Geçen haftalarda çarşıda kuyumcunun önünden geçerken gördüğüm bu kadın da Kaz Dağı yörüklerinden. Yöresel kıyafetleriyle şehre inip, nane, papatya gibi kurutulmuş bitkiler ve ahşap el işleri satışı yapan kadınlardan. O gün kocasıyla birlikte kuyumcuda oluşu aklıma birkaç kötü ihtimal getirdiğinden üzülmüştüm. Belki de parasız kalmışlar ve zor günler için biriktirdikleri bir-iki küçük altını bozdurmaya gelmişlerdi. Çünkü ben onların, hiç değişmeyen rengârenk kıyafetleriyle şehrin cadde ve sokaklarında her an karşıma çıkmaları olasılığına aşinaydım.
Bu kadınlar genellikle kafeterya önlerinde, üç nesil bir arada gezerek satış yaparlardı. Büyükanne, genç anne ve sırtına bağladığı 0-3 yaş aralığındaki bebek ya da 4-5 yaşlarında bir kız çocuğuyla beraber. Küçük kız da aynı tarz rengârenk giysiler içinde olurdu. Pandemiyle birlikte pek çok şey gibi onların da yok oluşu, muhtemelen geçim sıkıntısına düşmeleri ne acı.
Çocuklarını doğduğu günden 3 yaşına kadar sırtına bağlayarak taşımak bu kadınların geleneği. Çarşı-pazar, köy ve hatta tarlada da. Dışarıdan sıkıntı gibi görünse de hem kendileri hem çocuk için büyük bir kolaylık olduğunu söylüyorlardı hep. Bebeklerin hiç ağlamadan, çok daha rahat uyuduklarını...''Göçebe Yörük'' olduklarını ifade eden bu insanların asıl geçim kaynakları erkekler için besicilik ve çiftçilik aslında. Renkli kıyafetleriyle uzaklardan bile dikkat çeken kadınlar da tarla işlerinde gündelikle para kazanmaya çalışıyor. Bu giysiler belirli günlere has değil biliyor musunuz? Nereye giderlerse gitsinler; köyden çıkıp başka köylere ve şehirlere giderlerken bile yöresel kıyafetleriyle yola çıkıyorlar. Çocukların okula giderken forma giymeleri dışında kalan zamanlarda yalnızca çok renkli bu Yörük kıyafetlerini giyiyorlar. O derece geleneklerine bağlılar.
![]() |
2017 yılından bir foto (anneanne-torun) |
Çember üzerine kırmızı - beyazlı, allı pullu bir çetki bağlanmışsa evli oldukları anlaşılıyor. Yeni gelinlerin taktığı çemberin üzerinde beyaz renkli bir çetki varsa 10-15 yıllık evli bir kadın olduğu anlaşılıyor. Yaşlı ya da dul kadınların başında ise çok sade bir çember ve çetki bulunuyor.
İzlediğim bir sabah programıyla birlikte konu nereden nereye geldi. Tabii ki pandemiye. Bir an önce bitmesi ve eski normallerimize, yaşamın tüm renklerine yeniden dönebilme dileklerimize...
Kalın sağlıcakla
Geleneklerini kaybetmemek için direniyorlar resmen, ne güzel.
YanıtlaSilTemel fikir bu, çok haklısınız. Hayranlık uyandırıyorlar.
SilHala geleneklerini devam ettirmeleri ne güzel.
YanıtlaSilPek rastlanan bir şey değil; ama çok güzel.
SilO dağların bayırların ovaların, o rengarenk hali gibi kıyafetleri. Tam doğaya uyum.
YanıtlaSilBizim buralarda da Yörükler diye bilinen bir yer var. Sanırım eskiden çoğunluğu yörük idi sakinlerin.
Sahi, belki de o dağlara tutkun oldukları için böyle rengârenktirler. Tebrikler:)
SilAklıma şu geldi: ”Nene dedim”. Dedem sana hiç çiçek aldı mı ? Durdu ve şöyle dedi: “Bana aldığı fistanların hepsi çiçekliydi.”
Yörük halkı her yerde zaten. Bazılarının kökenleri Oğuz boyuna dayanıyor ve çekik gözlüdürler genellikle:)
Rengarenk kıyafetleri çok hoşuam gidiyor, işlemeler, danteller, geçen bir yörük mendili almıştım Kazdağları tarafından internet üzerinden, harika bir işleme mesela birde nazarlıkları var muhteşem bir kültür, şanslısınız el ürünleri yakınınızdaymış, en güzeli de giyim ve yaşama biçimlerine sadık kalıp kaybetmemeleri :)
YanıtlaSil''Pazenlere Üfleyen Kadınlar''dan biri olarak bu renk armonisinden hoşlanmanız çok normal. Assos'taki sergilerde elişleri oluyordu ama bu tarz giyinmiş bir kadın hiç yoktu oralarda. Demek ki yörük işi değil. Bu kadınlar sadece kurutulmuş kekik, kantaron, nane falan satıyorlar. Bir de tahtadan yapılmış maşa, çatal, spatula. Hiç elişi görmedim. Ama ben merak ettim bir yerde satılıyordur onlar. Giyim ve yaşam biçimlerinden hiç taviz vermiyorlar. Sosyo ekonomik düzeyleri de düşük aslında:(
SilNe güzel anlatmışsın. Benim babamın babası Yörük, annesi Çerkez ancak dedem nüfüs müdürü olup köylerinden ayrıldıkları için giyim ve yaşam tarzlarını pek koruyamamışlar. Küçükken sık sık köye giderdik ve anlattıklarını orda görür, ben de rengarenk kıyafetlere, yazmalara bayılırdım. Köyde kalırken kuzenlerimin kıyafetlerini giyer, bir süreliğine de olsa tam bir Yörük kızı olurdum :) Köydeki büyüklerimiz vefat ettikten sonra yıllardır gitmedik köye. Geleneklerine, kıyafetlerine eskisi gibi sahip çıkıyorlardır umarım.
YanıtlaSilTeşekkür ederim. Ben de senin anlattıklarını sevdim. Çok şanslıymışsın, çünkü hem Yörük hem Çerkez gelenekleri arasında çok renkli bir çocukluk geçirmişsin. Çerkezlerin gelenekleri de çok ünlü ama tam bilmiyorum. Düğünleri özellikle. Belki birgün köye gidersen o kıyafetlerden, yazmalardan hatıra olarak alabilirsin. Festivallerde genellikle Yörük çadırları kuruluyor. Ben de o zaman görüyordum. Yörüklerin giysileri yörelere göre değişiyor galiba. Ama Kaz Dağı Yörükleri ''kadınları'' kadar sahip çıkan yoktur, mümkün değil:)
SilYörüklerin en yoğun bulundukları yerler Toroslar. Antalya, Mersin, Silifke. Aslında çok görmüşsündür de anlamamışsındır. Çünkü onlar yöresel kıyafetlerini unutup gitmişler:) Sanırım sadece folklor oynarken giyiyorlar:)
YanıtlaSilBizimkiler bazen 5'er 6'şar kişilik gruplarla alışverişe geliyorlardı. İnsan seyretmeye doyamıyor Ausecim. Bitecek inşallah pandemi, az kaldı. Çok teşekkürler, sevgiler.💕
Çok ilginç bir inceleme. Sık sık yerleşim yerlerini değiştiren ve kendine özgü giyim tarzları yaratan Türklerin tarihini öğrendik.
YanıtlaSilEndonezya'dan selamlar.
Yorumunuzdaki Türkçe mükemmel.
SilÇok teşekkürler değerli Himawan. Türkiye'den Selamlar 🙏