz kabın içinde bir gece bekletip suyunun berrak bir şekilde üst kısma çıkmasını sağlayalım.
► Ertesi gün, kirecin içinden süzülerek üstte birikmiş bu berrak suyu bir tarafa ayıralım.
► Dilediğimiz boyutta dilimlediğimiz kabakları ayırdığımız kireç suyunun içinde en az 5-6 saat bekletelim.
► Kabak dilimlerini kireç suyundan çıkaralım.
► Çıkardığımız dilimleri iyice yıkayalım ve bu kez normal suyun içinde 1 saat beklemeye alalım.
► Dilimleri tekrar yıkayıp bir tencereye dizelim.
► Üzerine şekerini dökelim ve tencerenin kapağını kapayıp kısık ateşte kaynamaya alalım.
► Fokurdamaya başlayınca 1 çay kaşığı limon tuzu ilave edelim.
► Tencereyi kısık ateşte en az 1 saat bu şekilde kaynatalım.
► Dibindeki şerbet kıvamını bulmuşsa tatlımız hazır demektir.
Afiyet olsun;)
Diğer zamanlar ne olduğunu anlamadan çabucak bitiveren günler,
son iki gündür bu kez geçmek bilmiyor, uzadıkça uzuyor...
Çok heyecanlıyım; ama çok!
Kolay değil, ülkenin geleceği söz konusu...
Böyle zamanlarda zihnimi dağıtacak, dikkatimi yoğunlaştığım konudan uzaklaştıracak çareler düşünürüm.
Eski okurlar bilir, bir ara Blogger'a yasak getirildiğinde de benzer bir ruh haline girmiştim. Doğruca mutfağa gidip zor bir şeyler deneme çaresine başvurmuş, sıkıntım biraz ötelensin, vakit daha çabuk geçsin diye börekler açmaya kalkmıştım.
Bu kez, çoktandır denemek istediğim, ama yapımı uzun zaman aldığı için buna fırsat bulamadığım, emek gerektiren bir tarif için kolları sıvamaya karar verdim: ''Şeffaf kabak tatlısı''
Onu denemenin tam zamanıydı. Hem tatlı yiyelim tatlı konuşalım, öyle değil mi? Sandıktan da şeffaf bir sonuç çıksın, bundan sonraki geleceğimiz ''şeker gibi'' olsun. E, tabii bu sayede bloga da ''Pazar Yazısı'' kıvamında bir şeyler karalamış olurum. Bunu yaparken de biraz daha vakit geçer, zihnimiz dağılır.
Ne demiştik?
Şeffaf kabak tatlısı...
Bu adı ben koydum. Asıl adı ''Kireç Suyuna Yatırılmış Kabak Tatlısı''
Böyle çıtır çıtır, cam gibi, pırıl pırıl, leziz...
Hiç mi işin yoktu demeyin. Nedenini yukarıda açıkladım.
Zeugma son iki günü zar zor geçireceğini, yani başına gelecekleri iyi bildiğinden, daha cuma gününden şehirde nalbur aramaya çıkar.
Ona biraz sönmemiş kireç lazımdır.
Sora sora Bağdat bulunur derler. Yolda camiye girmekte olan bir amcaya rastlar. Yaşlı adamın adres tarif etmesiyle aranan nalbur bulunur. Nalbur Zeugma'ya beş kiloluk şahane hazır kireci olduğunu söyler. Çünkü kireç alacağını söyleyen birinin muhtemelen evde badana yapacağını sanmıştır.
Ancak meram açıklanınca adam ''Heee...'' der ve gider arka taraftan küçük bir parça kireç kayası getirir. ''Bu sana yeter,'' der. Kayayı paketler ve o parçanın nasıl söndürülüp kireç suyu elde edileceğini açıklar. Zeugma adama borcunu sorar.
Borç yalnızca 50 kuruştur.☺️☺️☺️
Kireç söndürülüp 1 gece bekletildikten sonra elde edilen suya yatırdığım ve yine 1 gece beklettiğim kabak dilimleriyle hem dün hem bugün iki kez denediğim tatlı nefis ötesi oldu gerçekten de. Baktıkça bir sürü çağrışım yapması da cabası...
Sandıktan da böyle bomba gibi, mutluluk veren, şeffaf bir sonuç çıksın, bundan sonraki geleceğimiz ''şeker gibi'' olsun.
Nefesimi tuttum, bekliyorum, bekliyoruz...
Pazar günümüz harikulade bir pazartesiye açılsın dilerim.
✿•*¨`*•. ♥ Sevgiyle ♥ .•*¨`*•✿
Tarifi
1 kg sönmemiş kireç
1 kg bal kabağı
1 kg şeker (miktar azaltılabilir)
► Kireci metal ve derin bir kabın içine alıp üzerine en az 3-4 litre su dökelim.
(Anında dumanlar çıkararak fokurdamaya başlayacak ve bir müddet sonra sönecektir.)
► Kireci, söndürdüğümüz kabın içinde bir gece bekletip suyunun berrak bir şekilde üst kısma çıkmasını sağlayalım.
► Ertesi gün, kirecin içinden süzülerek üstte birikmiş bu berrak suyu bir tarafa ayıralım.
► Dilediğimiz boyutta dilimlediğimiz kabakları ayırdığımız kireç suyunun içinde en az 5-6 saat bekletelim.
► Kabak dilimlerini kireç suyundan çıkaralım.
► Çıkardığımız dilimleri iyice yıkayalım ve bu kez normal suyun içinde 1 saat beklemeye alalım.
► Dilimleri tekrar yıkayıp bir tencereye dizelim.
► Üzerine şekerini dökelim ve tencerenin kapağını kapayıp kısık ateşte kaynamaya alalım.
► Fokurdamaya başlayınca 1 çay kaşığı limon tuzu ilave edelim.
► Tencereyi kısık ateşte en az 1 saat bu şekilde kaynatalım.
► Dibindeki şerbet kıvamını bulmuşsa tatlımız hazır demektir.
Afiyet olsun;)