Manolya kadar farkındalık gerektiren bir ağaca rastlamadığım kesin. Haziran sonlarında kim bilir kaç kez geçtiğim bu yolda kaldırım kenarlarında sıralı onca ağacın manolya olduğunu, üstelik yaprakların arasında tamamen açmış, eşsiz güzellikteki çiçeklerinin bulunduğunu ilk kez bu yıl fark ettiğime inanamıyorum. Kendime öyle şaşırdım ki. Birkaç kare fotoğraf çekip, daha doğrusu gayet iyi tanıdığım bu ağaçla ilgili başıma gelen garipliği kayda geçip an'ı ölümsüzleştirmek isterken daha garip şeyler olmaz mı?
Kordonda turlayan insanlardan bazıları yanıma gelip ağacı dikkatle incelemeye aldı. Hepsi de ağacı ve çiçekleri ilk kez o an fark ettiklerini söyledi. İçlerinden biri epeyce uzaktan tekrar geri dönüp isminin ne olduğunu sordu. Öğrenince bu ismi çok kez duyduğunu fakat hayatında ilk kez manolya gördüğünü söyleyip hayıflandı. Yaşlı bir çift heyecanla kocaman bir tomurcuğu gösterip onu da çekmemi istedi. Yaşadıklarım normal miydi bilemedim. Ancak, her birinin ayrı birer şaşkınlık (ve tebessüm) nedeni olduğu kesindi:)
👇
''Koklamaya kıyamam, benim güzel manolyam'' 🎶🎶
Bilmeyenler için; tomurcuk boyu en az 20 cm :)
Söz konusu manolya ağaçları hemen sağ tarafta, denize bakan birkaç ağaç.
Sağ taraf kordonun boğaz yanı. Her gün sayısız uçağın indiği kente ziyaretçi akını var bu ara. Çok daha bulaşıcı hale gelen (fakat öldürmeyen) korona tetikleniyor diye endişe duymamak imkânsız.
Arkalıksız banka ters oturmanın bedeli karikatür gibi:) Ekskavatörler bina yıkmaya devam ediyor. ''Hayalleri değil, binaları yıkıyoruz'' sloganıyla tabii. Görüntüler göze hoş gelmese de, neyse ki yerine çok çabuk yenisi yapılıyor.
Balıkçı heykelinden ilham alıp tam da yanında balık tutan adam:)
Brush Cherry (Syzygium australe)
İlk kez görüp peyzaj bitkisi sandığım bu şık bitki Avustralya'ya özgü bir çalı ya da ağaç türü çıkmaz mı? Mızrak şeklindeki yaprakları ezildiğinde aromatik olup 3-25 beyaz çiçekten oluşan salkımlar sonbaharda olgunlaşan ve yaban mersini türünden pembe, uzun, yenilebilir meyvelere dönüşüyormuş. 😲
Bu hafta öğrendiğim ve çok şaşırdığım bir bilgiyi bloga da eklemem gerek bence. Yakın bir akrabam tarafından birkaç gün önce Kayseri'de çekilen bu görüntüler Aladağlar Milli Parkı içerisinde bulunan 5'i büyük 2'si küçük Kapuzbaşı Takım Şelaleleri'nden. Şelalelerin en yüksekten döküleni 77 metre gibi oldukça yüksek bir irtifaya sahip ve bu yüksekliği ile dünyadaki pek çok ünlü şelaleden daha önde.
Peki, aktığı yerin rakımı 700 m olan ve Aladağ'ın zirvesindeki kar ve buzullardan beslenen şelalenin, irtifası 100 metre olan Uganda'daki Victoria Şelalesi'nden sonra ''Dünyanın en yüksek ikinci şelalesi'' unvanı taşıdığını biliyor muydunuz? Ben yeni öğrendim maalesef ve bu benim suçum değil :( Lise coğrafya kitabımızda ve derslerde böyle bir bilgi geçmediğinden (öğretilmediğinden) eminim. Yeterli tanıtımı yapılmayınca da bu denli önemli bir bilgiden sınırlı sayıda insanın haberi oluyor demek ki.
Kalın sağlıcakla...