Dilimizdeki asıl adı ''yusufçuk'' olan helikopter böceği, çocukluğuma dair önemli imgelerden biri.
Onu ne zaman görsem aklıma ilk önce yakalamak için heyecanla peşinden koşturduğumuz günler düşer...
''Bir tür sinek mi acaba?'' derdik. Arı, böcek ya da kelebek?
Bunlardan hangisi olduğunu bilemez, tahmin yürütürdük. Daha sonra nasıl öğrendik veya kendimiz mi uygun gördük hiç hatırlamıyorum; ama ''helikopter böceği'' demeye başlamıştık. Helikopterle birebir örtüşen görüntüsünü incelemeye alan her kim olursa aklına ilk bu gelir zaten.
Kanatlarını titreştirerek ve değişik bir ses çıkararak uçan bu böceğin önemli bir özelliğini keşfetmiştik kendi aramızda.
Upuzun kuyruğu, zarif kanatları ve ışıldayan rengârenk görüntüsü hepimizi büyülemiş olsa gerek, yaka iğnesi yapıyorduk onu. Artık hangimizin keşfiyse; yeni yakalanmış bir yusufçuğu alıp yakanıza koyduğunuzda epeyce bir süre orada kalır, sizi dünyanın en pahalı broşunu takmışcasına mutlu eder ve ondan sonra uçar giderdi. İşte bu keşif bize aitti. Kendi kendimize deneyimlemiştik.
Biz çocuk aklımızla bunu yapmıştık ya, yusufçuğun yıllar sonra takı tasarımcılarının da dikkatini çekmesi ve en çok ilham aldıkları figür olması çok şaşırtmıştı beni. Bu takılar şık bir görüntü oluşturmasının yanı sıra taşıdığı anlamla da bir hayli beğeni kazanıyor bence. Yusufçuk doğanın eşine en sadık canlısı diye biliniyor çünkü. O kadar sadık ve kıskanç ki eşini başkasıyla paylaşmak yerine ölümü tercih ediyor. İşte bu nedenle kimi zaman pırlantalı şık bir tasarımda, kimi zaman sade, taşsız bir figür olarak pek çok mücevherde tutkulu bir aşkı ve sonsuza dek sürecek sadakati sembolize ediyor. Sevgiliye olan bağlılığı ifade etmek üzere bir armağan paketinde can buluyor yusufçuk.
Saatte 40 km’ye varan hızla uçarken ani manevralar yapabilen bu böcek görme yeteneği ile de kusursuz. Başının yarısını kaplayan ve her biri 1000 mercekten oluşan gözleri ona arkasında olup bitenleri görebilecek kadar geniş bir görüş alanı sağladığından, gözleri dünyanın en iyi böcek gözü olarak kabul ediliyor.
Metal halkalardan oluşmuş gibi duran uzun kuyruğu ise özel bir üniforma giymiş imajı veriyor bence.
Yusufçukların sadece görüntüleri ve gözleri değil, uçuş sistemleri de bir tasarım harikası. İşte bu yüzden dünyanın en ünlü helikopter üreticisi sikorsky, son modelinin tasarımını yusufçuğu örnek alarak gerçekleştirmiş. Proje için yusufçuğun havadaki manevraları göz önüne alınıp tam 2000 adet özel çizim gerçekleştirilmiş. Bu çalışma süreci sonunda sikorsky'ın asker ve mühimmat taşımak için ürettiği yeni modeli ortaya çıkmış.
Dilimizdeki naif adını Yusuf Peygamber’den ve onun güzelliğinden aldığı rivayet edilen doğa harikası bu böceğin İngilizcedeki adı dragonfly, yani ejderha böceği. Aradaki farka bakar mısınız?
Sulak yerlerde yaşayan ve ömürleri 6 ay ile 7 yıl arasında değişen yusufçukların en büyük kozmik görevlerinin şu nefret ettiğim sivrisinekleri yok etmek olduğunu öğrendim ya en son. Gel de hayran olma bu şirin böceği. Gel de onu sevme…
Görseller: en.wikipedia.org
Onu ne zaman görsem aklıma ilk önce yakalamak için heyecanla peşinden koşturduğumuz günler düşer...
''Bir tür sinek mi acaba?'' derdik. Arı, böcek ya da kelebek?
Bunlardan hangisi olduğunu bilemez, tahmin yürütürdük. Daha sonra nasıl öğrendik veya kendimiz mi uygun gördük hiç hatırlamıyorum; ama ''helikopter böceği'' demeye başlamıştık. Helikopterle birebir örtüşen görüntüsünü incelemeye alan her kim olursa aklına ilk bu gelir zaten.
Kanatlarını titreştirerek ve değişik bir ses çıkararak uçan bu böceğin önemli bir özelliğini keşfetmiştik kendi aramızda.
Upuzun kuyruğu, zarif kanatları ve ışıldayan rengârenk görüntüsü hepimizi büyülemiş olsa gerek, yaka iğnesi yapıyorduk onu. Artık hangimizin keşfiyse; yeni yakalanmış bir yusufçuğu alıp yakanıza koyduğunuzda epeyce bir süre orada kalır, sizi dünyanın en pahalı broşunu takmışcasına mutlu eder ve ondan sonra uçar giderdi. İşte bu keşif bize aitti. Kendi kendimize deneyimlemiştik.
Biz çocuk aklımızla bunu yapmıştık ya, yusufçuğun yıllar sonra takı tasarımcılarının da dikkatini çekmesi ve en çok ilham aldıkları figür olması çok şaşırtmıştı beni. Bu takılar şık bir görüntü oluşturmasının yanı sıra taşıdığı anlamla da bir hayli beğeni kazanıyor bence. Yusufçuk doğanın eşine en sadık canlısı diye biliniyor çünkü. O kadar sadık ve kıskanç ki eşini başkasıyla paylaşmak yerine ölümü tercih ediyor. İşte bu nedenle kimi zaman pırlantalı şık bir tasarımda, kimi zaman sade, taşsız bir figür olarak pek çok mücevherde tutkulu bir aşkı ve sonsuza dek sürecek sadakati sembolize ediyor. Sevgiliye olan bağlılığı ifade etmek üzere bir armağan paketinde can buluyor yusufçuk.
Saatte 40 km’ye varan hızla uçarken ani manevralar yapabilen bu böcek görme yeteneği ile de kusursuz. Başının yarısını kaplayan ve her biri 1000 mercekten oluşan gözleri ona arkasında olup bitenleri görebilecek kadar geniş bir görüş alanı sağladığından, gözleri dünyanın en iyi böcek gözü olarak kabul ediliyor.
Metal halkalardan oluşmuş gibi duran uzun kuyruğu ise özel bir üniforma giymiş imajı veriyor bence.
Yusufçukların sadece görüntüleri ve gözleri değil, uçuş sistemleri de bir tasarım harikası. İşte bu yüzden dünyanın en ünlü helikopter üreticisi sikorsky, son modelinin tasarımını yusufçuğu örnek alarak gerçekleştirmiş. Proje için yusufçuğun havadaki manevraları göz önüne alınıp tam 2000 adet özel çizim gerçekleştirilmiş. Bu çalışma süreci sonunda sikorsky'ın asker ve mühimmat taşımak için ürettiği yeni modeli ortaya çıkmış.
Dilimizdeki naif adını Yusuf Peygamber’den ve onun güzelliğinden aldığı rivayet edilen doğa harikası bu böceğin İngilizcedeki adı dragonfly, yani ejderha böceği. Aradaki farka bakar mısınız?
Sulak yerlerde yaşayan ve ömürleri 6 ay ile 7 yıl arasında değişen yusufçukların en büyük kozmik görevlerinin şu nefret ettiğim sivrisinekleri yok etmek olduğunu öğrendim ya en son. Gel de hayran olma bu şirin böceği. Gel de onu sevme…
Görseller: en.wikipedia.org