Dün biraz hava almak için öğle saatlerine kadar gölge alan ön balkona çıkmıştım. Kısa bir süre sonra tam karşımdaki elektrik teline iki minik kuş konup şahane bir ikili oluşturdu. Fotoğraflarını çeksem ne güzel olur deyip oturduğum yerden yavaş yavaş, sessizce kalktım. Serçe ya da karga gibi başka türden kuş olsalardı kesinlikle ürküp kaçmışlardı. Ama bunlar hareketlerimi gördükleri halde hiç oralı olmayıp bir güzel izlediler beni:)
Şaşırdım...
İçeriden fotoğraf makinasını getirip onları oturduğum yerden yakın plan fotoğraflamaya başladım. Kanatları ve kuyrukları hareket ederlerken netleşince anladım ki bunlar kırlangıç! Ama o kadar küçüktüler ki. Bildiğiniz serçe kadardılar.
İncecik gövdeleri, upuzun kanatlarıyla gökyüzünde süzülüşleri dışında kırlangıçları yakından görme fırsatım hiç olmamıştı. Tıpkı bundan 3-4 yıl önce yağan yoğun kar zamanında olduğu gibi içimdeki ornitolog anında devreye girdi. O zaman da karlı dalların arasında harika bir kızılgerdan görmüş, kuşlara olan ilgim uzun süre devam etmişti. Kırlangıç görmek sıradanmış gibi gelebilir. Fotoğraflara, daha önce hiç duymadığım, görmediğim şeyleri adeta bir belgeselmiş gibi yaşatan şu kırlangıç ailesine bir bakar mısınız? Ben kuşların tellerde uyuduğunu hiç görmemiştim mesela. Bakalım siz de benim kadar şaşıracak mısınız?
Üç kişilik kırlangıç ailesinden, hangisi olduğunu sonradan anladığım anne karakteri efendim. Duruşa bakar mısınız?
Evet, anne kırlangıç. Bezgin Bekir misali kanadının tekini salmış. Diğer kanat ve ayağının biri yok ortada. Tek ayağıyla tutunuyor oraya. Yok böyle bir duruş...
Sonra toparlanıyor. Yanındaki kırlangıç da kendi boyunda aslında. Ama onun kuyruk uçları çok kısa. Ve gagası açık kahve rengi. Bebek kırlangıç olduğu oradan anlaşılıyor. Kondukları telde milim yer değiştirmeden mutsuz bir şekilde bekliyorlar. Çok ilginç.
Hava sıcaklığı normalin üzerinde o an. Acaba sıcaklık mı rahatsız ediyor onları? Anne ve yavrusu uyuklamaya başlıyorlar. Evet evet, gözleri kapalı vaziyette her ikisi de uyuyor gerçekten.
Yavru kırlangıça geçiş yapalım. Kuyruk uçlarına bakın. Oldukça kısa. Onun da uyku halleri var üzerinde.
Yavrunun gözleri kapalı bir şekilde kafası sol yana düşüyor. Endişeleniyorum o an. Acaba vuruldu falan mı diye?
Hayır, vurulma falan yok. Bir güzel uyuyorlar anne ve yavrusu. Şunun masumiyetine bakar mısınız? Tıpkı gerçek bir bebek gibi uyuyor. Peki, nasıl oluyor da uyurken düşmüyorlar?
Cevabını çekim sonrası evrimagacı.org'da buluyorum: Tüneyen ötücü kuşların bacaklarında, bir tüneğe konduklarında istemsizce orayı kavrayarak kapanan “bükücü tendonlar (flexor tendons)” gelişmiş. Bacağını düz hale getirmeden tendonlar gevşemiyor, bu yüzden de kuş bulunduğu yerden fiziksel olarak ayrılamıyormuş. Kapanma o kadar sıkıymış ki bazı kuşlar düşme pozisyonuna girse bile düşmüyor, baş aşağı uyur pozisyonda kalıyorlarmış. Gözümle görmesem inanmazdım. Bir yaşıma daha gireyim bence:)))
Maksimum 5 dakika sonra uyanıyor her ikisi de. Kıpır kıpır, yerlerinde duramıyorlar. Ve bakın, yönlerini değiştirip tam karşı tarafa dönüyorlar. Sanki bir sinyal algıladılar.
Şu fotoğrafı gösterdiğiniz biri kırlangıç olduğuna inanır mı sizce? Ama öyle. Gökyüzünde incecik ve uzun siluetleriyle süzülen kırlangıçlar. Şu an serçeden bile küçük haldeler, inanabiliyor musunuz? Bunlar anne ve yavru kırlangıç. An itibarıyla heyecan içindeler. Cin gibi oldular, etrafı kolaçan ediyorlar. Neden acaba??!
Gözlerime inanamıyorum. Avlanmaya çıkmış olan babaymış gelen. Kuyruk uçları bir hayli uzun onun. Meğer anne ve yavrusu, baba kırlangıcı bekliyormuş dört gözle. Yavrusunu doyurmak için taptaze bir helikopter böceği getirmiş ona.
Babası elleriyle (pardon, gagasıyla) bizzat kendisi besledi yavrusunu. Yan taraflarında bekleyen anne pek mutluydu. Hiçbirinde uyku hali kalmamıştı. Bu unutulmaz saniyeleri çekerken videoya geçiş yapıp kaydetmeyi denedim ve başardım. Anı olarak onu da buraya bırakayım. Annenin sevincine, yavrunun babasının ardından bakakalışına dikkat:)
Sağlıcakla...
Şaşırdım...
İçeriden fotoğraf makinasını getirip onları oturduğum yerden yakın plan fotoğraflamaya başladım. Kanatları ve kuyrukları hareket ederlerken netleşince anladım ki bunlar kırlangıç! Ama o kadar küçüktüler ki. Bildiğiniz serçe kadardılar.
İncecik gövdeleri, upuzun kanatlarıyla gökyüzünde süzülüşleri dışında kırlangıçları yakından görme fırsatım hiç olmamıştı. Tıpkı bundan 3-4 yıl önce yağan yoğun kar zamanında olduğu gibi içimdeki ornitolog anında devreye girdi. O zaman da karlı dalların arasında harika bir kızılgerdan görmüş, kuşlara olan ilgim uzun süre devam etmişti. Kırlangıç görmek sıradanmış gibi gelebilir. Fotoğraflara, daha önce hiç duymadığım, görmediğim şeyleri adeta bir belgeselmiş gibi yaşatan şu kırlangıç ailesine bir bakar mısınız? Ben kuşların tellerde uyuduğunu hiç görmemiştim mesela. Bakalım siz de benim kadar şaşıracak mısınız?
Cevabını çekim sonrası evrimagacı.org'da buluyorum: Tüneyen ötücü kuşların bacaklarında, bir tüneğe konduklarında istemsizce orayı kavrayarak kapanan “bükücü tendonlar (flexor tendons)” gelişmiş. Bacağını düz hale getirmeden tendonlar gevşemiyor, bu yüzden de kuş bulunduğu yerden fiziksel olarak ayrılamıyormuş. Kapanma o kadar sıkıymış ki bazı kuşlar düşme pozisyonuna girse bile düşmüyor, baş aşağı uyur pozisyonda kalıyorlarmış. Gözümle görmesem inanmazdım. Bir yaşıma daha gireyim bence:)))
Ne güzel bir an.
YanıtlaSilInsan böylesi anlara denk gelince kendini acayip şanslı hissediyor. Değil mi.. :)
Geçenlerde de ben, birkaç saksağanın ağaçtaki kedi ile oyununa denk gelmiştim.
Öyle güzel öyle heyecanlı öylesi komikti. :))
Evet, gerçekten şanslı bir günümdü. Sanki olacakları biliyormuş gibi görüntülemeye başlamam şaşırtıcı. Ağaçtaki kedi ve saksağan da güzelmiş:) Birkaç ay önce görme engelli, yaşlı bir kedinin genç bir kedinin karşısında epeyce bir nasihat vermesine şahit olmuştum ben de. Hatta kaydettim:)
SilNe güzel yakalamışsın. Ben de geçen sene sanırım tatilde görmüştüm tele dizilmiş hallerini. Demek isteseler de açılmıyormuş pençeleri. Doğa her bakışta insanı büyülüyor.
YanıtlaSilSenin gördüklerin de öyle miydi bilmiyorum. Kanatları olmasa minnacıklar yahu. Kırk şekle giriyorlar. Önce ona şaşırdım. Evet, ayaklar bükülmüş vaziyetteyse pençeler kilitleniyormuş. Ne zaman ki uyanıp bacağını düz hale getirirse o zaman açılıyor. Doğanın koruma özelliğine bakar mısın?
SilÇok iyi bir gözlem, çok iyi yakalamışsın Zeugmacığım. Kırlangıçların fotoğraflarına tek tek baktım, kesinlikle analizlerin son derece yerinde. Annenin 'bezgin bekir'duruşu, ana evlat uyuklama anları, babanın yavrusunu ağzıyla besleyişi, annenin finaldeki mutlu bakışı... Oldukça etkileyici bir çekim olmuş. Bakan ve iyi gören gözlerine, gördüğünü doğru yorumlayan bilgine, araştırmalarına, emeklerine sağlık canım. Güzel duygularla ayrılırken sayfandan, keyifli bir pazar ve şimdiden iyi haftalar diliyorum sana. Sağlıkla, esenlikle ve hep sevgiyle, dostlukla kal... ✩❤✩
YanıtlaSilHarcadığın vakte, tek tek bakan gözlerine sağlık. Çok teşekkür ederim Esinciğim. Evde kapalı kalmaktan ve sıcaktan bezmiş bir haldeyken bulduğum fırsat değerlenmiş oldu, sorma. Anne kırlangıç da sanki ben:))) Ceketini omzuna atmış, bezgin bezgin bakıyor. Uykusu da var:) Ben de senin gibi değerli dostlarımın yorumlarını okurken güzel duygularla doluyor, çok mutlu oluyorum. Mutlu ve huzurlu bir hafta diliyorum ben de sana. Hep sevgiyle, sağlıkla, keyifle, dostlukla Esinciğim...
SilDüşme pozisyonuna girse bile düşmüyor olması çok ilginç. Doğa muhteşem bir şekil de yaratılmış işte :)
YanıtlaSilEvet ya, ayrıca mimar-mühendislikte de pek ustalarmış. Şahane yuvalar yapıyorlar ama bazen serçeler içine girip sahipleniyormuş o yuvaları. Buna çok sinirlenip girişi de sıvıyorlarmış o zaman. Serçe(ler) içerde kalıyormuş. Ay ne güldüm:))
Silher canlıda anne baba kavramı böyle işte :) çok güzel
YanıtlaSilDeğil mi ama? Yavrusunu koruyup kollayan, besleyip büyüten her daim anne-baba oluyor.
SilGerçekten de belgesel olmuş :)
YanıtlaSilDoğanın içinde kim bilir daha neler oluyor:)
SilKış bitimi baharla birlikte gelip,yaz bitimi baharla birlikte uzu yolculuklara çıkan güzel çocuklar; kutluyorum onları ve onları buraya taşıyan Zeugma'yı; tekrar tekrar teşekkürler...
YanıtlaSilGüzel çocuklar gerçekten. İnsana yakın bir tür oldukları yazıyordu. Görüldüğü gibi gerçekten de öyleydiler, hiç ürkmediler. İnsansı tavırlar sergilemeleri de cabası. Kırlangıç deyince "göç" kelimesi gelirdi aklıma, nedensiz. Şimdi artık bu aile gelecek:) Onları birlikte kutluyoruz Güven Bey. Çok çok teşekkürler...
SilNe tatlılar, düşürmeyen kiliteri varmış iyiki yoksa hali ne olurdu uykucuların boyun büküşü ne şeker, canlı belgesel olmuş :)
YanıtlaSilAşırı şekerdi hem de:) Demek ki yavru olduğu için boynunu uykudayken dik tutamıyor galiba. Canlı belgesel sundular gözümün önünde, aynen. Yavruyu babası beslerken anne kırlangıç halay çekiyor sanki:))
SilKırgıçlar ne de güzel bir an yakalamışsınız muazzam 😊
YanıtlaSilÇok teşeklürler, sevgiler 🙏🙋♀️
Silya fotoğraflara da yazılara da bayıldım ne güzel biyoloji dersi gibi oldu ama göreselli
YanıtlaSilGörseller olmasa pek bir şeye benzemeyecekti anlattıklarım. Teşekkürler Sevkoz.💐
SilTam bir belgesel olmuş uykucu kırlangıçlar ne de güzel poz vermişler öyle:)
YanıtlaSilBaba kırlangıca da bravo avını iyi yakalamış :)
Teşekkürler. Oysa bir-iki fotoğraf çekmekti amacım:)
SilHelikopter böceğine üzüldüm aslında. Doğanın dengesi bu maalesef...
Tam belgesel olmuş:) Kırlangıçları uyurken görmemiştim.
YanıtlaSilBen de ilk kez görüyorum kuşların teldeyken uyuduklarını:)
SilZumlayınca anladım ve aşırı şaşırdım...