Sizin de başınıza gelmiştir. Son dönem internette hangi sayfaya girsem bir köşesinden karşıma mutlaka goji berry çıkıyordu.
Bu durum hoşuma gitmese de merakıma yenik düştüm en sonunda.
Ülkemizde pek bilinmeyen bu bitkiyi mercek altına aldım.
Yerli yabancı pek çok kaynaktan yaptığım araştırmalar sonucu gojy berry'nin gerçekten de ''süper meyve'' tanımını hak ettiğine inandım. ''Kurt üzümü'' olarak da bilinen gojy berry, bel çevresi ve göbek inceltme özelliği bir yana, dünyadaki besin değeri en yüksek meyveler arasında başı çekiyor.
Çin’de tıp alanında 2000 yıldan beri kullanılan güçlü bir andioksidan olmasının yanı sıra tam bir protein ve kalsiyum deposu. 100 gr kurutulmuş goji berry içeriğinde 112 mg kalsiyum, 148 mg C vitamini, 9 mg demir, 19 ayrı aminoasit, % 13 protein, yüksek değerde betakaroten, 21 iz minerali, çinko, demir, fosfor, potasyum, selenyum ne ararsanız var. İnsan sağlığı için faydaları saymakla bitmiyor. Araştırın bakın, siz de göreceksiniz...
Sonuç olarak, başlangıçta itici gelen bu meyveye sempati duymaya başladım. 2 haftadır her gün gojy berry tüketiyorum. Yani öyle çayıyla falan uğraşmadan, direkt yiyorum. Tadı ilk saniyelerde ağzınıza acı biber atmış hissi verse de sonrasında severek yiyebileceğiniz bir aromaya sahip. Sağlıklı ve fit olmaya ciddi katkısı var, tavsiye ederim.
Asıl söylemek istediğim ise; birkaç gün önce çekirdeklerini toprağa ekmek suretiyle evde gojy berry yetiştirilebileceğini okumuş olmam. Hem de kısa bir sürede ürün alınıyormuş. İyi ama benim yediklerimde çekirdek yoktu. ''Tıpkı kuru üzüme benziyor, çekirdeği olsa farkederdim,'' diye şaşkınlık yaşarken bir de baktım ki çekirdekleri haşhaş tanesi kadar küçük oldukları için farkedilmiyormuş sadece. Merak insanın yakasına yapıştı mı bırakmıyor bir türlü. E, o zaman ne yapmalı? O minnak tohumlardan bir miktar çıkarıp küçük bir saksıya ekmeli. Bugün bir baktım. Aaaa? İki gün içinde filizlenmişler bile. Bunlar size fikir olsun. Bakalım gelişmeler ne şekilde olacak, burada paylaşacağım...
Epey bir süredir dikkatimi çeken diğer bir konu ise; ekşi maya.
Biliyorsunuz, gündemde hazır mayaların insan sağlığı için son derece zararlı olduğu, bu mayaların genetiğinin değiştirildiği, sodyum benzoat gibi katkı maddeleri ilave edildiğine dair can sıkıcı haberler var.
Hamur işleri ve maya ile fazlasıyla haşır neşir olan, hatta evde sık sık ekmek yapan biri olarak bu durum bende sıkıntı yarattı tabii. Zaten hazır mayalarla yapılmış yiyeceklerin kısa bir sürede bayatladığını bilmeyenimiz yok. Sonuçta; evde hazırlanmış doğal mayanın son derece sağlıklı, besleyici, vitamin ve mineral açısından zengin olduğu, bu nedenle ''ekşi maya'' diye bir furya başladığını bildiğimden bu işe ben de soyundum...
Evde ekşi maya yapımı kolay ama sabır isteyen bir iş.
Artık benim de bir kavanoz içinde beslediğim ve sarıp sarmalayıp evin bir köşesinde uykuya yatırdığım canlı organizmalarım var :)
Bugün 6. gündeyim. Adettenmiş, her gün fotoğrafı çekiliyor. Görmüş olduğunuz; bu sabah besledikten sonra, yani uykuya yatırmadan az önce çektiğim fotoğrafı. Göz göz olup kabarma olayı bugün maksimum düzeyde çünkü.
Kendi imalatım olan mayayla yaptığım ekmek güzel olacak mı, onu da merak ediyorum.
Ve biraz da tebessüm...
Yanda gördüğünüz hanım, ünlü ve de akil(!) arabeskçilerimizden birinin eşi.
Son birkaç gündür kim bilir kaç kez rastladım bu fotoğrafa ve ilgili habere.
Pek çoğunuz görmüştür zaten...
Bu hanım ile köşe yazarlarından biri gördüğünüz fotoğraf yüzünden polemiğe girmişler. Merak edip okudum haliyle...
Instagram'da fotoğraf paylaşan pek çok kişi gibi photoshop olayının nimetlerinden faydalanmak istemiş hanımefendi. Ya da filtre mi deniyor nedir tam bilmiyorum, ondan kullanmış. Bir fotoğraf programıyla, dilediğiniz şekilde incecik olabiliyorsunuz hani. Kırışıklarınız sıfırlanıyor, hatta gözlerinizi falan istediğiniz renk yapabiliyorsunuz. Daha bir sürü özellik...
Ünlülerin fotoğraflarında da mutlaka kullanıldığı söyleniyor.
Fotoğrafa bir bakar mısınız şimdi? (Tıklayıp büyüterek bakın lütfen.)
73 yaşındaki kadın resmen bir afet olmuş. Olmuş ama bulunduğu ortamda kapı baca, cam, çerçeve ne varsa, çiçekten vazoya kadar onlar da birer afet olmuş :)
Bu durum hoşuma gitmese de merakıma yenik düştüm en sonunda.
Ülkemizde pek bilinmeyen bu bitkiyi mercek altına aldım.
Yerli yabancı pek çok kaynaktan yaptığım araştırmalar sonucu gojy berry'nin gerçekten de ''süper meyve'' tanımını hak ettiğine inandım. ''Kurt üzümü'' olarak da bilinen gojy berry, bel çevresi ve göbek inceltme özelliği bir yana, dünyadaki besin değeri en yüksek meyveler arasında başı çekiyor.
Çin’de tıp alanında 2000 yıldan beri kullanılan güçlü bir andioksidan olmasının yanı sıra tam bir protein ve kalsiyum deposu. 100 gr kurutulmuş goji berry içeriğinde 112 mg kalsiyum, 148 mg C vitamini, 9 mg demir, 19 ayrı aminoasit, % 13 protein, yüksek değerde betakaroten, 21 iz minerali, çinko, demir, fosfor, potasyum, selenyum ne ararsanız var. İnsan sağlığı için faydaları saymakla bitmiyor. Araştırın bakın, siz de göreceksiniz...
Sonuç olarak, başlangıçta itici gelen bu meyveye sempati duymaya başladım. 2 haftadır her gün gojy berry tüketiyorum. Yani öyle çayıyla falan uğraşmadan, direkt yiyorum. Tadı ilk saniyelerde ağzınıza acı biber atmış hissi verse de sonrasında severek yiyebileceğiniz bir aromaya sahip. Sağlıklı ve fit olmaya ciddi katkısı var, tavsiye ederim.
Asıl söylemek istediğim ise; birkaç gün önce çekirdeklerini toprağa ekmek suretiyle evde gojy berry yetiştirilebileceğini okumuş olmam. Hem de kısa bir sürede ürün alınıyormuş. İyi ama benim yediklerimde çekirdek yoktu. ''Tıpkı kuru üzüme benziyor, çekirdeği olsa farkederdim,'' diye şaşkınlık yaşarken bir de baktım ki çekirdekleri haşhaş tanesi kadar küçük oldukları için farkedilmiyormuş sadece. Merak insanın yakasına yapıştı mı bırakmıyor bir türlü. E, o zaman ne yapmalı? O minnak tohumlardan bir miktar çıkarıp küçük bir saksıya ekmeli. Bugün bir baktım. Aaaa? İki gün içinde filizlenmişler bile. Bunlar size fikir olsun. Bakalım gelişmeler ne şekilde olacak, burada paylaşacağım...
Epey bir süredir dikkatimi çeken diğer bir konu ise; ekşi maya.
Biliyorsunuz, gündemde hazır mayaların insan sağlığı için son derece zararlı olduğu, bu mayaların genetiğinin değiştirildiği, sodyum benzoat gibi katkı maddeleri ilave edildiğine dair can sıkıcı haberler var.
Hamur işleri ve maya ile fazlasıyla haşır neşir olan, hatta evde sık sık ekmek yapan biri olarak bu durum bende sıkıntı yarattı tabii. Zaten hazır mayalarla yapılmış yiyeceklerin kısa bir sürede bayatladığını bilmeyenimiz yok. Sonuçta; evde hazırlanmış doğal mayanın son derece sağlıklı, besleyici, vitamin ve mineral açısından zengin olduğu, bu nedenle ''ekşi maya'' diye bir furya başladığını bildiğimden bu işe ben de soyundum...
Evde ekşi maya yapımı kolay ama sabır isteyen bir iş.
Artık benim de bir kavanoz içinde beslediğim ve sarıp sarmalayıp evin bir köşesinde uykuya yatırdığım canlı organizmalarım var :)
Bugün 6. gündeyim. Adettenmiş, her gün fotoğrafı çekiliyor. Görmüş olduğunuz; bu sabah besledikten sonra, yani uykuya yatırmadan az önce çektiğim fotoğrafı. Göz göz olup kabarma olayı bugün maksimum düzeyde çünkü.
Kendi imalatım olan mayayla yaptığım ekmek güzel olacak mı, onu da merak ediyorum.
Ve biraz da tebessüm...
Yanda gördüğünüz hanım, ünlü ve de akil(!) arabeskçilerimizden birinin eşi.
Son birkaç gündür kim bilir kaç kez rastladım bu fotoğrafa ve ilgili habere.
Pek çoğunuz görmüştür zaten...
Bu hanım ile köşe yazarlarından biri gördüğünüz fotoğraf yüzünden polemiğe girmişler. Merak edip okudum haliyle...
Instagram'da fotoğraf paylaşan pek çok kişi gibi photoshop olayının nimetlerinden faydalanmak istemiş hanımefendi. Ya da filtre mi deniyor nedir tam bilmiyorum, ondan kullanmış. Bir fotoğraf programıyla, dilediğiniz şekilde incecik olabiliyorsunuz hani. Kırışıklarınız sıfırlanıyor, hatta gözlerinizi falan istediğiniz renk yapabiliyorsunuz. Daha bir sürü özellik...
Ünlülerin fotoğraflarında da mutlaka kullanıldığı söyleniyor.
Fotoğrafa bir bakar mısınız şimdi? (Tıklayıp büyüterek bakın lütfen.)
73 yaşındaki kadın resmen bir afet olmuş. Olmuş ama bulunduğu ortamda kapı baca, cam, çerçeve ne varsa, çiçekten vazoya kadar onlar da birer afet olmuş :)