Bugünlerde herhangi bir kargo şirketine uğrayan var mı içinizde?
Ben dün akşam uğradım. On-line alışverişle sipariş ettiğim ürünü getirdiklerinde evde kimseyi bulamamışlar çünkü. Ertesi güne kalsın istemedim ve bizzat gidip almaya karar verdim. Ürünü merak ediyor olmam da büyük etkendi tabii.
İyi ki de gitmişim. Akıl sır almaz bir gerçeği yerinde görüp öğrendim. Bu gerçeği birebir yaşayanların ağızlarından dinledim. Kargo şirketi elemanları o kadar dertli ki.
Uzun zamandır bu kadar şaşırmamıştım.
Hangi şirket diyeceksiniz şimdi? İsim önemli değil. Çünkü aşağı yukarı hepsi son iki yıldır aynı şeyi yaşıyorlarmış. Koliler dolusu mal teslim etmekten, ertesi gün aynı kolileri alıp geldikleri adrese iade etmekten bıkıp usanmışlar.
Tüm yaşananlara on-line alışveriş sitelerinin müşterilere sağladığı bazı kolaylıklar/avantajlar sebep oluyormuş.
''Sipariş verip ayağına kadar getirttiğin ürünü beğenmediğin takdirde vazgeçme hakkı'', ''Bütün iadelerde ücretsiz kargo'' gibi bu avantajları bazıları adeta bir oyun haline getirmiş. Özellikle üniversite kampüslerindeki öğrenci yurtlarına ve resmi kurumlara mal yetiştiremiyor, ertesi gün neredeyse hepsini ''beğenilmedikleri için'' adrese iade ediyorlarmış.
Bunları dinlerken o an kafam karıştı. İçimden ''E, iyi işte, ne güzel! İşler iyi gidiyor. Tarafınıza ücreti de ödendiğine göre sorun ne? Neden şikayet ediyorsunuz?'' türü cümleler geçiyordu.
Kafayı toparlayıp olayı irdelediğimde ise hak verdim onlara. Yaptıkları hizmetin bir işe yaramadığını, boşa kürek çektiklerini düşünüyorlar ve bu onları rahatsız ediyordu. Alıcıların sırf ''bedava'' diye bu işin suyunu çıkardıklarını, sahiden de oyun haline getirdiklerini düşündüm o an. Hiç de hoş olmayan, keyfi bir oyun. Ben yapar mıydım? Hayır, asla!
Olaya ''alışveriş çılgınlığı'' bile diyemediğimi farkettim. Ortada bir alışveriş değil, yalnızca alış-iade ediş vardı çünkü.
Kapınıza gelen herhangi bir kargo şirketi elemanına sorun tüm bunları. Aynen anlatmaya başlayacaklar, inanın.
Ben dün akşam uğradım. On-line alışverişle sipariş ettiğim ürünü getirdiklerinde evde kimseyi bulamamışlar çünkü. Ertesi güne kalsın istemedim ve bizzat gidip almaya karar verdim. Ürünü merak ediyor olmam da büyük etkendi tabii.
İyi ki de gitmişim. Akıl sır almaz bir gerçeği yerinde görüp öğrendim. Bu gerçeği birebir yaşayanların ağızlarından dinledim. Kargo şirketi elemanları o kadar dertli ki.
Uzun zamandır bu kadar şaşırmamıştım.
Hangi şirket diyeceksiniz şimdi? İsim önemli değil. Çünkü aşağı yukarı hepsi son iki yıldır aynı şeyi yaşıyorlarmış. Koliler dolusu mal teslim etmekten, ertesi gün aynı kolileri alıp geldikleri adrese iade etmekten bıkıp usanmışlar.
Tüm yaşananlara on-line alışveriş sitelerinin müşterilere sağladığı bazı kolaylıklar/avantajlar sebep oluyormuş.
''Sipariş verip ayağına kadar getirttiğin ürünü beğenmediğin takdirde vazgeçme hakkı'', ''Bütün iadelerde ücretsiz kargo'' gibi bu avantajları bazıları adeta bir oyun haline getirmiş. Özellikle üniversite kampüslerindeki öğrenci yurtlarına ve resmi kurumlara mal yetiştiremiyor, ertesi gün neredeyse hepsini ''beğenilmedikleri için'' adrese iade ediyorlarmış.
Bunları dinlerken o an kafam karıştı. İçimden ''E, iyi işte, ne güzel! İşler iyi gidiyor. Tarafınıza ücreti de ödendiğine göre sorun ne? Neden şikayet ediyorsunuz?'' türü cümleler geçiyordu.
Kafayı toparlayıp olayı irdelediğimde ise hak verdim onlara. Yaptıkları hizmetin bir işe yaramadığını, boşa kürek çektiklerini düşünüyorlar ve bu onları rahatsız ediyordu. Alıcıların sırf ''bedava'' diye bu işin suyunu çıkardıklarını, sahiden de oyun haline getirdiklerini düşündüm o an. Hiç de hoş olmayan, keyfi bir oyun. Ben yapar mıydım? Hayır, asla!
Olaya ''alışveriş çılgınlığı'' bile diyemediğimi farkettim. Ortada bir alışveriş değil, yalnızca alış-iade ediş vardı çünkü.
Kapınıza gelen herhangi bir kargo şirketi elemanına sorun tüm bunları. Aynen anlatmaya başlayacaklar, inanın.
Bu nasıl bir psikolojik bozukluktur bilemedim şimdi... Mağazalarda almaya niyeti olmadan giyip çıkartmak bile bir tuhafken, hiç üşenmeden bu işi mi yapıyorlarmış. Oy...
YanıtlaSilNe güzel tanımladın Handan. Bence de psikolojik bozukluk.
SilŞımarıklık ve israf bir arada yürütülüyor.
Ayrıca üşenmelerine gerek yok ki. Ayağına kadar getiren var. Bakıyor sadece...
Süpermarketlerde alışveriş arabası çekip tepeleme dolduran ve almadan bırakıp giden ruh hastası sayısı da az değilmiş.
Maalesef bu durumlarla karşılaşıyoruz oysaki bir paketi hazırlamanın hepimize bir maliyeti var. Emeğe, zamana, harcanan malzemeye yazık ediliyor.
YanıtlaSilEmek-zaman-malzeme. Empati yoksunu insanlar bu saydıklarınızı aklına bile getirmiyor ne yazık. Alışveriş için sunulmuş bir kolaylığı bu şekilde suistimal etmek çok bencilce.
SilKolaylıklar dilerim...
Sistem çöktü!.. Tepeden başlıyor bozukluk... her kademede ve her konuda inanılmaz bir çürüme var. Akıl ve ruh sağlığı da gitti artık!.. insan bu duyduklarına inanamıyor ama gerçek işte! artık ben de her şeye şüpheyle yaklaşmaktayım.. ülkenin de, ülke insanının da tüm kimyası bozuldu.. yazıktır emeğe -malzemeye- zamana-insan hayatına saygısızlıktır.. *Bir de kargo şirketlerinde sıklıkla yaşanılan ve tarafları da mağdur eden yanlış adrese giden kargo sorunu var.. (her iki tarafı diyemedim çünkü salt kargo şirketi ile siparişi bekleyen değil, yanlış adres sahibini de içine alan bir sıkıntı yaşanmakta.. Çünkü kargo şirketi elindeki adresin doğru olduğu inancı ile kapıyı çalmakta!.. vb..) Önemli bir konuya değinmişsin Zeugmacığım..Bu bozuk düzen eğitimsiz ve elbette yönetim değişmeden bu kadrolarla düzelmeyecek.. Sevgilerimle..
YanıtlaSilEvet, ya. Tam da söylediğin gibi. Akla gelebilecek her konuda ''inanılmaz'' bir çürüme var.
SilGözünle görmesen asla inanmayacağın biçimde.
Yanlış adrese teslimat olayını birkaç kez ben de yaşadım.
Bir de ''Geldik de bulamadık'' mazaretini...
Tabii ki hepsi yapmıyor. Sorun; teslimat elemanını seçerken çok titiz davrandıkları takdirde çözülecek ve şirketin itibarı da zedelenmeyecektir, diye düşünüyorum...
Bu detaylı yorumun ve görüşlerin için teşekkürler Esinciğim.
Sevgiler...
Son cümlemde harfleri yutmuşum.. 'Bu bozuk düzen ancak eğitim ile yola girebilir.. bu ise mevcut yönetim ve anlayış değişmeden olmayacak..' demek istemiştim... :)) Sevgilerimle..
YanıtlaSilKonuya kaptırdığın zaman oluyor bazen. Geçende ben de sende yaptım:)
SilAma ben anlamıştım zaten. Eğitim sisteminin çok kapsamlı bir değişime ihtiyacı var Esinciğim.
Ezbere dayalı müfredata devam ediliyor halen.
Ve elbetteki mevcut yönetim ve sistem değişmeden asla düzelmez!
Sevgilerimle...