Ara ara gidip seyir terasından boğazdan geçen gemileri izlediğimiz, insanın gözünü gönlünü açan harika bir yerdir burası. Pazartesi hariç haftanın her günü 17.00'ye kadar açıktır. O saat yaklaştığında görevli askerler gelip banklarda oturan ve hızla akan zamanı unutabilen ziyaretçileri nazikçe uyarır:)
Çanakkale Deniz Müzesi'nde pek çok bölüm vardır. Nusret Mayın Gemisi girişte hemen sağ taraftadır. Sol tarafa ise 2018'de Atatürk'ün Acar Seyir Gemisi getirilip kendisi için ayrılan yerde sergilenmeye başlamıştı. Açılış günü ben de gitmiş ve pek çok fotoğraf çekmiştim. Dünkülerle birlikte o günküleri de yayınlayacağım.
Girişte, bahçe kısmında hemen göze çarpan savaşta kullanılmış pek çok tank, tüfek, mayınlar, yarısı yok olmuş bir denizaltı benzeri sayısız savaş malzemesi sergileniyor. Fakat ben onca yıldır bir kez bile Çimenlik Kalesi denen kısmını ziyaret etmemiştim. Nasıl bir pişmanlık yaşadığımı anlatamam size. Müzenin en önemli kesiti orasıymış meğer. Apayrı ve bir hayli büyük bir tabyaymış orası. İçeride üç kattan oluşan oldukça büyük bir envanter müzesi var ki gezerken tüyleriniz diken diken oluyor. Ve ben iddia ediyorum ki ülkemizde bu denli zengin bir savaş müzesi yoktur. Bir o kadar da bakımlı. Düşündüm de bu şehirde yaşayanlar bile kalenin böylesi muazzam bir yer olduğundan bihaberse başkalarının haydi haydi haberi yoktur. O nedenle mini bir seri halinde Çimenlik Kalesi'nde gözlemlediklerimi yazı haline getirmek istiyorum. Fotoğraflar eşliğinde tabii.
Yalnız fotoğraf makinesiyle çekim yapmak yasaklanmış. Sadece telefonla çekim yapılabiliyor. Onda bile flaş yasağı var. O yüzden makinemi görevli askere teslim etmek zorunda kaldım. Girişin hemen arkasındaki küçük binadaki bölmelerden birine götürüp koruma altına aldı. Anahtarı da hemen getirip bana teslim etti. Boynumuz kıldan ince tabii, ne yapalım. Neyse ki fotoğraflar hiç de fena çıkmamış.
O halde birinci yazı bu olsun. Diğerleri için en çok ilgimi çekenler sıralamasına göre gideceğim sanırım.
Çanakkale Deniz Müzesi-Nusret Mayın Gemisi'ne giden kısım. Alttaki fotoğraflar ise Çimenlik Kalesi'nin içine giriş yaptıktan sonra görülenler. Sağdaki Piri Reis Müzesi.
BOĞAZDA İKİ BÜYÜK SAVAŞAvrupa ile Asya kıtalarını boğazı ile ayıran Çanakkale aynı zamanda bu iki kıtanın birbirine bağlantısını sağlayan önemli bir geçiş noktasıdır. Akdeniz’den Karadeniz’e geçişin de kapısıdır.Tarihin her döneminde Anadolu’nun bereketli topraklarının yanı sıra, Asya’nın zenginliklerine ulaşım yolu üzerinde yer alan Çanakkale Boğazı ve çevresinde yaşayanlar bu zenginliklere sahip olmak isteyenler tarafından istila edilmek istenmiş ve büyük savaşlara tanık olmuşlardır.Anadolulu büyük ozan Homeros’un destanına konu olan Troia Savaşı ile Mustafa Kemal Atatürk’ün Türk ulusunun lideri olarak doğduğu ve silah arkadaşları ile Çanakkale Geçilmez destanını yazdığı 1915 Çanakkale Savaşları bu toprakların tanık olduğu iki büyük savaştır ki, bunlar yaşandığı yıllarda kalmamış, destanlaşarak geleceğe aktarılmıştır.Her iki savaşta da Anadolu’nun zenginliklerine sahip olmak isteyen Batılılar, gemiler ile Çanakkale’yi istilaya geldiler. Gemilerden sahile çıkmayı başardılar, fakat uzun süren işgal umutları ile sahilde kilitlendiler. Bu işgale karşı yaşadıkları toprakları savunanların direnci kahramanlık sembollerine dönüştü.Troia, tahta at hilesiyle yakılıp yıkılmış, insanları öldürülmüş, fakat bu topraklarda yeniden doğmuşlardır.1915’te zamanın tüm teknik imkân ve donanımları ile saldıranlar ise Çanakkale’de oluşan etten duvar önünde eriyerek geri çekilmişlerdir.
Bir destan yazdı Mehmetçik Çanakkale’de göğüs göğüse, süngü süngüye, kurşun kurşuna
Çanakkale Muharebeleri, siperlerden karşılıklı açılan çok yoğun ateş altında geçer. Öyle ki, silahlardan çıkan mermiler havada çarpışırlar. Bu olasılığın, 100 m aralıklarla mevzilenmiş iki keskin nişancının aynı anda aynı hedefe atış yapma durumunda 160 milyonda 1 olduğu hesaplanmıştır.
Birkaç gezme şansına erişenlerdenim:) Özellikle havada çarpışan mermiler sanırım müzenin gözbebeği tarihi parçaları... En son sanırım 2011 yada 2012 yılında gezmiştim. Hatta o zaman müze içinde canlı olarak canlandırma yapıldığı aklımda kalmış. Halen devam ediyor mu bilemiyorum:) Makinenin yasaklanması tuhaf ama emir demiri keser diye boşuna dememişler:) Cep telefonu da olsa fotoğraflar harika:)
YanıtlaSilMaşallah size:) Gezi yazılarınızın sıkı takipçisi biri olarak eminim ki, gezme şansına erişmeniz tesadüf değildir. Havada birbirine geçmiş mermiler yeryüzünde başka hiçbir savaşta rastlanmadığı için çok kıymetli sanırım. Evet, birkaç bölümde sanal gerçeklik odaları, simülasyonlar devam ediyor. Hatta Nusret Mayın Gemisi'nde de canlandırma var. Fakat, savaşı neredeyse birebir yaşamak isteyenlerin Gelibolu Yarımadası'ndaki ÇANAKKALE DESTANI TANITIM MERKEZİ'ne gitmesini öneririm. Seyircilerin sırayla 11 ayrı salona geçirilerek izletilen ve 1,5 saate yakın süren öyle bir sinevizyon gösterisi var ki, anlatılmaz yaşanır.
SilMakine olayına şaşırdım gerçekten. İlk defa duydum, gördüm. Halbuki flaş da kullanmayacaktım. Çok teşekkür ederim. Şansıma telefon da güzel çekti gerçekten:)
Galiba ben gerçekten şanslıyım, çünkü ilk açıldığı yıl Çanakkale Destanı Tanıtım Merkezi'ni de gezmiştim:))) Sanırım o da 2012 yılı Ağustos ayıydı ve daha yeni açıldı demişlerdi:) Ama asıl isteğim Bartu ile oraları gezmek...
SilNe tesadüf, aynı yıl biz de misafirlerimizle Gelibolu Yarımadası'na gitmiştik. O merkeze de o bölgedeyken tesadüfen haberimiz olduğu için gitmiştik. Bizimki de ilk açıldığı zamanlardı. 2012 Haziran'ının son haftası:) Hatta gemi formunda yapılan giriş kısımları tamamlanıyordu. İçerideki salonlarda fotoğraf çekmek yasaktı ve ben çok üzülmüştüm. Yine de orası dahil, yarımadada çektiğim fotoğraflardan 18 Mart'a doğru blogda yazı dizisi oluşturdum. Bartu da görsün oraları elbette ve şansınız daim olsun:)
Silziyaret eden herkes çok etkilendiğini söylüyor, etkilenmemek elde değil. Şehitlerimizin yazdığı destan, kıymeti bugün şu an unutulsa -unutulmaya başlansa, unutturulmaya çalışılsa bile- gurur verici gerçekten
YanıtlaSilAynen öyle. Üstelik o günün koşullarında ve yoksulluk içinde yazıldı o destan. Dünya tarihinde altın harflerle yerini buldu Müttefikler deniz yoluyla girmelerine izin verilmeyip püskürtülünce bu kez karadan saldırıya geçtiler. Onda da avuçlarını yaladılar. Bu destan unutulmaz, kimse unutturamaz. Unutturmaya kalkan nankör bir vatan haininden başka bir şey değildir!
SilGörmeyi çok istediğim bir yer. Umarım ileride bir program yapabilirim gezmek için. Nusrat Mayın Gemişi Tarsus' ta da var. Hangisi orjinal acaba:)
YanıtlaSilDilerim o fırsatı en kısa zamanda yakalarsınız. Öncelikle pandeminin bitmesi en büyük dileğimiz tabii. Şansa bakın, ben gezerken maske ve HES kodu ile girdim. En fazla 6 kişi sınırlaması ile. İyi ki öyle oldu. 2 güne kalmadı zorunluluk kalktı:(
SilEvet, yazılardan birinde bahsetmiştim. Nusret Mayın Gemisi Tarsus'ta da var ve oradaki orijinal olanı. Çanakkale'deki bir replika:)
iç içe geçmiş mermi dehşet günler olduğunun en belirgin kanıtlarından adeta. Tüm şehitlerimizin ve gazilerimizin ruhları şad, mekanları cennet olsun.
YanıtlaSilŞehitlerimizin kanlarıyla sulanmış bu topraklarda iç içe geçmiş o mermilerden daha pek çok bulunmuş. Boğazın karşı tarafındaki Kilitbahir Kalesi Müzesi'nde de sergileniyor. Hatta üç merminin iç içe geçtiği söyleniyor.
SilAmin! Tüm dünyaya bir insanlık dersi vererek bizlere onurlu ve kutsal bir vatan bırakan aziz şehitlerimize rahmet ve minnetle...