08/04/2016

Sakura Zamanı

Baharı ve blogun yıldönümlerini birleştirip yazı yapıyordum kaç yıldır. Tam bu zamanlarda muhteşem bahar çiçekleri açan ve harika pozlar veren bir kayısı ağacım vardı. İki yıl oldu, artık yok.
Betonlaşma uğruna gerçekleşen ağaç katliamlarına o bile kurban gitti, düşünün...

Onun boşluğunu geçen yıldan beri sakuralarla dolduruyorum. Samuray ruhu taşıyan Japonlar tarafından kutsanmış olan ve insan hayatını temsil eden kiraz çiçeklerinin açma zamanı.
Birkaç gündür sakuralarla haşır neşirim. Bu ağaçları huşu içinde seyrederken ve fotoğraflarken, tam da Japonların yaptığı gibi yaşamı uzun uzun irdeliyorum.

Yalnızca on gün kadar süren kısacık bir zaman diliminde harikulade çiçekler açan sakuralar Japonlara tarifsiz bir heyecan ve mutluluk verdiği kadar, uzun gibi görünen, ancak özünde çabucak biten hayatı simgeliyor. Her şeyin gelip geçici olduğunu, güzelliklerin değerini bilmemiz gerektiğini...

Bir çırpıda biten hayatın, yani ölüm gerçeğinin böylesi güzel bir çiçekle özdeşleştirilmesi biraz garip. Çoğu insan için ölümü düşünmek sonsuz bir girdapta kaybolmak gibiyken, mantıklı nedenler bulup ölümü ''olağan karşılamak'' sanırım bilge insanlara mahsus. O yüzden, Sisamlı Epikür'ün ölüme dair sarfettiği ''Ölümden korkmak anlamsızdır. Çünkü yaşadığımız sürece ölüm yoktur. Ölüm geldiğinde ise artık biz yokuz,'' sözünü hatırlamak iyi gelir bana...
Aynı konuda mantığın yanı sıra kalbi de devreye sokan, ölüme bambaşka bir boyut kazandıran Mevlâna'ya göre de ölüm korkusu yenilmeli. Bunu başarmak mutluluğun anahtarlarından biri. Ölümü sevgiliye kavuşma gecesi olarak görmesi ve ''Düğün Gecesi'' (Şeb-i Aruz) olarak isimlendirmesi boşuna değildi tabii.

Bir hafta öncesine kadar insanların çoğu evinden çıkmaya çekiniyordu. Şehirlerde cadde ve sokaklar neredeyse bomboştu. Tedbir uğruna evden çıkmamak nereye kadardı?
Diyeceğim o ki, ölümü bir korku olarak ensende hissetmeden yaşamak iç denge ve huzurun kaynağı. Mutluluk ve huzur kişinin içinde, özünde saklı. Gittiğimiz yer neresi olursa olsun, iç denge ve huzuru sağladıysak eğer, dışarıdan gelen hiçbir olumsuz koşul üzerimizde yıkıcı etki yapamayacaktır.


Epikür ve Mevlâna'dan söz açmışken; farklı asırlarda yaşamış bu iki bilgenin ''huzur'' konusunda da çok benzer fikirlere sahip olduğunu farkettim. Epikür, yanına bir grup arkadaşını alıp şehirden çok uzakta, kırsal bir bölgede mütevazı bir yaşam tercih etmiş. Hep birlikte kendi elde ettikleri yiyeceklerle beslenmiş ve dünyevi zevklerden uzak durmuşlar. Kendisi bu durumu ''İnsanın bir ekmeği ve bir yudum suyu olunca mutlulukta Zeus ile yarışabilir,'' sözüyle özetlemiş. Tasavvufta geçen ''bir lokma bir hırka'' felsefesiyle ne kadar benzeşiyor.
Sonuç olarak, erdemli ve bilge bir insan olmakla ruhsal doyuma ulaşmanın mümkün olduğu sonucu çıkıyor hep. Epikür'e göre mutlulukla ilgili en temel şart neymiş biliyor musunuz? Dost edinme yetisi... İnsanın dostlara sahip olması gerektiği, onlarla paylaşımda bulunmanın, fikir alışverişi yapmanın mutluluk üzerindeki etkisine dikkat çekmiş sürekli.

Sakuralar

( Music: Homeless Man - Tribute)

Sakuralar eşliğinde yaşamı bu kadar irdelemek yeter galiba....
Blog yazarlığında bugün itibariyle tam sekiz yılı doldurdum.
Dokuzuncu yılın başında izninizle biraz mola vermek durumundayım.

Sevgiyle kalın...


31 yorum:

  1. Sakuralar da, Atatol Behramoğlu'nun şiiriyle video da, yaşam felsefesi de çok güzel ama mola ne Zeugma'cığım? :( Düşündüğüm şey değil umarım?:( Ne molası yaaaa:((??? Ben kabul etmiyorum mola filan:(

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Mola kısa olur ama sanmıyorum uzun bir mola olacağını ya da öyle ümit ediyorum.

      Sil
    2. Umarım haklı çıkarsın Emre'ciğim.

      Sil
    3. Müjdecim, sebebi belli aslında.
      Pek çok kişi gibi ülkenin durumu içimi acıtıyor. Öyle böyle değil hem de. Doğru dürüst uyku bile uyuyamaz oldum. Bu gidişatın sonu nereye varacak?
      Ne yazayım ki, neyi araştırayım, neyi paylaşayım. Şu sekiz yılı tamamlayayım da sakuralar zamanı mola veririm dedim.

      Emre, yanlış tahmin. Söylediğin şeyi ben bile ümit edemiyorum.

      Sil
    4. Siz iyi olun da biz bekleriz :)

      Sil
  2. Şairane bir ruhla ne güzel işlenmiş bir inci sakura
    Çok görüyordum japon filmlerinde ama bu kadat derin anlamlar barındırıyor olduğunu bilmiyordum
    Bu güzel yazı için teşekkürler :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Derin anlamlar barındırıyor gerçekten. Özellikle bir sakura ağacının karşısına geçtiğinde etkisi daha büyük. Yaşam adeta bir film gibi akıp geçiyor gözünün önünden.
      Ben teşekkür ederim.

      Sil
  3. Yaşamın içinden her konuda dolu dolu bilgiler sunan bir bloğun dokuzuncu yılı.
    Yaptığı işi ciddiye alan, her yayını profesyonel titizliğiyle hazırlayan blog dostumuz sevgili Zeugma. Dokuzuncu yaş kutlu olsun.
    İnsan yaşamda küçük molalara her zaman ihtiyaç duyuyor umarım çok uzun sürmez.Bu güzel yazıları, fotoğrafları, bilgileri özleyeceğiz.
    Farklı yaşam felsefeleriyle dikkat çeken Japonlar ölümü de bir bilge gibi kabullenmişler. Sakuralar çok ince çiçekler, adeta naif insanlar gibi. Kiraz ağacının meyvelerinden, kirazın sapından, çekirdeğinden yararlanılıyor. Çok yönlü bir meyve adeta.
    Doğanın bu güzellikleri dünyamızdan hiç eksilmesin, yarattığı olumlu etkiler insanlara da yansısın.
    Esenlikler dilerim.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Değerli öğretmenim, güzel sözleriniz için çok teşekkür ederim. Ne mutlu bana ki sizde böyle bir intiba bıraktıysam.
      Mola derken, değişik konularda yazı oluşturmak içimden gelmediği gibi özel hayatımda da birtakım yoğunluklar devrede. Örneğin kirada olan evimizi bu yıldan itibaren kendimiz yazlık olarak kullanacağımız için kiracıya süre vermiştik, bugün yarın çıkmasını bekliyoruz. Tadilat işlerimiz olacak. Annemle ilgilenmem gerekiyor bir taraftan. Hayat işte...
      Sakuralar Mersin'de de açmıştır bu ara, eminim. Çok güzel ve çok yönlü bir ağaç dediğiniz gibi. Sakura meyve vermeyen, sadece çiçek yapan bir tür kiraz ağacı. Umarım bu yıl görme şansınız olur.
      Yorumunuz için çok teşekkürler, sevgiler...

      Sil
  4. Ah ağaçlara nasıl da üzülüyorum, nasıl... Gerçi o kadar çok üzülüyor olduğumuz şey var ki, üzülmek de etkisini yitirdi.

    Neyse sakuralar hâlâ açıyor bir yerlerde, biz de var olan güzelliklere tutunmaya çalışıyoruz..

    Bloğunun yıldönümü kutlu olsun :)

    Mola çok uzun olmasın ama :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ağaçlardan sonra çocuk kıyımları başladı Handan :((((
      Konuyla ilgili gelişmeleri okudukça ölecek gibi oluyorum :((
      Üzülecek şey o kadar çok ki. Evet, bir taraftan ayakta durabilmemiz gerek. Bir şeylere tutunmaya çalışmak gerek bunun için.

      Teşekkür ederim kutlaman için. Yıl olarak senden sonra geliyorum galiba.
      Ara sıra bir şeyler girerim sanırım. Çünkü çok uzun mola verenlerin linkleri kayboluyor. Onca yıllık emeğim uçup gitmesin...
      Sevgiler...

      Sil
  5. Nice mutlu seneleri Olson blogunun ZEugma'cim.SAkuralar,mutluluk kaynagi:) molanin tadini cikar,sevgiler

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok teşekkürler Sibelciğim. Sen de benden 1-2 yıl kıdemliydin sanırım:)
      Sakuralar bana iyi geliyor bu ara. Her gün ziyaretlerine gidiyorum.
      Sevgiler benden.

      Sil
  6. Ya bak dün ne kadar üzülmüşüm ki, bloğunun 9. yaşını kutlamayı unutmuşum. :( Kusura bakma ne olur,geç kaldım ama kutlu olsun canım, hep yaz, lütfen mola filan verme verirsen de 1 haftayı geçmesin:))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Aşkolsun Müjdecim. Kusura bakacak şey mi bulamadım.
      Yukarıda da belirttim. Molayı yıldönümünde vermek istedim, çünkü Nisanın ilk haftası bahar yazısı ile birleştirip gelenek haline getirmiştim.
      Hep yazmak? Eski frekansı tutturacak durumum yok sanırım. Pek çok sebebi var, yine yukarıda sıraladığım. Ama vakit buldukça sizleri okuyacağım.

      Ama bak, hatırın için bir sakura videosu daha koyabilirim:)
      Sevgiler Müjdecim...

      Sil
  7. Uzatma sakın arayı, yayınlarını özlerim.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederim Burcu.
      Umarım çok fazla uzamaz.
      Ziyaretine geleceğim, sevgiyle...

      Sil
  8. 9.yılı kutlayayım diye düşünürken ara vereceğinizi okudum. Herkes keyifsiz ama bir şekilde karşı durmaya çalışıyoruz işte. Umarım kafanız, ruhunuz rahatlar da en kısa zamanda dönersiniz Zeugma.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok teşekkür ederim, kutlamışsınız zaten.
      Keyifli olanlar da var maalesef. Zerre endişesi olmayıp, tam tersine ''musmutlu'' olanlar. Sayelerinde gelmedik mi bu günlere :S
      İnşallah mucizevi bir biçimde rahatlarız ve güzel paylaşımlarda bulunup kutlama yaparız hep birlikte..

      Sil
  9. Nice nice yıllara Zeugma, senin yazıların hepimize moral ve ilham kaynağı. Lütfen bu yönünü göz önüne al mola sürecinde.
    Benim de içimden gelmiyor açıkçası bloga yazmak, deneyimlerimi paylaşmak.
    Arada oluyor öyle, ona da izin vermek lazım.
    Sana çok kolay gelsin, umarım herşey istediğin gibi gelişir.
    Sevgiler..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederim Banucum. Motive edici ne güzel sözler söylemişsin.

      Blog yazmak ve blog okumanın, paylaşmanın iyi geldiği hep söyleniyor, da içindeki istek gitti mi o kötü. Şimdi seni daha iyi anlayabiliyorum. ''Linkini yabancılar ele geçiriyor, blogun başka dilde acayip bir şeye dönüşüyor'' benzeri sözlerle seni telkin ediyordum bir de :)
      Çok sağolasın canım. Umarım öyle olur.
      Sana da çok kolay gelsin.
      Sevgiler.

      Sil
  10. Nasıl hayat dolu bir çiçek. Nice yıldönümlerine. Bloğuna sıkı sıkıya bağlı sahip nadir bloggerlardansın.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Canlı canlı seyrettiğinde inanılmaz bir ağaç. Sihirli gibi adeta.
      Yoksa ben bir önceki hayatımda Japon muydum diye şüphelenmeeye başladım:)
      Çok teşekkür ederim dileğin için; ama sıkı sıkıya bağlılık yok artık.

      Sil
  11. Her şey su gibi geçsin kolayca.

    Bekliyorum madem dönüşünü.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Geçende sende miydi ''Biz de mülteci olabiliriz'' cümlesi vardı:(
      Su gibi berrak olsun hayatımız gerçekten.
      Şu anda lağım suyundan farkı yok çünkü :S
      Çok teşekkürler..

      Sil
  12. Zeugmacığım, sakuralarla içimi ferahlatan, aydınlatan son yazılarını okumak için aheste olacağım bir zamanı kolluyordum..Şimdi okuyunca ?? mola! vermek istediğini öğrendim. Aslında benzer düşünceler, git-gel'ler içindeyiz pek çoğumuz ve bu haldeyken frekanslarımızda dahi o ritmi yakalayabilmekte zorlanıyoruz, seni anlıyorum.. Yine aynı şekilde özel hayatlarımızda da hem sorumluluklarımız hem de yoğunluklarımız var.. Ama lütfen arayı fazla uzatma canım..Buralar sensiz olmaz. Bizim de taşınmamız sanırım Mayıs sonlarını bulacak.. Keşke yeşillikler içinde olaydı evimiz, ya da şöyle genişçe bir balkon (80cm/2 m balkon :)))diğer yandan ustaların berbat işçilikleri vs. vs.. sıkıntılı süreçler ama yine de kira derdimiz olmayacak, yeni kütüphanemiz olacak :))) ben o küçücükkk balkonumuzu da şenlendiririm nasılsa, buna da şükür :) Her şeyin başı sağlık. Sonra, eve yerleştiğimizde, yeni fırında tarifin olan ekşili maya ekmeği yapacağım ;) ve...gelecek yılı iple çekip sakuraların olduğu parka gideceğim..ve hep kulaklarını çınlatacağım :)) Daha nice nice 9'lu yılların olsun Zeugmacığım. Sizde yeni yazlığınızda sağlıkla ve huzurla oturun. Sevdikleriniz,sevdiklerimiz başımızdan eksik olmasın.. En içten sevgilerimle...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sakuralar içini biraz olsun ferahlatmıştır umarım Esinciğim
      Ülkemizin içine düştüğü son durumlar yüzünden gerile gerile bir hal oluyoruz malum. İstisnasız her gün şehit haberi geliyor! Dünkü gündem: Anayasadan laiklik ilkesini kaldırmaya yeltendiler, daha doğrusu nabız yokladılar! bugün bursa Ulucami'de canlı bomba faciası... Her gün başka bir kentten çocukların istismar edilmesi haberi.. Bitmedi, bitmiyor...!!!

      Doğa insana biraz olsun ilaç olabiliyor. Sevdiklerimiz için ayakta durabilmek zorundayız. Ülkemiz için de. Kendimizi koyvermek yok. Çareler aramak var. İşte tam da bu noktada yoğunluklar iyi geliyor, zaman daha çabuk geçiyor, kafanı ve içindekileri dinlemeye vakit kalmaması iyi oluyor bir bakıma.
      Ustalarla uğraşmak zordur bilirim. Verdikleri zamanda asla iş bitirmezler. Uzadıkça uzar. Dişini sık Esinciğim. Nasıl olsa bu günler geçececek, usta falan kalmayacak ortalıkta:)) Mayıs sonunda yeni evinde kahveni yudumlarken bu günleri hatırlayıp gülümseyeceksin. Böyle düşün... Dediğin gibi; her şeyin başı sağlık.
      Bizim de kiracıdan haber yok daha. Çıkmaya niyeti yok sanırım. 2 yıl öncesinden beri biliyorlardı oysa. O değil de, yaz bittikten sonra çıkarsa işte o zaman çok feci kızarım. Söz ağızdan çıkar!
      Blog yazarken yorumlaşma olayı da az germiyor beni. Çok vakit alıyor çünkü. Bazılarının üst üste yorum beklemeleri var bir de! Üzgünüm canım, ben kendi bloguma bile bakamazken gelmedi diye kapris yaparsan kaybedersin! Bu tür davrananlar altın yumurta falan yumurtladıklarını zannediyorlar her halde. Bi gidin ya! En ünlü yazarların bloglarında bile ya tek tük yorum var ya da sıfır yorum. Yorumla kafayı bozmuşlar... Oysa bir blog aldığı yorumlarla değil, hazırladığı yazılarla değer kazanır, bilmiyorlar tabii...

      Esinciğim, yaz yaz bitmez. Sorun mu arıyorsun, hayatın her alanında mevcut.
      En iyisi takmayacak, ruhuna iyi gelen ne varsa onlarla haşır neşir olacaksın.

      Çok teşekkür ederim iyi dileklerin için. Dilerim siz de en kısa zamanda pürüzsüz bir şekilde geçin yeni evinize, mis gibi çiçekler yetiştir, ekşi mayalı ekmekler pişir, kokuları birbirine karışsın, mutluluk ve huzur enjekte etsin o evin her köşesine... Sağlıkla ve huzurla oturun...
      Sevgilerimle...

      Sil
    2. :))) sabah sabah güldürdün beni Zeugmacığım..aynen tüm düşencelerine katılıyorum özellikle yorum kısmına ;))) bilmukabele diyorum ;) güzel dileklerin için çok teşekkür ederim..Şimdiden iyi haftasonları diliyorum. Sevgilerimle..

      Sil
    3. Güler misin ağlar mısın sahi :))
      Her gün yazı girip, tüm takipçileri her gün yorum yazsın isteyen var!
      Hatta huzurevinde çalışıp ''her gün'' mesai saatinde yazı giren, blog blog gezen de var. Pes yahu, kendinize gelin! Bir gün biri şikayet eder diye de akıllarına gelmiyor. İyice suyu çıktı bu işin.
      Dolayısıyla yorum olayında yeni kararlar alma zamanı Esinciğim;)

      Geçen hafta epeyce karar aldım. Bir de sorunlu tabletiyle yardım isteyen bir kadın vardı ki yok böyle bir şey! Sayesinde dünyadan nefret ettim o ara. Detayları duysan inanamazsın! Neyse ki yaşına verdim. Ama yine de şeytan yazı yap diye dürtüyor durmadan!!!

      Çok teşekkür ederim sevgili Esinciğim. Sana da iyi hafta sonları olsun.
      Kolaylıklar, sevgiler...



      Sil
  13. Yıldönümünüz kutlu olsun ...
    Ama ne olur ara vermeyin ...
    Bu gidişatta lazım esas bizlere moral enerji ...
    Ben deli dolu çiçeğe böceğe sarılıyorum ve umut etmeye devam ediyorum

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederim...
      15 günlük bir ara verdim. Bundan sonra kaç gün olur bilemiyorum.
      Alışmak diye de bir şey var. Rutini bozduğun zaman yeni düzene alışıyorsun bu kez. Yani yazma işini unutuyorsun.
      Blog yazmanın her şeyden önce psikologların önerdiği bir terapi olduğunu savundum hep. AN'ları ANI olarak buraya bırakırken bir yandan da paylaşmanın güzelliğini yaşıyor insan. Moral ve enerji de... Aynı zamanda sesini duyurabileceğin bir alan. Siz yeni başladınız, sık sık yazın lütfen. Çiçeğe böceğe sarılmaya hep birlikte devam. Özlediğimiz günler yakındadır umarım...

      Sil