''Kapı çalmak'' burada mecazi anlamda tabii. Söz konusu kişinin geçmişte yaptıkları demektir. Biraz daha açarsak; eğer iyi kalpli ve yardımsever biriysen, hayatının dönüm noktalarında özellikle, iyi kalpli insanlarla karşılaşıp yardım görecek; yok eğer hayatını insanlara kötülük yaparak geçirmişsen, er ya da geç bedelini mutlaka ödeyeceksindir.
''Men Dakka Dukka'' için dilimizdeki ''Ne ekersen onu biçersin'' atasözü ya da ''Etme bulma dünyası'' ile eş anlamlı diyebiliriz. Bu deyişler ile kim olursa olsun eninde sonunda herkesin yaptıklarının karşılığını bulacağı, kimsenin kimseye yaptığının yanına kâr kalmayacağı ifade edilmekte, en kısa haliyle ''Eden bulur'' denmektedir. Başka bir deyişle de ''ilahi adalet'' tecelli etmektedir...
Buyrun :
Halife Harun Reşit’in çok sevdiği bir bahçesi, içinde de çok kıymet verdiği bir gül fidanı varmış. Birgün bahçıvanına demiş ki: ''Bu fidana öyle iyi bak, öyle iyi bak ki, tomurcuklanıp güzel bir gül olarak açtığında da derhal bana haber ver!''
Bahçıvan, Harun Reşit'in istediğinden çok daha fazlasını yapmış. Fidana bakmaya bile çekinir, gece olduğunda başına gidip sürekli kontrol edermiş. Hatta geceleri rüyasına girer olmuş fidan. O derece sevmiş ve de gözünden bile sakınmış.
Derken, tomurcuklanmaya başlamış fidan. Tomurcuklardan biri o kadar güzelmiş ki, diğer tomurcuklara fark atıp açmış ve kelimelerle tarif edilemeyecek kadar muhteşem bir gül olmuş.
Gülü gören bahçıvan heyecandan duramaz, içi içine sığmaz olmuş. Hemen gidip halifeye haber vermeye hazırlanmış.
Tam o sırada bir kuş gülün üzerine konup yapraklarını gagalamaya başlamaz mı? Bahçıvan kuşu kaçırmak için bağırarak koştursa da boşuna! O güzeller güzeli gül mahvolmuş bir kere. Onca emek ve özen gitti mi boşa şimdi? Bahçıvan halifeye nasıl haber verecek, gerçeği nasıl anlatıp inandıracak?
''Olsun'' demiş. ''Yalan değil ki söyleyeceklerim. Gülün başına ne geldiyse aynen anlatırım.''
Ve halifenin huzuruna çıkıp olan biteni gözyaşları içinde anlatmış.
Bahçıvanı büyük bir olgunlukla dinleyen Harun Reşit'in ağzından sadece şu cümle çıkmış:
''Men dakka dukka!''
Huzurdan ayrılan bahçıvan aradan bir zaman geçtikten sonra birgün bir de bakmış ki gülü mahveden kuş bir yılanın ağzında can veriyor. ''Çok büyüksün Allahım!'' deyip hemen halifenin huzuruna çıkmış ve gördüklerini anlatmış. Halifede yine aynı cümleyi sarfetmiş:
''Men dakka dukka!''
Aradan belli bir zaman daha geçmiş. Birgün bahçıvan bahçedeyken fark etmiş ki kuşu ağzına alan o yılan ayağına dolanmış! Sokup öldürmesin diye elindeki kürekle yılanın kafasını koparıvermiş korku içinde ve olan biteni hemen anlatmak üzere halifenin huzuruna çıkmış. Ve yine aynı cevabı almış:
''Men dakka dukka!''
Bahçıvanın gözleri yuvalarından fırlayıp ''Eyvah!'' demiş. ''Demek ki edip de bulma sırası şimdi bende!''
Halifenin dediği yine gerçeğe dönüşmüş.
Aradan yine belli bir süre geçtikten sonra bahçıvan durduk yerde ve istemsizce kendisinden hiç beklenmeyecek fena bir iş yapmış. Halife tabii ki cezasını vermiş hemen. Ancak bahçıvan cezasını çekmeye başlar başlamaz bir an bile durmadan bağırmaya, kendini yerden yere atmaya başlamaz mı? Kimseler zaptedememiş kendisini. Tek bir şey istiyormuş: Halife Harun Reşit ile derhal görüşmek! Ne dediler ne yaptılarsa da ikna olmamış. Mecburen isteğini yerine getirip çıkarmışlar huzura...
Halife:''Ne o? Hak etmediğin bir ceza aldığını mı söylemeye geldin?'' demiş.
''Asla!'' demiş bahçıvan. ''Sıkıntım asla o değil. Bana reva gördüğünüz cezadan sonra ettiğini bulma sırası sizde. Onu hatırlatmaya geldim:
Men dakka dukka!''
* * *
Benzer görüşler ve deyişler aşağı yukarı her dilde, her toplumda, budizm ve hinduizm dahil her türlü inanç sisteminde var, biliyorsunuz değil mi? Evrim teorisi, kuantum fiziği, big bang, astronomi gibi bilimsel gelişimlere açık olunduğu ve bu bağlamdaki tüm bilimsel gerçekler kabul edildiği için adı KARMA YASASI ya da KARMA FELSEFESİ diye geçiyor.
Ancak, karma yasasında kutsallaştırılıp öne alınan olgu Tanrı'dan ziyade doğa.
''Even change meetings are the result of karma. Things in life are fated by our previous lives'' - Haruki Murakami
Önceki yaşamlarımız ve önceki eylemlerimiz gelecekte başımıza ne geleceğini belirler. Bir gün birine nasıl davranırsak, ertesi gün bize geri döner. İnsanlara her zaman size nasıl davranılmasını istiyorsanız öyle davranın. Çünkü karmaya göre size öyle davranılacak.
“Violence does, in truth, recoil upon the violent, and the schemer falls into the pit which he digs for another” – Arthur Conan Doyle
İngiliz yazar Arthur Conan Doyle, karmada şiddetin geri geldiğine inanıyor:
"Şiddet, gerçekte geri döner ve entrikacı bir başkası için kazdığı çukura düşer." Yaptığınız eylemler, aldığınız eylemlere yol açar. Şiddet uygulayan biriyseniz, maruz bıraktığınız şiddetin aynısı size de geri dönecektir. Bu, karma kavramının basit versiyonudur.
Bayildik ya..
YanıtlaSilUmarim oyledir gercrkten birilerine zarar verenler mutlaka karsiligini gorsun
Karşılığını görüyor ya da bir şekilde görecek. Bundan emin ol Sevkoz.
SilAslında bildiğim ama pek kullanmadığım bir deyim:-) Halife ve bahçıvanın hikayesi inanılmaz güzeldi:-) İbretlik... İlahi adalete inanlardan ve buna göre yaşamaya çalışan insanlardanım:-) Teşekkürler bu güzel paylaşım için, mutlu haftalar:-)
YanıtlaSilBu deyim bilinir ama kullanılmaz. Telaffuzu biraz komik gibi, belki de ondandır:) Ben bizzat kullanana hiç rastlamadım en azından. TV ya da gazetelerden aşinalığımız var sadece. Hikâyeyi ben de yeni öğrendim. Akılda kalıcı ve güzel gerçekten:) İbret alınası. Benim de ilahi adalete inancım tam. Karmaya inananlar da bizden farklı değil lakin. EDEN BULUR :)) Keyifli haftalar dileğiyle, ben teşekkür ederim:)
SilAnlatım müthiş; sabahın hoş bir saatinde okumak, arada tebessüm etmek şahane... Lakin anlatımın altı bir kez daha çizilesi: Büyüklere masallar tadındaydı ki yorumumun şuralarına gelmişken bir okuma hazzı ile ve heybeyi doldurmanın keyfiyle tatlı tatlı gülümsüyor olmak pek âlâ:) Keyifli bir gün başlangıcı... daha ne olsun ister ki insan:)
YanıtlaSilSevgili buraneros, ne kadar zarifsiniz yine. Çok ama çok teşekkür ederim bu güzel sözleriniz için. ''Sabahın hoş bir saatinde'' deyince gözümün önüne son yazınızdaki gündoğumu fotoğrafınız geldi:) Sabanın ilk dakikalarına eşlik eden o rengârenk ve de masalsı ortam okuduklarınıza yansımış olabilir belki. Yazdıklarınızı okurken inanın ben de tebessüm halindeydim:) Heybenize naçizane bir katkı, özellikle de keyifli bir güne başlangıç vesilesi sunabildiysem benden mutlusu yok. Tekrar teşekkürler, selamlar...😊🙌🙏
SilHerkes ettiğini bulsun...
YanıtlaSilBulsun elbette. Buna ''iyilik'' de dahil tabii...
SilYerinde ve zamanında bir yazı olmuş. Üstelik anlatım da çok şirin. Ellerinize sağlık selamlar
YanıtlaSilMerhaba Alper Hocam,
SilDeğerli zamanınızı ayırıp okuduğunuz ve beğeniniz için çok teşekkür ederim. Çok naziksiniz. Yerinde ve zamanında olması konusunda haklısınız. Selam ve saygılarımla...
Çok güzeldi:))
YanıtlaSilAdalet güzel şey Özlem. Teşekkürler:)
Silİlk fotoğraf çok güzeldi. Men dakka dukka hikâyesinde adı geçen gülü temsilen konulmuş olabileceğiniyse şimdi fark ediyorum :) Hikâye de güzel, ibretlikti. Her defasında ilk defa okurmuş gibi okunabiliyor böyle hikâyeler, bu hikâyeyi de ilk defa okuyormuş gibi hissederek okudum. Uzun zaman önce okumuşum sanırım çünkü yarısından sonra geldi ''sen bunu okumuştun ya'' düşüncesi :) Hem hikâyeye hem de hikâyeden çıkan derse yaptığınız güzel hatırlatma için teşekkür ederim...
YanıtlaSilEvet, o fotoğraftaki katmerli pembe gül, gördüğüm en güzel güllerden biridir. Hikâyenin en başındaki gülü temsilen koydum. Kim derdi ki o gülden kaynaklı bir ''Eden bulur'' zinciri süregelsin. Gerçek hayatta da benzerleri yaşanıyor kim bilir. Bence de güzel bir hikâye. Dünya ülkelerinin her birinde dilden dile süregelen, yüzyıllardan beri anlatılan, ders ya da öğüt verici anonim hikâyelerden biri bu da. Arap kökenli:) Sonuçta insana mahsus. Zaafları, günah ve sevaplarıyla insan her yerde insan çünkü. Ders alma/verme içerikli bu hikâyelerin ise işe yaradığı kesin:) Ben teşekkür ederim güzel yorumunuz için. 😊💐💐🙏
Sil"Eden bulur." Bu söze çok inanan bir insanımdır. Evet, kesinlikle eden buluyor.
YanıtlaSilDaha önce hiç duymamıştım ama bu deyimi. Siyasetçilerimiz tarafından sıkça kullanılması kısmı ise doğrudur. :))
Güzel bir deyimmiş. Eminim ki ilk fırsatta kullanmaya çalışacağım. Umarım başarılı olurum. :)) Emeğine sağlık Zeugma'cığım. 🌸🙏🏻😊
Ve dikkat edersen aynı detayları yaşayarak buluyor:)) Şaka değil. Bununla ilgili sayısız örnek verebilirim.
SilDeyimi daha önce duymaman çok doğal, çünkü yaşın çok genç sevgili Yağmur. 15 yaş nedir ki? Fakat söylemesen asla bilemezdik. Kalemin gayet oturmuş ve güzel yazıyorsun:) Deyimi kullanabilirsin tabii de, biraz kulağı tırmalıyor sanki. Anlamını bilelim yeter bence.
Çok teşekkürler, senin de emeğine sağlık sevgili Yağmur. Sevgiler...😊💐❤
Bir önceki yazılarınızı ziyaret etmesem yorumuma karşılık verdiğiniz bu kıymetli yorumunuzu göremeyecektim. Çok teşekkür ederim. Böyle düşünmeniz o kadar mutlu etti ki... Benden de çokça sevgiler. 🧡🙏🏻🌸
SilTüm samimiyetimle söylüyorum; sadece ben değil blogunu ve yorumlarını okuyan herkes öyle düşünür. Yazma tutkunu, gencecik ve başarılı bir blogger arkadaş. Yarışmalara katılmayı çok sevmen bizler için de heyecan oluyor ve eminim ki zaman içinde pek çok dereceye imza atacaksın. Bunu da böylece burada kayıt altına almış olalım:) Tabii ki benden de çokça sevgiler...🌼🌼
Sil