02/03/2022

Çanakkale Zaferi'ne Doğru | Çimenlik Kalesi

Dün hava tıpkı bugünkü gibi günlük güneşlikti. O yüzden son birkaç gündür aklıma koyduğum bir planı öğleden sonrası için gerçeğe dökmek istedim ve Çanakkale Deniz Zaferi'nin yıl dönümüne sayılı günler kala Çanakkale Deniz Müzesi'ni ziyaret etmeye karar verdim. Fakat güneşe rağmen soğuktan dondum desem yeridir.

Ara ara gidip seyir terasından boğazdan geçen gemileri izlediğimiz, insanın gözünü gönlünü açan harika bir yerdir burası. Pazartesi hariç haftanın her günü 17.00'ye kadar açıktır. O saat yaklaştığında görevli askerler gelip banklarda oturan ve hızla akan zamanı unutabilen ziyaretçileri nazikçe uyarır:)
Çanakkale Deniz Müzesi'nde pek çok bölüm vardır. Nusret Mayın Gemisi girişte hemen sağ taraftadır. Sol tarafa ise 2018'de Atatürk'ün Acar Seyir Gemisi getirilip kendisi için ayrılan yerde sergilenmeye başlamıştı. Açılış günü ben de gitmiş ve pek çok fotoğraf çekmiştim. Dünkülerle birlikte o günküleri de yayınlayacağım.

Girişte, bahçe kısmında hemen göze çarpan savaşta kullanılmış pek çok tank, tüfek, mayınlar, yarısı yok olmuş bir denizaltı benzeri sayısız savaş malzemesi sergileniyor. Fakat ben onca yıldır bir kez bile Çimenlik Kalesi denen kısmını ziyaret etmemiştim. Nasıl bir pişmanlık yaşadığımı anlatamam size. Müzenin en önemli kesiti orasıymış meğer. Apayrı ve bir hayli büyük bir tabyaymış orası. İçeride üç kattan oluşan oldukça büyük bir envanter müzesi var ki gezerken tüyleriniz diken diken oluyor. Ve ben iddia ediyorum ki ülkemizde bu denli zengin bir savaş müzesi yoktur. Bir o kadar da bakımlı. 
Düşündüm de bu şehirde yaşayanlar bile kalenin böylesi muazzam bir yer olduğundan bihaberse başkalarının haydi haydi haberi yoktur. O nedenle mini bir seri halinde Çimenlik Kalesi'nde gözlemlediklerimi yazı haline getirmek istiyorum. Fotoğraflar eşliğinde tabii. 

Yalnız fotoğraf makinesiyle çekim yapmak yasaklanmış. Sadece telefonla çekim yapılabiliyor. Onda bile flaş yasağı var. O yüzden makinemi görevli askere teslim etmek zorunda kaldım. Girişin hemen arkasındaki küçük binadaki bölmelerden birine götürüp koruma altına aldı. Anahtarı da hemen getirip bana teslim etti. Boynumuz kıldan ince tabii, ne yapalım. Neyse ki fotoğraflar hiç de fena çıkmamış.
O halde birinci yazı bu olsun. Diğerleri için en çok ilgimi çekenler sıralamasına göre gideceğim sanırım.


Çanakkale Deniz Müzesi-Nusret Mayın Gemisi'ne giden kısım. Alttaki fotoğraflar ise Çimenlik Kalesi'nin içine giriş yaptıktan sonra görülenler. Sağdaki Piri Reis Müzesi.





BOĞAZDA İKİ BÜYÜK SAVAŞ 
Avrupa ile Asya kıtalarını boğazı ile ayıran Çanakkale aynı zamanda bu iki kıtanın birbirine bağlantısını sağlayan önemli bir geçiş noktasıdır. Akdeniz’den Karadeniz’e geçişin de kapısıdır. 

Tarihin her döneminde Anadolu’nun bereketli topraklarının yanı sıra, Asya’nın zenginliklerine ulaşım yolu üzerinde yer alan Çanakkale Boğazı ve çevresinde yaşayanlar bu zenginliklere sahip olmak isteyenler tarafından istila edilmek istenmiş ve büyük savaşlara tanık olmuşlardır. 

Anadolulu büyük ozan Homeros’un destanına konu olan Troia Savaşı ile Mustafa Kemal Atatürk’ün Türk ulusunun lideri olarak doğduğu ve silah arkadaşları ile Çanakkale Geçilmez destanını yazdığı 1915 Çanakkale Savaşları bu toprakların tanık olduğu iki büyük savaştır ki, bunlar yaşandığı yıllarda kalmamış, destanlaşarak geleceğe aktarılmıştır. 

Her iki savaşta da Anadolu’nun zenginliklerine sahip olmak isteyen Batılılar, gemiler ile Çanakkale’yi istilaya geldiler. Gemilerden sahile çıkmayı başardılar, fakat uzun süren işgal umutları ile sahilde kilitlendiler. Bu işgale karşı yaşadıkları toprakları savunanların direnci kahramanlık sembollerine dönüştü. 

Troia, tahta at hilesiyle yakılıp yıkılmış, insanları öldürülmüş, fakat bu topraklarda yeniden doğmuşlardır. 

1915’te zamanın tüm teknik imkân ve donanımları ile saldıranlar ise Çanakkale’de oluşan etten duvar önünde eriyerek geri çekilmişlerdir. 

 



İç içe geçmiş şu mermilere ve zemindekilere bakar mısınız? Camekanın önünde bir mercek olduğunu sonradan farkettim.

Bir destan yazdı Mehmetçik Çanakkale’de göğüs göğüse, süngü süngüye, kurşun kurşuna 

Çanakkale Muharebeleri, siperlerden karşılıklı açılan çok yoğun ateş altında geçer. Öyle ki, silahlardan çıkan mermiler havada çarpışırlar. Bu olasılığın, 100 m aralıklarla mevzilenmiş iki keskin nişancının aynı anda aynı hedefe atış yapma durumunda 160 milyonda 1 olduğu hesaplanmıştır.


*     *     *

Fotoğrafı bugün öğleden sonra çektim. Böylece badem ağacındaki tüm tomurcukların herhangi bir zarar görmeden açtığını da haber vermiş olayım:)

Görüşmek üzere...