04/03/2022

Çanakkale'den Asırlara Meydan Okuyan Kaleler

İstanbul Boğazı’na Rumeli Hisarı’nı yaptırıp Karadeniz-Marmara Denizi trafiğini kontrol altına alan Fatih Sultan Mehmet, İstanbul’un fethi sırasında Bizanslıların Çanakkale Boğazı vasıtasıyla Avrupa'dan yardım almaya çalıştığını fark eder. 
Bunun üzerine gerek Çanakkale Boğazı’nı savunmak, gerekse İstanbul’un savunmasını Boğaz’dan başlatmak amacıyla Çanakkale Boğazı’na karşılıklı iki adet kale yapılmasını emreder: 

Anadolu yakasına Kal'a-i Sultaniyye, Avrupa yakasına ise Kilitbahir Kalesi inşa edilir, Boğaz’a giriş-çıkış yapan tüm gemiler bu noktaya geldiklerinde kontrol edilirler.

Dolayısıyla, bir önceki yazıda konu ettiğim Çanakkale Deniz Müzesi bünyesinde bulunan ve günümüzdeki adı Çimenlik Kalesi olan Kal’a- i Sultaniyye, Fatih Sultan Mehmet tarafından 1462-1463 yıllarında yaptırılan, top atışlarının etkili ve isabetli olması adına boğazın en dar yerinde karşı karşıya konumlandırılan iki kaleden biri. 

 Çanakkale Boğazı'nın savunmasına özel önem veren padişahlarımızdan biri de Boğaz Muhafızlığı'nı kuran ve 1390 yılında Gelibolu’daki kaleyi onarıma aldıran Yıldırım Beyazıd, yani Fatih Sultan Mehmet'in babası.


Kilitbahir Kalesi -> Kilid-ül Bahir -> Denizin Kilidi

Çimenlik Kalesi'nin tam karşısı, Boğaz’ın Avrupa yakası


Kilitbahir Kalesi'nden karşıya, Çanakkale merkezdeki Çimenlik Kalesi'ne bakış
Karşılıklı bakışan her iki kaleÇanakkale Boğazı’nın koruyucu muhafızları olarak biliniyor. 

Coğrafi konumu bakımından stratejik bir noktada bulunan Çanakkale Boğazı’nın kıyıları tarih boyunca Asya ve Avrupalı ulusların mücadelelerinin kesiştiği bölge olmuş. Tarih boyunca Venedik, İran, Roma ve Bizans egemenliğine giren Boğaz, 1356 yılından itibaren bir daha değişmemek üzere Anadolu’nun bir parçası olarak Türk egemenliğine girmiştir. 

PEKİ ŞİMDİ GÜNDEME, RUSYA İLE UKRAYNA'NIN OLANCA SICAKLIĞIYLA İÇİNDE OLDUĞU İNANILMASI GÜÇ SAVAŞA GELELİM. MONTRÖ SÖZLEŞMESİ OLMASAYDI NELER YAŞANACAKTI, HİÇ DÜŞÜNDÜNÜZ MÜ?

 Muhtemelen 3. Dünya Savaşı'nın başlangıcı gerçekleşecekti. Karadeniz asla ve asla bugünkü sakinliğini yaşayamayacak, bazı ülkelerin donanma trafiği ile haşır neşir olacak, bizler ise ateşin ortasında kalacaktık. Dolayısıyla Montrö Antlaşması bizi hâlâ koruyor. 

1936'da uluslararası hukuk gereğince düzenlenen bu tarihi antlaşmaya imza atanlara, boğazlarımızı her şekilde güvence altına alan tüm değerlilerimize sevgi, saygı ve minnetle...❤️ 


*   *   *

Bir sonraki yayında Çanakkale Deniz Müzesi'ndeki ACAR ve NUSRET MAYIN Müze Gemilerine yer verilecektir.

Görüşmek üzere...